Müze olması gerekirken yıkılmak üzere (Orhan Kemal'in evi)

Müfettişler Müfettişi, Evlerden Biri, Sokakların Çocuğu, Suçlu adlı romanlarıni işte bu evde yazdı Orhan Kemal. Müze olması gereken ev, yıkıldı yıkılacak.

Müze olması gerekirken yıkılmak üzere (Orhan Kemal'in evi)

Çağdaş Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden biri olan Orhan Kemal'in 1954-1966 yılları arasında 12 yıl boyunca kiracı olarak oturduğu Fatih Cibali'deki kargir ev, bugün zor ayakta duruyor.

Hürriyet gazetesinden Özgür Altuncu'nun haberine göre, gölgede birçok tarihi ev restore edilip yenilenirken 'Yazar Orhan Kemal Sokağı'14 numaradaki ev, ilk günkü haliyle duruyor. Evin dış yüzeyinde derin çatlaklar bulunuyor.

OĞLU BU EVDE DOĞDU

Orhan Kemal, 'Müfettişler Müfettişi', 'Evlerden Biri', 'Sokakların Çocuğu', 'Suçlu' adlı romanlarını bu evde yazdı. '50 Kurus' adlı öyküsünde anlattığı, gazete dağıtıcısı çocuğun "Gazete, havadiis!" diye bağırmasını bu evden duydu her sabah. Babasının yolundan giden, kitaplar yazan Orhan Kemal'in oğlu Işık Öğütçü bu evde doğdu. Öğütçü için çok anlamlı olan babasının kucağında daktilo başındaki siyah beyaz fotoğraf da bu evde çekildi. 

'KONSTANTİN'İN FARELERİ

Işık Öğütçü, "9 yaşına kadar oradaydım. Ev fareliydi. Tavan arasında da dolaşırdı fareler. Öyle küçük değil, büyük fareler dolaşırdı. Babam onlara "Konstantin'in fareleri' derdi. Eski Bizans semti olduğu için farelere bu ismi vermişti. Mutfağı çökertmişlerdi kemire kemire" diye anlattığı evin müze olmasını istiyor. Öğütçü evi satın almak için girişimlerde bulunmuş ama mal sahibi olumsuz yanıt vermiş. Yıllar sonra satın alması teklif edilince de maddi durumu el vermemiş.

Mahallenin eski fırıncısı, Orhan Kemal'i görmese de daktilosunun sesini iyi hatırlıyor. O günleri, “O yıllarda evin bitişiğinde fırınımız vardı. Biz sabah ekmek, simit atardık fırına. Evden daktilo sesleri gelirdi o saatte" diye anlatıyor. 

"BU ÖZENSİZLİK ADINA HİÇ YAKIŞMIYOR"

"Önce bir dernek tabela koydu. "Orhan Kemal bu evde yaşadı' diye. Sonra tabelayı söktü birileri. Fatih Belediyesi yeniden tabela asti. Onu da söküp attılar. En son kâğıt üzerine yazılarak konuldu babamın o evde yaşadığı bilgisi. Ama böyle olmaz. Oranın müze olması lazım" diyen Işık Öğütçü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne çağrıda bulundu.

POLİSLER ALIP GÖTÜRDÜ

Öğütçü, "1966 yılında sabaha karşı gelip babamı o evden alıp götürdü polisler, sonra da tutuklandı. Babamın kişisel tarihinde çok önemli bir yeri var evin. Sadece almak yetmez evi, elden geçirilip kütüphane ya da çocuk merkezi yapılabilir" dedi.

Sayfa Yükleniyor...