Van'da tango ve salsa rüzgarı

Van'da açılan dans kursunda bir araya gelen çeşitli meslek gruplarından vatandaşlar, tango ve salsa danslarıyla günün stresinden uzaklaşıyor. İki ay boyunca haftada üç saat ders alan 40 kursiyer, kurs sonuda tango ve salsa yapmayı öğreniyor. Kurs sonunda kursiyerler için tango ve salsa geceleri düzenleniyor.

Van'da tango ve salsa rüzgarı

Van'da açılan dans kursunda bir araya gelen çeşitli meslek gruplarından vatandaşlar, tango ve salsa danslarıyla günün stresinden uzaklaşıyor.

Kültür, sanat, dil ve yaşamın farklı alanlarında eğitim veren özel bir sanat akademisi, verdiği hizmetle kentin sosyal yaşantısına renk katıyor.

İki ay boyunca haftada üç saat ders alan 40 kursiyer, kurs sonuda tango ve salsa yapmayı öğreniyor. Kurs sonunda kursiyerler için tango ve salsa geceleri düzenleniyor.

Akademi Müdürü Selahattin Doğrul, kente dair ön yargıları kırmak ve ihtiyaçlara cevap vermek amacıyla akademiyi açtıklarını söyledi.

Doğrul, şöyle konuştu:

"İlk başladığımızda çok iyi olmasa da süreçle bu kültürü kente oturtmayı başardık. Batıdaki doğu algısının değişmesi bizim için çok önemliydi. Burada oluşturduğumuz kurum, Türkiye'de belki de benzeri olmayan donanımlı bir kurumdur. Buraya gelen misafirlerimiz çok şaşırıyor. Doğu'da sadece çatışmanın olduğunu, sosyal yaşantının hiç olmadığını düşünen birçok insan var. Böyle bir algı oluşturulmuş. Bu algıyı yıkmaya çalışıyoruz. Kente yolu düşen insanların batıdaki birçok ilden çok daha iyi koşullarda sanat ve dans yapma imkanı buluyor."

"İNSANLAR FARKLI KÜLTÜRLERE AÇIK OLMALI"

ve müziğin evrensel olduğunu düşünen bir kurum olduklarını anlatan Doğrul, kentte insanların farklı kültürlere açık olmasını önemsediklerini, sanat merkezlerinin de böyle bir görevinin olduğunu dile getirdi.

Van'da sanatta bir şeylerin değiştiğini belirten Doğrul, şu ifadeleri kullandı:

"Daha çok dışarıdan gelen insanlar, bunun şokunu yaşıyor. Buraya geldikten sonra gördükleri manzara karşısında şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar. Halkın gösterdiği teveccüh ve öz güvenimizle bunu başarmaya çalışıyoruz. Kültürümüz de olmayan bir şeyi icra ediyoruz. Doğal olarak dans biraz daha farklı bir alan. Bu coğrafyada halk dansları daha çok ön planda. Bu dansları yaşayarak, deneyimleyerek, yaşam şeklimiz olarak almaya başladık. Yaşam sadece evle iş arasında olmamalı. Herkesin bir hobisinin olması lazım. 7'den 70'e herkesin sanatla iç içe olması gerekir."

Akademide farklı danslarda eğitim verildiğini, Latin ve Arjantin danslarıyla yanlış algıları yıkmak istediklerini aktaran Doğrul, eğitimin ardından tango ve Milano geceleri düzenlemek istediklerini söyledi.

Akademide halk dansları da öğrettiklerine dikkati çeken Doğrul, "Sadece kendi bölgemiz değil, Karadeniz, Ege ve diğer bölgelerin halk oyunlarını da öğretiyoruz. Halkımız farklılıklara da açık ve çabuk entegre oluyor. Farklı kültürleri bünyesine çok rahat alabiliyor" diye konuştu. 

Van'da tango ve salsa rüzgarı - 1

İSTANBUL'DA ÖĞRENDİ, VAN'DA ÖĞRETİYOR

Van'ın Çatak ilçesine 4 ay önce aile hekimi olarak atanan ve akademide tango eğitimi veren Selin Bayburt, tangoyu beş yıl önce İstanbul'da öğrendiğini, ilk başta Van'da verilen bu hizmet karşısında çok şaşırdığını ifade etti.

Tango vizyonunun Van ya da İstanbul'dan bağımsız, marjinal bir vizyon olduğunu, tango eğitimi vermekten mutlu olduğunu vurgulayan Bayburt, şunları kaydetti:

"Tabii ki tango ruhunu insanın hayatına sokması çok zor. Van'da belli bir kesim ilgi duyuyor. Onlar da memur ve belli bir vizyonla içlerinde kalan tutkuyu yaşatmak istiyorlar. Şansımız tesadüfen karşılaşmamız oldu. Burada eğitim alanlar, bu kültürü ve heyecanı çevrelerine yansıttıkça, kentte tango olgusu ve fikri gelişecektir."

"İNSANLAR MÜZİK VE DANSLA ZORLUKLARI AŞIYOR"

Van gibi bir yerde Latin danslarıyla ilgili bir şey yapabileceğini hiç düşünmediğini belirten salsa eğitmeni Derya Kadıoğlu Öztürk de akademide insanlara salsayı sevdirmeyi amaçladıklarını dile getirdi.

Öztürk, şöyle konuştu:

"Latin dansları batıda yaygın. Van'a geldiğimde acaba buradaki halk bu dans kültürüne uyum sağlayabilir mi diye düşünmüştüm. Fakat bu merkezde insanların müzik ve dansla zorlukların üstesinden geldiğini gördüm. Televizyonlarda doğuya karşı inanılmaz bir ön yargı var. Fakat buraya geldiğinizde aslında bunun böyle olmadığını görüyorsunuz. Terör olayları, dans, tiyatro, müzik gibi sanatsal, kültürel etkinlikleri kesinlikle etkilemiyor. Hiçbir şekilde terörden dolayı sadece ben değil, buraya gelen kursiyerler de olumsuzlukla karşılaşmadı. Günün her saatinde evimizden rahatlıkla çıkıp buraya gelebiliyoruz."

Kursiyerler ise Latin Amerika danslarının yaşantılarına farklılık kazandırdığını söyledi.

Sayfa Yükleniyor...