“Yaz”ın serinleten manzaraları

Yaz geldi. Yaz demek tabi ki deniz, güneş kum demek. Ama benim gönül sayfamda biraz da ülkemin yaz dizilerinde tadına doyulmaz manzaralar izlemek demek. O manzaralar insan suretinde. Ekseriyetle erkek olanlarından. Ne ara bu denli öne çıktı erkek oyuncular ve onların vücutları, kadın odaklı dizilerde erkeğin önemi ne ara bu kadar arttı? Ciddiyetle üzerine düşündüğüm, hayal aleminden gerçek dünyaya çok zor geçiş yaptığım nadide araştırma konumla karşınızdayım.

“Yaz”ın serinleten manzaraları
“Yaz”ın serinleten manzaraları - 1

90’lar her zaman aklıma ve yazılarıma sirayet eder. Hiçbir yere sığmayan, asi, aşık ve ergen yılları işaret eder çünkü. Herşey farklıydı. Şarkılar, cümleler, kitaplar, filmler, diziler... Şehnaz Tango, Ferhunde Hanımlar, Şaşıfelek Çıkmazı, Bizimkiler, Süper Baba... Türk dizileri masumiyetimizin de simgesiydi o zamanlar. 

NEJAT, FİKRET, TAMER... 

90’ların aile babası imajıyla bezeli dizilerinden bazı tatlı genç adamlar fırladı. Nejat İşler bir kadın dizisi olan “Şehnaz Tango”daki uzun saçlı, küpeli arsız romantik imajıyla aranan vasıflara uyuyordu. “Şaşıfelek Çıkmazı” adındaki nevi şahsına münhasır dizide Fikret Kuşkan, iki kız kardeşin gönlünü fetheden serseri rolüyle benim de kalbimi ele geçirdi. “Nasıl Evde Kaldım” Lale Mansur’un nasıl evde kaldığını anlatan komik bir diziydi. Tabi Tamer Karadağlı da o dizideydi ve o dönem gerçekten çok çekiciydi. Bu adamların ortak özelliği, kadın hikayelerine katkı sağlamaları ve iyi adamlar olmalarıydı. 

DELİYİM, GÖZÜ KARA DELİYİM! 

1998’in Ekim ayında bir “Deli Yürek”çıktı meydane. Osman Sınav yönetmen, Kenan İmirzalıoğlu başrol koltuğunda oturdu. Benim de mideme bir sancı oturdu. İdeal erkeğin imajı değişmişti. Haksızlığa karşı durması, sevdim mi tam sevmesi, sildi mi bir kalemde silmesi, çok dürüst olması gibi ulvi özellikleri deli bir yürekte taşıması, kadınlığını keşfetmekte olan beni başka bir boyuta taşımıştı. Artık erkek dediğinin fiziksel ve ruhsal hiçbir zaafı olamazdı, sevdiği kadından gayrı... 

“Yaz”ın serinleten manzaraları - 2 Kenan İmirzalıoğlu “Deli Yürek” dizisiyle şöhret kaldırımının ilk basamağını tırmandı. Onunla birlikte delikanlı erkek imajı sağlamlaştı. 

KIVANÇ TATLITUĞ, BENİM MİLADIM! 

Metroseksüellik peyda oldu ülkeme. Manikürlü tırnaklar, pedikürlü ayaklar, son moda saç kesimi, kılık kıyafetine, temizliğine özen gösteren erkekler deli yürek imajından oldukça uzaklaştı. Önyargılarıyla var olan yurdum insanına iyi geldi metroseksüellik. “Yalancı, çapkın, umarsız ama tarz çocuk.” Şiarı yaşadığım kültür şokunu özetler oldu. Benim için metroseksüelin karşılığı Behlül’dü. Dışı seni içi beni yakar cinsinden. Sarışın sevmem diyenlerin bile göz ucuyla kestiği bu yakışıklı çocuk amcam dediği adamın eşine aşık oldu. Birbirine yemek masasında dakikalarca bakabilen aile üyelerinden oluşan “Aşk-ı Memnu” evinin çapkın delikanlısı Behlül, içimdeki şeytana seslendi durdu: Aşkta her yol mübahtır. Hep daha fazlasını görmek istedik o aşkta. Onlar yasağın dibine vurdukça biz bahaneler ürettik. Kıvanç Tatlıtuğ o dönem etine dolgun bir manzara sergilediğinden ve zaten baştan ayağa koca bir günahın temsilcisi olduğundan fazlasına ihtiyaç duymadık. O “Kuzey Güney” dizisinde yasadışı boks maçlarında yeni imajıyla boy gösterdi. O hem deli yüreğin yüreğine hem de bir mankenin beden ölçülerine sahipti artık. Bir yandan Ezel, diğer yandan Kuzey Güney derken ortaya karışık erkek imajıyla ve erkek ağırlıklı hikayelerle günümüzü gün ediyorduk. Ancak eksik olan birşey vardı. Ekranda bir türlü izleyecek birşey bulamadığımız yaz aylarında ne yapacaktık? Ya da en azından yaz tekrarlarında gönlümüzü şenlendirecek birşey bulabilecek miydik? 

“Yaz”ın serinleten manzaraları - 3 Fotomodel ve manken Kıvanç Tatlıtuğ’un en büyük işi “Aşk-ı Memnu” oldu. Sonrasında “Kuzey Güney”de rol alan oyuncu daha sağlam bir karaktere ve daha atletik bir vücuda hayat verdi. 

TÜRK İŞİ RYAN 

Yazdan kalma bir gün yaşarken, “Med Cezir” diye bir masalın başlayacağını söylediler. “Adını Feriha Koydum”un ismine bile tahammül edemeyen ben Çağatay Ulusoy’un yeni halini tedirginlikle bekledim. Dizi Amerikan yapımı “O.C.”den uyarlamaydı. Ryan olmuştu Yaman! Feriha’daki Emir’i izlerken yaşadığım “bu çocukta bir tutukluk” var hissiyatından sonra Yaman gerçekten iyi geldi. Çağatay saçları uzatmış, spor yapmış ve oyunculuğunu daha da ilerletmişti. Zengin değildi fakat gururluydu. Ama hiçbir durum onu sıcak bir yaz gecesinde tişörtünü çıkararak sevdiği kıza gitarıyla şarkı söyleme zevkinden alıkoyamadı.

ERKEKLER FORA! 

Yıllar yılları, yazlar yazları kovaladı. Kenan ve Kıvanç aile babası olma yolunda emin adımlarla ilerlerken, yapımcılar boş durmadı. Ekranda genç ve taze kana ihtiyaç vardı. Neyse ki Best Model of Turkey ve türevleri vardı da kapı kapı genç ve yakışıklı erkek arama zahmetine girmediler.  

2014 yapımı “Kiraz Mevsimi” modellik yapan Serkan Çayoğlu’nun parladığı iş oldu. Ayaz gibi ilginç bir ismi taşıyan karakter, tabi ki zengin, bakımlı ve kaslıydı. Gençliğinin baharında aşlı bulmak için yola çıkan erkeğimizin o yolda çokça engel aştığı için tepeden tırnağa kasla dolu olduğunu varsayıyorum. Serkan dizide kendi sesiyle rol almadı belki ama vücudu tamamıyla kendisine aitti ve hanım kızlarımız için bu detay yeterliydi. Şiir gibi bir fiziğe sahipsen şiir okumana ne gerek var! 

2015’te start veren “Kiralık Aşk” sadece modellikle yetinmeyen, oyunculuk eğitimi alan ve dublajla da ilgilenen Barış Arduç’un en başarılı işi oldu. Daha önce de pek çok dizide rol alan ve hatta Karadeniz şivesini başarıyla konuştuğunu düşündüğüm Arduç artık baklavalarını saklamadığı için bu denli şöhret oldu. Zengin tamam, aşkı arıyor tamam, bakımlı ve kaslı tamam. Aranan özellikleri karşılayan başarılı iş adamı saklayacak bir şeyi olmadığı ve yazları İstanbul’da çok sıcak geçtiği için elinden geleni ardına koymadı. Üstelik şiir gibi bir sesi vardı.

“Yaz”ın serinleten manzaraları - 4 Barış Arduç ve Elçin Sangu’nun başrolü paylaştığı romantik komedi dizisi “Kiralık Aşk” Arduç’un oyunculuğu ve ideal fiziği ile tam bir seyirlik haline geldi.  
“Yaz”ın serinleten manzaraları - 5 Kerem Bürsin, Berk Atan, Ceyhun Mengiroğlu, Can Yaman, Kaan Yıldırım gibi genç oyuncular da dizilerin ve reklam filmlerinin aranan yüzleri haline geldi.    

2015’in yazında burnuma bir “Çilek Kokusu” geldi. Yusuf Çim ve Ekin Mert Daymaz birbirine taban tabana zıt iki kuzeni canlandırdı. Ortak noktalarını zikretmeme gerek yok sanırım. Çim’in canlandırdığı Burak karakterinin havuz sahnesini merak içinde izlemiştim. Acaba göbeğinin üstüne mi atlayacak, başarılı bir dalış mı yapacak. Her bilinçli izleyici gibi dikkatle izlediğim sahneden mutlu ayrıldım. Bu oyuncular gerçekten de zeki, çevik ve atletikti. Dizinin uslu karakterine hayat veren Ekin Mert Daymaz öyle çok sevildi ki bu yazın yeni işlerinden biri olan “Hayat Sevince Güzel”de başrolü kaptı. Üstelik bu yeni dizide Ekin maço, rol arkadaşı Burak Çelik çapkın bir erkeği oynuyor. Yani Deli Yürek ve Behlül bir arada, daha cesur ve daha genç halleriyle. Can Yaman, Berk Atan, Ceyhun Mengiroğlu, Kaan Yıldırım gibi genç oyuncular da bizden güzelliklerini esirgemedi çok şükür.  

Onlar bizim evlatlarımız, kardeşlerimiz, gözümüz yok, Allah sevdiklerine bağışlasın. Tüm yazıyı tatlı bir şaka gibi düşünelim ve son noktayı ciddiyetle koyalım. Dönem değişiyor, zevkler, inançlar, karakterler değişiyor. Zaman bazen durmasını istesek de ilerliyor. Zaman şimdi onlara akıyor. Spor yapan, yediğine içtiğine dikkat eden, oyunculuk ve dil eğitimi alan, donanımlı ve özgüvenli bir nesil yetişiyor. Şimdikiler Kıvançların, Kenanların yerine nasıl geldilerse, onların da yerine başka gençler gelecek. Tek temennim dizilerin yaz aylarında da çekilmesi ve slim fitin hep moda olması. 

Sayfa Yükleniyor...