Ali Koç: Aday değilim

Hakkındaki iddialara yanıt veren eski Fenerbahçe yöneticisi Ali Koç, Pazar günü yapılacak seçimde aday olmayacağını açıkladı.

Ali Koç: Aday değilim

Fenerbahçe Kulubü eski yöneticisi Ali Koç, Sarı-lacivertli kulübün hafta sonunda yapılacak başkanlık seçimi öncesinde bir basın toplantısı düzenledi.

Kurucusu olduğu 1907 Derneği, 3 Temmuz süreci ve şahsıyla ilgili iddialara cevap veren Koç, Mehmet Ali Aydınlar'ın 3 Temmuz sürecinin daha ilk günlerinden Fenerbahçe'nin suçlu olduğuna inandığını, yani objektifliğini kaybettiğini söyledi.

Fenerbahçe'nin, suçlanan kişilerin savunması bile alınmadan cezalandırıldığını belirten Ali Koç, "Birileri bunun hesabını er ya da geç verecek" dedi.

Bu arada Aziz Yıldırım'ın Yönetim Kurulu listesinde yer alıp almayacağı da merakla beklenen Koç, Koç Holding'deki yoğun iş temposu nedeniyle yönetime girmeyeceğini söyledi. Ancak Koç, Fenerbahçe'ye hizmet itmesi için yönetimde yer almasına gerek olmadığını da sözlerine ekledi.

MEHMET ALİ AYDINLAR'DAN JET YANIT
Bu arada Ali Koç, Aydınlar'ın "Fenerbahçe Başkanı olursam şike yapmayacağız" vaadinde bulunduğunu da öne sürerek bunun Fenerbahçe camiasına haksızlık olduğunu söyledi ve "Bu sözlerden sonra başkan seçilirseniz futbolcuların, taraftarların, camianın yüzüne nasıl bakacaksınız?" diye sordu. Ancak Ali Koç'un bu sözlerine Mehmet Ali Aydınlar'dan jet yanıt geldi: "Böyle bir açıklama yapmadım."

Ali Koç'un açıklamasından satır başları:

"Yönetimden ayrıldığım o günden bu güne yakışıksız pek çok haber çıktı hakkımda, hem 3 Temmuz süreci için, hem de hakkımda çıkan diğer haberlerle ilgili bir açıklamada bulunmadım. 3 Temmuz döneminin ciddi anlamda çarptırılmasından dolayı bazı bilgileri paylaşmam gerektiğini düşündüm.

'HABERLER CİDDİ RAHATSIZLIK YARATTI'
1992 yılında rahmetli Hüseyin Çakıroğlu anısına kurulan Fenerbahçe Derneği'nin tek amacı Fenerbahçe'yi desteklemek, arkasında olmaktır. Kurulduğundan bu yana, bu yönde çalışan bir sivil toplum kuruluşudur. Hepimiz gelip geçiciyiz, baki olan Fenerbahçe spor kulübüdür. 1907 Fenerbahçe Kulübü'nün aday belirleme gibi bir şeyi söz konusu olamaz. Zira adaylar içinde sadece bir adayı desteklemek, kulübümüzü kayıtsız şartsız desteklemek amacıyla çelişir.

93-97 yılında 11 milyon dolar bütçe yaratarak basketbola katkıda bulunmuştuk. İnşa edilen stadımızı, satttığımız 5 yıllık kombinelerle katkı sağladık. 99 yılında Fenerium'u kurararak devrettik. 90 yıldır tescil edilmeyen kulübün ambleminin tesciline öncülük ettik. 3 milyon TL basketbol şubesine katkıda bulunduk. Dernğin 20 yıolda gerçekleştidikklerini kısaca hatırlatırken derneğin vizyonunun altını çizmek istedim. 1907 FB Derneği, 'üyelerini belli bir doğrultuda oy kullanmaya yönlendirdi' haberleri kesinlikle asılsızdır. Bu haberler ciddi rahatsızlık yarattı.

'AYDINLAR İLE HUSUMETİM YOK'
Mehmet Ali Aydınlar ile hiçbir husumetim yok, olmamıştır. FFB olağan dönemlerde bile yapması oldukça zordur, buna bir de 90. saatte bu şike süreci denilen süreç eklendiği zaman takdir edersiniz ki çok büyük güçlüğkle yönetilmesi gereken bir süreçtir. Bize göre spor hukukunun temel prensiplerine itibar edilerek bir süreç yönetilmiş olsaydı büyük hasarlara yol açan bir durum olmayacaktı. Alınan kararları ve sergilenen yönetim anlayışını alt alta koyarsak sürecin tarfilenen vehametini aşacak derecede bir başarısızlık yaşandığını görüyoruz.

3 Temmuz olayını, -hafızaları tazelemek adına- bir özet geçmek istiyorum.

'NİYE KİMSE GİZLİLİK İHLALİNİN ÖNÜNE GEÇMEDİ?'
3 Temmuz Pazartesi sabahı dünya spor tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir operasyonla güne başladık. İlk günden itibaren gizlilik şartı olması rağmen gelişmeleri an be an takip eder hale geldik. Kimse gizlilik ihlaline bir şey demedi. Buna müsaade edildi, basın yasağı dahi çok uzun bir süre getirilmedi. Pek çok kez basın yasağı için başvurulmasına rağmen bunu başaramadık. Basın yasağı getirilmemesi benim bu operasyona çok farklı gözle bakmama neden olmuştur. Bu basit konular uygulansaydı, ülkemizde taraftarlar arasında yıllarca tamir edilemeyecek nefret tohumları ekilmezdi. Kulüplerimiz UEFA nezdinde kendilerini çok daha kuvvetli bir şekilde savunabilirdi.

'BEN BAŞKAN OLSAYDIM...'
Ben şahsen o gün başkan olsaydım, adli birimlere gider gizlilik ihlali getirilmesinin Türkiye için ne kadar önemli olduğunu ifade eder ve bunun için çaba sarfederdim. Gerekirse devletin en tepesine giderek 'Lütfen basın yasağı getirin' derdim ve bunu için mücadele ederdim.

Hiçbir savunma hakkı verilmeden kamuoyu vicdanında kulüp suçlu haline getirilmiştir. Lütfen bunu akşam Mehmet Ali Aydınlar'a sorun: Kulüplerine haklarını maksimum koruyabilmesi için bir girişiminiz oldu mu?

Kamuoyu baskısı altında kalan TFF 1. Etik Kurulu Raporu diye bir rapor ortaya attı. Hiçbir savunma alınmadan sadece 21 Temmuz itibariyle emniyetten gelen kanaatin bizim için hiçbir kıymeti olmaması gerekirken UEFA'nın temel dayanağı haline gelmiştir. Savunma hakları kullanılmadan nasıl böyle bir rapor hazırlanmasına müsaade etti Mehmet Ali Aydınlar?

'ETİK KURUL RAPORU NASIL MEDYAYA SIZDI?'
Emniyetimizden gelen, -hangi bilgilerin geldiğini de bilmiyoruz- bu rapora belgeler yollandıktan sonra 31 kişi daha gözlatına alındı, ifadeleri alındı, binlerce sayfa daha yeni bilgiler oluştu. Ama 100 yıllık şanlı kulübün kaderi etik kurulu raporundan dolayı bugün bu konuma geldi.

Kozmik oda falan bir şeyler anlatıldı bize, Etik Kurulu raporu bu odada hazırlandı diye. Niye bu odada hazırlanndı? Çünkü gizli kalması isteniyordu. Peki nasıl medyaya sızdı? Bu odada bir medya mensubu var, o biliyor bunun nasıl sızdığını. İnşallah o da bir gün anlatır.

Aydınlar'ın üzerinde müthiş bir baskı kuruldu. Aydınları'ın üzerinde kurulan müthiş baskı neydi biliyor musunuz? 'Siz üzerinizden Fenerbahçe formasını çıkaramadığınız için alacağınız kararlarla bütün ülkeyi riske atıyorsunuz' baskısı yapıldı.

21 Temmuz'da verilen bilgilerle 15 Ağustos'ta bu rapor hazırlandı ve UEFA topa sokuldu. UEFA'nın bu şekilde olağanüstü davranmasına TFF'nin içinde bazı üylerin de dahil olduğundan hiç şüphemiz yok.

15 Ağustos'ta rapor yayınlandı, rapordan bir kaç gün sonra ülkemizi küçük düşürecek bir gelişme yaşandı. UEFA müfettişi Türkiyeye geldi, Türkiye savcısını ziyaret ederek küçük düşürüldü. Burada küçük düşürülen TFF'ydi, ama onlar bunu gururla sundu. UEFA'ya 'sen kimsin de buraya geliyorsun, sana kim bu hakkı veriyorsun' denmez miydi?

İnsanın gücüne gidiyor. Dik durup, UEFA'ya 'kardeşim sen ne yapıyorsun' demedi.

UEFA'nın muhatap olduğu kişiler Fenerbahçe'nin şike yapmama olasılığının yüzde 1 bile olmadığını düşünüyor. Burda UEFA'ya kızmayalım, onun muhataplarına kızalım.

'HESABI ER GEÇ VERİLECEK'
Müfettişin ziyaretinde bir yol haritası planlandı ve onun ayrılmasının ardından meşhur Infantino'nun mektubu bize ulaştı ve Çarşamba akşamı, 24 Ağustos'ta önce FB'nin men edildiğini, Trabzon'un dahil edildiğini öğrendik. hukuk tarihinde bir ilk yaşanıyordu. Hiçbir resmi süreç işletilmeden, kimin neyle sulandığı bilinmeden, hiçbir savunma alınmadan FB cezalandırıldı. Bunun hesabını er geç birileri verecektir.

FB yarım puanla şampiyonluğu kaybetti, ama bizim kolumuzu kanadımızı kırdılar, her puan para demekse bizim ekonomik anlamda da kanadımızı kırdılar. TFF yönetimi başkanı sürece iyi niyetle yaklaşmış olabilir, ancak muhtelif nedenlerden dolayı UEFA'ya karşı dik duramayarak, UEFA'ya boyun eğerek TÜrk futbolunun çıkarlarını koruyamamıştır. Temel neden Aydınlar ve ekibinin FB'nin suçluluğuna peşinen inanmalarıdır. 2010-2012 sezonunu yaşayan bizler, suçluluğumuza tamamen inanarak hakkımızı savunmaya çalışırken TFF Başkanı Sayın Savcı beye yaptığı ilk ziyaretten itibaren onun dediklerine inanmış, zararın neresinden dönersek kardır düşüncesiyle yöneitlmeye çalışılmıştı.

8 takımdan bahsediyordu, ne oldu o takımlara? FB ve Beşiktaş'a kaldı olay sadece.

Sayın Aydınlar'ın spor hukuku konusunda çok bilgisi olması önemli unsurlardan bir tanesidir. 'UEFA'ya muhatabın benim, savcıyla ne işin var' diyebilirdi. Sanki Türkiye muz cumhuriyeti!

Kararsızdı, gel-gitler yaşadı. Mesela liglerin başlama tarihi konusunda...

Kendi istifasını hatırlayın, ettim dedi etmedim dedi 2 gün içinde defalarca karar değiştirdi.

Çok fazla medyayla konuştu, kendisiyle çelişkiye düştü. Ekip ruhu yoktu. Play-off oynanacağını bile TFF basın kurulunda öğrenmedi mi? Bu nasıl bir ekip ruhudur. Ne yazık ki bu nedenlerden dolayı yönetim anlayışı manipülasyona açık bir konuma geldi.

'AYDINLAR BİZE 3 FIRSAT SUNDUĞUNU SÖYLEMİŞTİ'
Sayın Aydınlar bize 3 fırsat sunduğunu söylemişti ama bize göre ortada bir fırsat bile yok. 15 Ağustos'ta daha ortada kimin neyle suçlandığı bilinmezken 'Kendisinden şüphe edenler Avrupa'ya gitmesin' demenin neresi fırsat! Böyle bir yaklaşımı hangi Fenerbahçeli kabul ederdi?

'TRABZONSPOR DAHİL EDİLİNCE DURUM DEĞİŞTİ'
Trabzonspor, Şampiyonlar Ligi'ne dahil edilince durum değişti. 'Bana sorsalardı Trabzonspor'un yerine Bursaspor'un alınmasını önerirdim' dedi sayın Aydınlar. Bu bize göre sansasyonel bir örnektir. Trabzonspor'un bu durumda gideceği aşikar. 26 Temmuz'da yapılan kulüpler birliği toplantısında Avrupa'ya gidecek takımların belirlendiğini, aksi taktirde hiçbir takımın gitmeyeceğini söylemişti.

'İNSANLARIN YÜZÜNE NASIL BAKACAKSINIZ?'
Fenerbahçe Başkanı olmak için aday olan birinin 'Şike yapmayacağız' vaadinde bulunması çok büyük bir hayal kırıklığıdır. Bu yaklaşım, teknik ekibe, hocaya, camiaya büyük bir haksızlıktır. Sayın Mehmet Ali Aydınlar, saha içinde bir şey olmadığını siz söylemediniz mi? 'Şike yapmayacağım' ne demek? Seçilirseniz insanların yüzüne nasıl bakacaksınız? İnsanlar çoluğundan çocuğundan sağlığından oldu. Nasıl böyle birşey dersiniz?

'ADAY OLMAYI DÜŞÜNMÜYORUM'
Pazar günü yapılacak seçimlerde aday olmayı bu aşamada düşünmüyorum. Aday olmayı düşünmememin sebebi aile şirketimde aldığım sorumluluklardır. Şartlar uygunlaşınca yine görev almak isterim.

CAS DAVASI NEDEN ÇEKİLDİ?
CAS'taki davayı şike yapıp yapmamakla ilgili değil, sorgusuz şekilde Şampiyonlar Ligi'nden edilmemizle ilgili açtık. Şenes Erzik'in öncülüğünde, CAS davasını çekmemiz halinde 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın Türkiye'ye verileceğine inandırıldığımız için davayı çektik. UEFA'nın yaptığı davranış olağandışı davranıştır. Gazete küpürlerinden bu süreç takip edilemezdi.

'UEFA, TFF'Yİ PARMAĞINDA OYNATTI'
UEFA, TFF'yi parmağında oynattı. UEFA'ya fazla yüklenmek istemiyorum, çünkü onlar bu topa sokuldu.''

Sayfa Yükleniyor...