Aman dikkat!

Son dakikaların takımıyız demek belki futbol lügatinde başarıyı açıklamıyordu ama sevimliydi…

Aman dikkat!  - 1

Son dakikaların takımı mıyız?
Geriden gelen bir takım mıyız?
Kaybetse de sevimli gelen bir takım mıyız?

Euro 2008’de dikkat çeken bir takım olmayı başarmıştık.
Ve bu başarı, üzerimize yapışan ‘antipatikliği’ bir nebze olsun kırmayı başarmıştı…
Başarının gelişiyle birlikte az önce sorduğum soruları sorabilir hissetmiştik kendimizi…

Son dakikaların takımıyız demek belki futbol lügatinde başarıyı açıklamıyordu ama sevimliydi… Geriden gelmek geriye düşüldüğünün yani başarılı da olunamadığını ifadesiydi ama biz, geriden gelmeyi bir coşku tarifi yapmayı ‘başarabilmiştik’.

İsviçre maçında sahaya kavgacı, küstah, acımasız bir tavır koymuştu milli takımın sorumlusu, oyuncusu vs.. İçimiz acımıştı, milli takımın sergilediği bu görüntünün her ne kadar bize ait olmayan bir görüntü olduğunu bilsek de (!) elimizden bir şey gelmeyecekti, bu saldırgan tavır bize fena yapışacaktı, bu nedenle içimiz acıdı diyorum…

Gerçekten de aynen söylediğim gibi oldu ve ‘kavgacıydık’

Ve sizler neler düşündünüz o dönemde bilemiyorum ama ben Türkiye Milli Takımı’ndan fena halde soğudum…

EURO 2008'E DUACIYIZ
Euro 2008’de sadece bu görüntünün dağılmış olması dahi beni mutlu etmişti.. Hoş kavganın baş aktörü yine sahnedeydi ve bütün ‘iticiliğiyle’ başarının mimarı ilan etmişti kendisini..
Ben yaptım o kadar, helal olsun banalar…

Yapış yapış sahaya çıkan o somurtkan, bütün sevimliliğin üzerinde bir kara gölgeydi fakat Semih ile, Arda ile, Tuncay ile, Aurelio ile biz yeni bir jenerasyonun yakalamanın kavgaya adı karışmayan, temiz yüzlerin başarısını alkışlamanın mutluluğunu yaşıyorduk…

Lafı çok da fazla uzatmaya gerek yok aslında.. Sözü şu ‘amansız’lara getireceğim… Şimdi reklamlar diyenleriniz de olacaktır ama böyle bir reklam anlayışının çok da hoş olmadığına inandığım için o bölümü teğet geçiyorum… Hem de reklamlarda şişirilen ‘büyüğüz’, ‘müthişiz’ hamasetinden de gına gelmiş olmasına rağmen buraya bir dolu şey yazılacak olduğunu hissetmeme rağmen bunu böyle yapıyorum… Ama şunu eklemeden geçemeyeceğim:

Amansız Kanının Son Damlasına Kadar Savaşır
Amansız Demek - İnatçı Demek, Sürekli Demek.
Amansız Demek – Gururuna Sarılmak Demek.
Amansız, Rakibine Diz Çökmez.
Amansız, Zamana Yenilmez.
Amansız, Acıyı Yener.
Amansız, Kendini Feda Eder.
Amansız Asla Pes Etmez.
Amansız Kanının Son Damlasına Kadar Savaşır.
Amansız Ol.

Garanti’nin ‘Turko’su, Turkcell’in ‘hutbesi’ ve şimdi de Nike’ın ‘amansız’ı…

TÜRKİYE A MİLLİ FUTBOL TAKIMINI NASIL BİLİRSİNİZ?
Bu soruyu yeniden sormak istiyorum… Reklamlar bir ürünü pazarlamanın aracıdır ve bu ürünü pazarlamanın en geçer akçe yoluda popüler olana ait olanı kullanmadır… Popüler olan nedir, milli takım… Ürünün özelliği ile popüler olanın benzeşen özellikleri nelerdir?

Yani nedir şu milli takımın özelliği?
Korkutucu, meydan okuyucu, kavgaya hazır, şedit, öfkeli...
Hala ilkel dünyalara özgü bir onur, bayrak meselesi.

İsviçre şokunu bir kez daha yaşamayacağımızı düşünüyorum, umut ediyorum..
Ama Dünya Kupası'na gidemeyen bir takım olmayı bazılarının içine hiç sindiremeyeceği ortada...

Amansız demek, aman dikkat demek olmasın...

Sayfa Yükleniyor...