Amansız böyle olunur işte!.

'Amansız ol' sloganıyla motive edilen bir futbol kuşağı var sahada… Emre'nin, Sabri'nin, Arda'nın, Semih'in gözlerinde her an patlamaya hazır bir kin var…

Amansız böyle olunur işte!. - 1

İSTANBUL - Yıllar, yıllar önceydi! Mahallede yapacağımız maçın heyecanıyla evden ayrılmış, annemin “terli terli su içme” nasihatini de cebime koymuştum… Dünya bihaberdi belki ama bizim efsane oyuncularımız vardı. Hatta arkadaşlarımla kim olacağımız konusunda tatlı bir rekabetimiz olurdu… Ben Oğuz olacağım, hayır ben… Sen de Aykut ol!

Rakip mahalleden çocuklar gelmeden önce kendi aramızda ‘9 aylık’ oynardık…

Bazen gelmeleri uzardı ve biz de 9’u 18, 27 katlar giderdik…

Hatta öylesine çok kaptırırdık ki kendimizi, maçtan önce çok yorulur, kendi aramızda gerilir, kaybedeceğimiz maçlara çıkardık…

Şimdi şimdi düşünüyorum acaba bizim rakip mahalle çocukları geç gelme stratejisi mi izliyordu?

Yıllar geçmiş aradan…

O gün yine kendi aramızda, topu bana da atsana, sen defanstasın, sen ileride bekle, bir teknik patron havası, bir menajer halleri sarardı hepimizi…

Herkesin bir kadrosu vardı, benim kadromda hep forvet oynardım ama maça kalede başladığım da çok olmuştu…

Ama adaletimiz vardı, kaleye sırayla geçerdik, maçın başlarında gol yenilince kaleci değiştirir, ardından kalecinin bilinçli gol yeme ihtimali artınca da bu işi dakikaya havale ederdik…

Ben o yaşlardan geveze olduğum için, takım kurma sohbetlerinde hemen araya girer, kendimce mantıklı açıklamalar yapar, bir de “iyi tamam sizin dediğiniz olsun” artistliğiyle şeklimi yapardım… O gün de yapmıştık bu maç öncesi toplantımızı!

Aramızda en iyi oynayan Emre’ydi… İlerleyen yıllarda Karagümrükspor’da oynamaya başlamıştı, biz de onun sayesinde takıma girmiştik…

(Böyle yazınca eskilerin futbolcusu, şimdilerin yorumcusu gibi yazasım geldi: Bizim zamanımızda yoktu öyle yeşil sahalar, kramponlarımız bir taneydi ve elimizden tutan olmadı!)

Emre iyi oynayan olduğundan otomatikman takımın da kaptanıydı.. Emre Fenerbahçeli olduğu için biz de Fenerbahçeliydik… Karşı mahallenin takımı bizim için her zaman Galatasaray olmuştu…

Kadromuzu kurmuştuk…

Hepimiz topun peşinde, bir orada bir burada, alabildiğince koşuyorduk…

Gol yediğimiz zaman suçu hep diğer arkadaşımıza atıyor, gol atınca hep beraber seviniyorduk…

Bugün, o gün oynadığımız maça dair hatırladığım şey ise, gol atmış mıydım ya da yemiş miydim değil… Çünkü bunlar hemen her gün oynadığımız maçlarda yaptığımız şeylerdi…

Hatırladığım maçta çıkan kavgaydı…

Bizim Serkan, hızlı da bir çocuktu ve topla birlikte oldukça hızlı ilerleyebilirdi, fiziksel özellikleri de Rıdvan Dilmen’e benzediğinden bizim Şeytanımızdı.. Saçlarının salınışından, inceliğine ve çıt kırıldığımlığına varıncaya kadar… Şeytan’a çelme takmışlardı ve Selim koşarak ona çelme takan çocuğa vurmuştu… Selim de biraz iri kıyımdı, sonra birden arbede çıktı… Ben de attım kendimi kargaşanın içine…

Mekan okul bahçesiydi ve aldığım darbeyle burnum kanamaya başlamıştı!

Hemen çevreden büyükler geldi, bağırış, çağırış, sonra hiç hatırlanmayası bir gün olarak hafızamıza not düşmüştük… Maç yapıyorduk, mahalle kavgasına dönüştü… Sonra aramızda nasıl dövdük onları dediğimiz de oldu vs… Ama hep üzüldük, bize hiç yakıştıramadık…

Gidip özür diledik, maçlarımıza kaldığımız yerden devam ettik… Hatta kadroları karma hale dahi getirmiştik… Mahalle maçı halinden çıkartmıştık işi, dostluk maçları dizisine bağlamıştık…

Bu çocukça hareketleri yıllar sonra bana hatırlatan değerli Fenerbahçeli ve Galatasaraylı futbolculara selam olsun… Kendisine onları örnek alan çocuklara verdikleri mesajın alıcılara iletilmemiş olması en büyük dileğimiz...

Şunu da eklemeden geçemeyeceğim… Bakıyorum televizyondaki sohbetlere, futbolcuların verdiği demeçlere, yazılara… Bu çocuklar milli takımda dosttu, iyi arkadaşlardı, özellikle Semih ve Arda ile ilgili yapılan yorumlarda bunu görüyorum... Efendim, ‘amansız ol’ sloganıyla motive edilen bir futbol kuşağı var sahada… Emre’nin, Sabri’nin, Arda’nın, Semih’in gözlerinde her an patlamaya hazır bir kin var…

Diyeceksiniz işin içinde Lugano da var… O da mı amansız? Doğrusu onun ne olduğunu anlamak çok zor ama genelde yaptıklarıyla bu ülke insanını çok iyi tanıdığı, istenileni vermek için burada olduğu kesin… Sözleşme de imzalamadı henüz, soru işareti…

Sayfa Yükleniyor...