Aykut Kocaman: Ayrılıklar da kaliteli olmalı

Fenerbahçe ile anlaşan teknik direktör Aykut Kocaman NTV Spor'da Ercan Taner'in sorularını yanıtladı. Kocaman, "Fenerbahçe ile imza töreni büyük ihtimalle yarın olur" dedi.

Aykut Kocaman: Ayrılıklar da kaliteli olmalı

Konyaspor ile türkiye Kupası'nı kazanan ve gelecek sezon için Fenerbahçe ile anlaşan Aykut Kocaman, NTV ekranlarında Ercan Taner'in konuğu oldu.

Sözleşmesinin büyük ihtimalle yarın belli olacağını söyleyen Kocaman, bir basın toplantısı düzenleneceğini açıkladı. 

Fenerbahçe'den geçen sezon başında Vitor Pereira ile yolların ayrılmasından sonra da teklif geldiğini açıklayan Aykut Kocaman "Görünen bir şey yok. Fenerbahçe ile sözleşme herhalde bugün-yarın sonlanır. Bir basın toplantısıyla açıklanacak. Aynı ekibimle çalışacağım. Antrenörlükte 18. yılım. Son 10 yılımı hemen hemen aynı antrenör ekibimle geçirdim. Bu bir avantaj. Fenerbahçe ile geçen sezon başında da görüşme oldu. Pereira'nın ayrılma durumunda ve ayrılması sürecinde oldu. O dönemde ben de Fenerbahçe'yi istemiştim. Ama o dönem olabilirliği zordu. Konyaspor bir sezon önce Avrupa'ya direkt katılma hakkı elde etmişti. Yeni sezon öncesi yapılanma tamamen benim isteklerim üzerine yapılmıştı. Bütçeyi çok fazla sarsmadan ufak-tefek transferlerle korumaya çalıştık. Avrupa Ligi'nin o coşkusuyla, üçüncülüğün getirdiği duygusal coşku, bütçeyi aşabileceği için yeni sezon yapılanması benim üzerimden oldu. Bir hafta kala kulüp bırakmak doğru değil. Yapanlar için kimseyi yargılamak istemiyorum, benim için doğru değildi. Zaten bunun kimseye faydası olmuyor. Nefret elektriği, ne kendinize ne de gittiğiniz kulübe hayırlı oluyor. O dönemde olmaması gerekti. Böyle davrandık. Fenerbahçe de anlayışlı davrandı. Büyük kulüplerin refleksi farklıdır. Son dönemlerde oldu. Camia içinde tanıdıklarım var. O elektriğin olduğunu görüyordum. Aziz Yıldırım ile geçen hafta görüştük. Geçtiğimiz yıllarda kırılma olmuştu. Ama oralara girmeyi çok fazla istemiyorum. Bir şeylerin hesaplaşması değil" dedi. 

"AYRILIKLAR DA KALİTELİ OLMALI"

Kocaman "Konyaspor'da omuzlarda uğurlandınız" yorumu üzerine "Bu kadarı herhalde olmaz gözüküyor. Ama birleşmeler anlaşmalar ne kadar geleceğe dönük umutlar vadediyorsa, ayrılıklar da kaliteli olmalı. İnsan doğasında zaman zaman çatışma vardır ama bu genel olarak gözükür. Bu kadar yüksek şiddette, kalitede bir ayrılık hiçbir zaman aklımdan geçmemişti. Bu ortamı yaratanlara minnettarım. Bu taraklarda bezi olan bir kişi değilim, istesem de bunu yapamazdım. Bunu yaratan tabii ki Konya halkının, bende bulmuş olduğu saygı demek. İşimize, şehre saygı... Son ana kadar işimizi yapma çabamız gözüküyor. Hem şehre, aynı zamanda başta Ahmet Şan olmak üzere yönetim kuruluna, isimlendirelim onu da bulunduğumuz süre içinde başarısız dönemlerde oldu. Sürekli sadece bize değil, takıma inanılmaz destek veren Nalçacılar grubuna teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

Aykut Kocaman, "Aykut defansif oyunu tercih ediyor" sözlerine tepki gösterdi ve şu ifadeleri kullandı;

"Aslında sevmediğim şey, artık bu saçma sapan sözlere yanıt vermek. Bu oyun, içiçe bir oyun. Savunma ve atağın içiçe olduğu bir oyun. Savunmasız atak, ataksız da savunma olmaz. Birbirinden ayıramazsınız. Bunu iyi yapan oyuncularla başarılı olursunuz. Dünyanın en iyi takımları savunma yapan takımlar mı? Saçma sapan düşünce. Aptalca; ama alıcı buluyor.

İlk teknik direktörlüğümü yaptığım İstanbulspor takımından beri hayalim hep daha çok 3. bölgede oynayan bir takım kurmak. Ama bunun için de sağlam bir savunma lazım. Bugün Barcelona, Atletico Madrid, Real Madrid'i konuşuyorsun. Savunma yapmıyorlar mı? Tamamen savunma takımı demek doğru değil. Barcelona'da 10 kişilik grubun topu 5-6 saniyede geri almak için çalışıyor. Bugünün dünya futbolunda hiç sevmememe rağmen, endüstirel futbolda kazanmak için entrumanları bulmak zorundasın. Bir seviyeye çıkıp bunu korumak lazım. Saçma sapan şeyler. Ama ülkemizde spordaki temel problemlerden bir tanesi. Bir takım şeyleri algılarla yönetmeye çalışmak.

En uyumluları bulmak için denemeler yapmanız lazım. Bunları oyun içinde yaparsınız. Toplam enerjiyi daha yukarı çıkarmak için uyum arayışları yapmalısınız. Elde edeceğiniz büyük başarılar için bir takım kayıplar yaşayabilirsiniz. Bir takım denemeler yapmak zorundasınız. Bütün işkollarında bunu yapmaz zorundasınız. Başarılı olanlar zaten yol alıyor. Başaramayanlar eleniyor. Bunları anlamaya çalışmadan sadece yüzesyel sığ bir şekilde eleştirmeye başladığınızda sekte vurmaya başlar." 

VALBUENA, MEHMET EKİCİ, SALİH UÇAN'LI YENİ ORTA SAHA 

-Valbuena'nın L'Equippe gazetesine yaptığı "Aykut Kocaman'la konuştuk" sözleri ve kendisinin "Valbuena, Dirk Kuyt gibi bir oyuncu yorumları için ise Aykut Kocaman, "Kendisiyle konuştum, doğru. Benim onda gördüğüm şey şu. 18-19 yaşındaki genç oyuncuların A takıma çıktığı evredeki halleri vardır. Daha fazlasını yapma arzu vardır. Biraz onu gösteriyor. Çok maçını izledim. Uzun zamandır seyrettiğim isimlerden bir tanesi. Hala genç oyuncular gibi aç, topu alan, dağıtmaya çalışan bir oyuncu. Böyle oyunculara ihtiyaç var. Üstün vasıflarının yanında ki aradığım en temel özelliklerden bir tanesi - sürekli sahada doğru bildiği şeyleri yapmaya çalışan bir oyuncu. Bugünke temel değerleri ve cazibe noktası anlamında benim için bunlar. Nerede oynayacağına ilerleyen dönemlerde karar vermek daha doğru. Ben genel olarak total düşünüyorum" dedi.

-Mehmet Ekici'nin yarım dönem oynamamasıyla ilgili olarak da Kocaman, "Çok kolay değil. Ritim kaybediyorsunuz. Saniyelerle ölçülebilecek değerler kaybedilebiliyor. Oyuncudan oyuncuya değişebiliyor. Buradaki temel şu, Ekici için de geçerli. Oyuncuların ne kadar istedikleri ve gayretleri önemli. Siz birşeyler istersiniz; ama onların kapasiteleri vardır. Vermeye çalışıyor mu, benim için en önemlisi bu. Çaba ve gayret sahibi kişiyi yönlendirip geliştirmek kolay. Ama ortama ayak sağlayarak ortamdan faydalanan insanlar için yapacak bir şey yok. Toplam düşünüyorum. Toplam menfaatlerin içindeki bireysel menfaatleri götürürseniz sağlıklı olan da bu" diye konuştu.

-Salih Uçan konusunda da açıklamalar yapan Aykut Kocaman, "Salih Uçan'dan 4 senedir ayrıyım. Ayrılmadan evvel 1 ay önce, Benfica ile oynadığımız Fenerbahçe tarihinin en önemli maçında sahadaydı. Önce sen ne yaptın? Fenerbahçe falan, şu oldu bu oldu. Bunları reddetmiyorum ama sen 18 yaşındayken ben Salih'i o gün sahaya çıkarırken kara kaşı, kara gözü için çıkarmadım. O gün sahada ayakta kalan oyunculardan bir tanesiydi. 4 sene... Size bu soruyu sorma nedenlerini kendisinin de sorması lazım" dedi.

"LENS'E TEKLİF YAPILDI"

Konyaspor'daki dönemini değerlendiren Kocaman "Konyasporlu oyunculara çok güvendim. Onlar da bana çok güvendiler. 'Bireysel anlamda eğer gerçekleşirse Konya'dan oyuncu alır mısın?' diye sordular ben de 'elimde olsa hepsini getiririm' yanıtını vermiştim. Ama şu an için Konyaspor'dan düşünülen bir oyuncu yok" dedi. Jeremain Lens konusunda yanıt vermekten sakınan Aykut Kocaman, "Fazla özele girmeyelim. Ancak bildiğim kadarıyla Lens'e teklifte bulunuldu" demekle yetindi.

Oynattığı oyun sistemiyle ilgili ise Kocaman, "3-4-3, 4-3-3, hangi dizilişle olursa olsun, oyuncuları uyumlu şekilde hareket ettirebilmektir asıl olay. Benim kafamda güvendiğim inandığım bir şeyler var. Ama bu Allah'ın emri değil. Oyuncu grubunda başka türlü şeyler imkan dahilindeyse sistemi değiştiririz. Ama dizilişte yerleştirmekten ziyade, onları atakçı veya top rakipteyken savunmacı durumuna getirmek" dedi.

"ADVOCAAT'IN O SÖZLERİ HOŞ DEĞİL!"

Aykut Kocaman "Dick Advocaat bir rapor bıraktı mı? ve "Advocaat'ın 'tutbolcular yetersiz' sözlerini nasıl değerlendirirsiniz" sorularına yanıt verdi.

Kocaman "Hayır. Köklü kulüplerin kendi hafızaları daha fazla olmalı. Teknik direktörler gelip geçici. Temel olarak bakıldığında televizyon eleştirmeni gibi zaman zaman eleştirilerde bulunması, hepimizin yaptığı şeylerdir. Biz de sorunun farkındayızdır mesajıdır. Buna çok fazla itiraz şansım yok. Bunun süreklilik kazanması, itiraz haline getirebilir. Farkındayız mesajıdır bu. Çevirmeye çalışıyoruzdur. Ama genel bir antrenörlük tarzımı söyleyeyim, teşbihte hata olmaz, silahsız savaş oyunları artık. Beraber mücadele ettiğiniz gruba, 'yetersizsiniz' demek çok hoş bir şey değil. Doğru bir şey olmaz. Güvenmediğiniz bir grupla olmaz. Mesleğin doğasına da aykırı. Fenerbahçe'nin kadrosunun yetersiz olduğunu düşünmüyorum. Bu oyuncuların hemen hemen tamamı, takımlarında başarılı oldukları için buraya alındılar. Buradan 'Fenerbahçe çok başarılı' anlamı çıkmasın. Söylemeye çalıştığım temel problem. Esas olan problem değersizleştirme, verimliliği artıramamak. Kimisi takımının en fazla asist yapan, kimisi en fazla gol atan, kimisi milli takım oyuncularıydı. Fenerbahçe'nin bir standardı var. Oyuncu alınırken, belli bir standart gözleniyor. 10 oyuncuda 2'si belki kötü tercih olabilir. Bu insan yanılmasıdır. Ama 8 tanesi için kötü diyemezsin. Oyuncuları verimsizleştiren, değersizleştiren düzen, ortadan kaldırılmadığı sürede, hem oyuncu erozyonu, hem kulüp hafızası, aynı zamanda kulüpleri yönetilemez hale getiren ekonomik çöküş. Fenerbahçe'deki oyuncuların hepsi son derece değerli. Değerle birlikte başarının farklı olduğunu da biliyorum. Fenerbahçe ile Konyaspor'da bulunduğum südece 6-7 maç oynadık. Oyuncuların nasıl olduğunu az çok biliyorum" dedi.

Yeni sezon öncesi şampiyonluk yarışındaki rakipleri değerlendirmesi istenen Aykut Kocaman "Geçen sene Beşiktaş, oyun olarak daha önde görünüyordu. Bu sene Avrupa nedeniyle lige odaklanmada sıkıntılar yaşadılar. Fenerbahçe bu sene ciddi anlamda sarsıldı. Başakşehir, tecrübesizliğinden dolayı, şampiyonluğu getirecek kökü olmadığı için zorluk yaşadı. Başakşehir yerine Fenerbahçe ya da Galatasaray olsaydı, Beşiktaş'ın son haftalarda sarsılmaları daha farklı yansıyabilirdi. Başakşehir, kadro kalitesi bakımından en verimli takım. Galatasaray'da takımın dışında total olarak sorunlar var gibi gözüküyor. Gel-gitleri olan bir takımdı. Çok geniş alanda akıcı bir oyun oynayarak başladılar. Skorlar da fena gitmiyordu. Fakat teknik adamın üzerindeki baskı ve teknik direktör değişikliği, yeni hocanın kendi tarzına gitme arzusu istenilenden geri düştüler. Yeni sezonda daha iyi olabilecekler. Trabzon da zirve yarışında olacaktır" dedi.

"KÖKLEŞMEMİŞ KULÜPLER FIRTINAYA DAYANAMAZLAR"

Kocaman "Hem Avrupa hem lig yarışı çok zor. Zihinsel iniş ve çıkışlar en önemlisi. Alışık olmayan takımlar bu fırtınaya dayanamıyor. Zihinsel çıkışlar, inişler; Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray nispeten farklı yaşadığı için süreç ilerledikçe, bunun etkisinde kalabiliyorlar. Kökleşmemiş kulüpler fırtınaya dayanamazlar. Konyaspor'da hep o vurguyu yapmaya çalıştım. O platforma katılmanın büyüsüne kapıldığında bunu kontrol edemiyorlar. Hem ligdeki gücünüzü korumaya çalışıyorsunuz hem de Avrupa'da bir şeyler elde etmeye çalışıyorsunuz ki; oyuncular oraya gitmeye çalışıyor. Bu da takımda bölünmelere neden oluyor. Kendi organizasyonunuzun orada işe yaramadığını gördüğünüzde hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. Bizim lig son derece sert bir lig. Kalite anlamında değil. Girdabın içine girdiğinizde sizi içine alır. Farklılıkları olan bir ligimiz var. Bir anda kendinizi orta alt gruplardan bir tanesinde bulabiliyorsunuz. Avrupa Ligi, nasıl olsa dediğiniz zaman bir anda küme düşme hattına düşebiliyorsunuz. Avrupa'da çok fazla efor sarfetmişsiniz ama o size zarar verebilir. Onun için etap etap gitmede fayda var. Yoksa bir anda alıp götürebilir" ifadelerini kullandı.

Aykut Kocaman "Öncelik lig mi Avrupa mı olacak?" sorusuna "Bu seviyede seçme şansınız yok. Doğru şeyleri yapma arzusu var. Fenerbahçe genetiğinde her maçı, her kupayı kazanma arzusu var. Bu takımları büyük yapan dinamik de bu. Bu konuda gayret göstereceğiz" yanıtını verdi.

Ülker Stadı'nın çimlerini değişecek olmasını da yorumlayan Kocaman "Hibrit çim en önemlisi. Şahane statlar ama top oynanan, esasın olduğu yer çayır gibi. Kalitesi son derece düşük. İnşa etmemiz yer önce orası. Beşiktaş ve Rizespor çok doğru bir hareket etti. İyi futbol; iyi futbolcularla iyi zeminde oynanır. Eskiden, Şeref Stadı'nın o halinde oyuncu daha iyi olmaz. Engebeli zeminde daha iyi olmaz. İyi futbol iyi zeminde oynanır. Antrenman kalitesini artıran şey iyi zemindir" dedi.

"MİLLİ TAKIM’A SEMBOLİK DE OLSA BİR OYUNCU ALINMALIYDI”

“Milli Takım kadrosu Milli Takım seçicisinin uktesinde olan bir şeydir. Kimse bir şey söyleyemez kimsenin haddi değil. Benim yorumum, 2 senedir Konya takımı geçen sezon lig 3’üncüsü olmuş, bu sene ligde istediğimiz sonuçları alamadık ama kupayı kazandı bu takım. Milli Takım’ın seçicisine hakkım yok bir şey söylemeye. Ama siz Türkiye Futbol Direktörü’yseniz çok kapsamlı bir şey olması lazım bunun. Bir takımı başarısını teşvik etmek için sembolik de olsa bir oyuncu alınır. Ama maç kadrosu için hiç kimse bir şey söyleyemez.”

"SORUN PRİM DEĞİL, HER ŞEYİN ÖLÇÜSÜNÜ KOYMAK LAZIM"

Milli Takım'ın bütün ulusu temsil yeri olduğunu vurgulayarak sözlerine başlayan Aykut Kocaman, "Bu çatışmaları izlemek nedenleri ne olursa olsun son derece nahoş. Gözüken çatışma. Tartışma doğal bir şeydir. Hele bizim meslekte de tartışma olması lazım. Çatışma haline getirmek çok nahoş. Temel davranış biçimimizi gösteriyor. Esas kafamız sorunu çözmek için değil, sorun yaratan kafa daha fazla gibi. Hiçbir tarafı kötülemek için söylemiyorum; ama bu çatışma hali, son derece nahoş. Bu ülkede yaşayan, bizi temsil eden insanlar onlar. Temsil yerinin, bu durumları bu kadar çetrefil, çirkin, nahoş hale getiren durumlardan sakınmaları gerekir." dedi.

Temel problemin sorunları çözmekten ziyade sorun yaratmak üzerine olduğunu kaydeden Kocaman, "Milli Takımlar 30-40 sene öncesiyle aynı değil. Ortada bir şey var ki; buradaki sorun prim değil gibi. Esas sorun davranışlar gibi gözüküyor. Milli Takımda prim gibi bir şey yok. Ölçü koymak lazım. Ölçü kaçtığında, teşvik edici şey dönüp silah olabiliyor. Ölçü çok veya az vermek değil. Bu, ilaçla-zehir arasındaki şey gibidir. Dengeyi kaçırdığınız zaman nahoş olaylar olabiliyor. Bana hala dizilişle ilgili sorular soruluyor. Önemli olan düzen, sistem. Tek seslilik anlamında söylemiyorum. Herkes kendi enstümanını çalsın ama kakafoni olmasın. "Primi çok verdik, demek başarı getirir" diye bir şey yok. Ölçüyü kaybetmemek lazım; ama ölçüyü kaybettik. Bizim gibi ülkelerde olumsuza dönüş çok kolay olduğu gibi, olumluya dönüş de çok kolay olabiliyor." diye konuştu.

"MİLLİ TAKIMI BIRAKTIM DEMEK KOLAY DEĞİL" 

Arda Turan'ın Milli Takımı bıraktım sözlerini de değerlendiren Aykut Kocaman, "Nasıl bırakırsın. 'Milli Takımı bıraktım' demek kolay değil. O oyuncu hangi duygularla onu söylüyor. Milli Takıma çağrılmayan çok oyuncu var. Bunu söylüyorsa nedenine bakmak lazım. Arda Turan, milli takım bırakarak kendini feda da ediyor olabilir.

Arda'ya 'Nasıl bırakırsın?' deniyor. Sanane! Ülkeyi reddetmiyor ki, oyuncuyu bu hale getiren ortamı ortadan kaldırmalıyız. Sorunları bitirmek için birisini kendisini çekmesi de olabilir. Arda'ya niye o anlamda bakıyor. Herkes Arda üzerinden bir hikaye uydurmaya çalışıyor. Milli Takımı bırakmak çok zor bir şey. O ortamı ortadan kaldırdıktan sonra da "Milli Takımda oynamak istemiyorum" diyen ismin kararına da saygı duymak lazım. İnsanların kararlarına saygı... Milli takımda oynamak istemiyorum diyecek hale de getirmemeliyiz." vurgusunu yaptı.

"ALEX'İN KİTABINI OKUMADIM"

Fenerbahçe'deki eski futbolcusu Alex de Souza'nın yazdığı kitapta, kendisine yönelik ithamlara yanıt veren Aykut Kocaman, "Alex de Souza'nın kitabını okumadım. Sokrates dergisinde yapılmış bir röportaj vardı. O da zihnimde kalmadı. Bilgim onunla sınırlı. Yorum yapmaya gerek yok. Beni üzen şey şu. Yanlışların doğru gibi gösterilmesi üzüyor. Kitabı okumadım. Yorumlardan ve gazetelerde çıkanlar üzüyor. Bu konuların artık uzağında kalmaya çalışıyorum. Saygısızlık olmasın diye, bir iki cümlelik yanıtlarla işi geçiştirmeye çalışıyorum. Her şey geçti, gitti. Yaptıklarımızı da geçmişte yaşananlardan öğreniyoruz. Bugün ve yarını planlamak daha doğru. Bir takım savunma psikolojisine girdiğinizde yanlışların doğru haline düşmesi durumuna siz düşüyorsunuz. Savunma yapmak için bir takım iddialar ortaya atmak zorunda kalıyorsunuz. Bir konuda kendinizi savunmak için karşınızdakini de suçlamanız gerekiyor. Kendime yapılmasını istemediğim şeyi, yapmak istemiyorum" dedi.

YILIN EN İYİLERİ

Yılın En'lerini seçen Aykut Kocaman, "Yılın teknik direktörü Zidane. Arkasına Jardim'i eklerim. Yılın takımı Real Madrid. İkinci olarak da Monaco. Oyuncu olarak ben Messi'ciyim oyuna hükmediyor. Ronalda atma pratiğini geliştirdi o yönde ilerliyor." 

Sayfa Yükleniyor...