Bu bir futbol yazısıdır!!!

Sahadaki futbolun yerine saha dışındaki olayların konuşulmaya başlandığı bir döneme girdik. Arda’nın kimle birlikte olduğunun haberleri, futbolunun önüne geçti. Diyarbakırspor, Galatasaray maçına çıkmama kararı aldı. Derbide çıkan olaylar hala konuşuluyor. Biz ne zaman Turkcell Süper Lig’de seyrettiğimiz muhteşem bir maçı konuşacağız?

Bu bir futbol yazısıdır!!! - 1

Sahada oynanan futbolun yerine saha dışındaki olayların tartışıldığı bir haftayı daha geride bıraktık. Son yıllarda gelenek haline getirdiğimiz derbi sonrası tartışmalar uzadıkça uzadı. Buna hafta sonu Diyarbakırspor Başkanı Çetin Sümer’in takımı Galatasaray maçına çıkarmama kararı eklendi. Medyada yaşanan gelişmeler, ortaya çıkan kasetler filan derken yine sahada oynanan futbolu unuttuk.

Peki futbolu unuttuk derken, acaba sahada futbol oynanıyor mu da biz unutuyoruz sorusunun cevabını da aramak gerekiyor. Ankaraspor’un düşürülmesiyle haftalık maç sayısı 8’e düştü. Bu düşüşten nasibini Bursaspor aldı, çünkü fikstüre göre Ankaraspor ile maçı olduğu için haftayı maç yapmadan geçen büyüklerin yerine o hafta Bursaspor’un maçlarını seyrediyoruz. (Geçen sezonki Sivasspor’un yerini artık Bursaspor aldı!) Toplamda her hafta 4 maçı seyrediyoruz. Lakin toplama baktığımızda ligimizde kaliteli bir futbol oynandığını söylemek zor. Heyecanın üst düzeyde olduğu maçlar yok ligimizde. Saman alevi gibi yanıp sönen heyecanlar yaşıyoruz maç içerisinde. Bazen ilgimiz başka tarafa kayıyor, spikerin heyecanlanmasıyla tekrar ekrana bakıyorum ne söylüyor diye. Bu hafta izlediğim 4 maçta da futbol adına çok fazla bir şey bulamadım. Biraz Antalyaspor-Bursaspor maçı iyiydi, o da bir elektrik arızasının şanssızlığına kurban gitti.

Bizler sahada yaşananları konuşamazken, Galatasaray’ın kaptanı Arda olmalı mıydı, Arda bu ağırlığı kaldırabilir miydi, Arda kiminle beraber, kim Arda ile beraber olursa ona 10 gol attırır gibi (bana göre) incir çekirdeğini doldurmayacak tartışmalar, haberler çıkıyor medyada. Ama bir süredir Arda’yı sahalarda çok fazla göremiyoruz.

Hafta sonuna Diyarbakırspor’un çıkışı damga vurdu. Başkan Çetin Sümer, ırkçı tezahüratlar ve hakemlerin yanlı tutumu yüzünden Galatasaray maçına çıkmama kararı aldıklarını söyledi. Öncelikle o söylemlere ırkçı demek hatalı olur. Federasyon, daha önce ceza yönetmeliğinde yaptığı değişiklikte o eyleme güzel bir tanımlama bulmuştu: Bir kulübünü, futbolcularını veya teknik heyetini bir terör örgütü ile özdeşleşdirme...

Tüm bunların yanısıra milli takımın teknik direktörünün hala belli olmaması gibi futbolumuzun cevap bekleyen sorunlarının çok olması, sahadaki güzellikleri görmemizi engelliyor diyeceğim, ama sahada çok fazla güzellik göremiyoruz şu sıralar. Sezon başında bu sezonun keyifli geçeceğine dair bir izlenimim vardı. Ama zaman geçtikçe bu izlenimim azaldı. Futbol dışı işlerle çok fazla uğraştık. Halbuki her hafta İspanya’dan, İtalya’dan, İngiltere’den ve diğer liglerden maçları büyük bir keyifle takip ediyoruz. Kalitesiz maç yok mu, tabii ki var ama sayıları az.

Acaba bu izlenimim ilerleyen haftalarda değişir mi, ligimizde özellikle 2. yarıda daha kaliteli maçlar izler miyiz diye soruyorum kendime. Dahası bizler, tüm futbolseverler ne istiyoruz? Biz, spor gazetelerinde maçtaki bir güzel hareket yerine sürekli yazılan transfer haberlerini mi istiyoruz? Sürekli olay çıksın, skandallar olsun, takımlar ligden çekilme kararları alsın mı istiyoruz? Bunlar mı bizi ekrana bağlıyor? Yoksa sahadaki yıldızlar mı?

Ha, yıldızlar nerede derseniz, siz de haklısınız... Galatasaray’da Keita, Elano, Baros yoktu. Fenerbahçe’de Alex yoktu, Semih yedekti. (Evet, Semih bir yıldızdır, bence ilk 11’de oynamalıdır ve bunu Güiza’dan daha çok hak etmektedir.) Beşiktaş’ta Holosko sakat. (Bula bula Holosko’yu mu buldun diye sorabilirsiniz, lakin bizim yerliler Nihat ve Yusuf suskun, Bobo, Tello, Nobre sahada yok, takımın en iyisi Ferrari!!!), Trabzonspor’da Yattara ve Alanzinho gibi göze hoş gelecek iki yıldız oynamıyor. Engin Baytar bir türlü kendini geliştiremedi. Ankaragücü’nde sezon başında bir Darius Vassell alınmıştı... (Şu sıralar sakat!) Eeeee, o zaman biz kimi seyredeceğiz diye sorar gibisiniz...

Evet, ligde hafta sonu oynanan maçlar üzerine bir çok şey yazabiliriz. Takımları ve oyuncuları analiz edebiliriz. Bunları yapmaya devam edeceğiz. Ama oynanan futboldan keyif almıyorum. Maçları seyretmek zor geliyor bana. Sürekli futbol dışı olayların manşet olmasını istemiyorum. Tamam, onlar da haber, onlar da yazılmalı. Ama futbola dair, sahadaki güzel olaylara dair bir şeyler de söylemeliyiz, konuşmalıyız. Konuşabilmeliyiz. Sezon başındaki umudum azalıyor. Umarım önümüzdeki dönemde umudumu arttıracak birşeyler olur.

Sayfa Yükleniyor...