Enke'nin 'umut'suz başlangıçları!

Yeni başlangıçlar yeni umutlar doğurur. Her yeni umut, hayata daha sıkı bağlanma sebebidir. Oysa Enke için yenilikler hep umutsuzluk doğurdu. Kötü noktalanan başlangıçlar, üzücü sonun hazırlayıcısı oldu.

Enke'nin 'umut'suz başlangıçları!  - 1

Tek maçlık Fenerbahçe kariyerinden hatırladığımızdan çok daha fazlasına sahip Enke. 1995'te doğduğu kentin takımı Carl Zeiss Jena'da başlayan kariyerine, 32 yaşında Hannover'da son verene kadar çoğu insanın kaldıramayacağı yükler sırtladı. Kan ağlayan yüreği bir trenin altında durana kadar hep yıkılmışlıklarla karşı karşıya kaldı.

Jena'da 9 yıl alt yapıda forma giydikten sonra profesyonel oldu. Aynı takımdaki 1 yıllık kariyerinde sadece 3 kez kaleye geçebildi. İkinci ligden sonraki durağı Borussia Möcnhengladbach'dı. Buradaki performansıyla sivrilince Benfica'yla keşişti yolları. Portekiz ekibinin tarihinin en kötü sezonlarından birinde kaleyi koruması en büyük şanssızlığıydı. Zorluklara rağmen dikkat çekmeyi başardı. Benfica'daki 3 yılın ardından Barça'daydı artık. Ne yazık ki rüya uzun sürmedi!

Katalan ekibindeki ilk yılında 3. kaleci konumundaydı. Bir sonraki sezon takımın başına geçen teknik direktör Frank Rijkaard, ilk iş olarak Robert Enke'nin biletini kesti. Kariyerinin en büyük adımı ve aynı büyüklükte hayal kırıklığı... Yıkımlar bununla da kalmadı. Rüştü'nün yokluğuna çare arayan Fenerbahçe'ye transfer oldu ama kiralık olarak geldiği Türkiye liginde fazla kalmadı. Şükrü Saracoğlu'ndaki ilk maçında 3 gol yiyince 'Enkek' bile dendi. İstanbulspor karşısındaki talihsizliği, Türkiye serüveninin sadece 10 gün sürmesine neden oldu. Yeni bir başlangıç daha filizlerini vermeden yok oluyordu.

Geri döndüğü Barcelona'da er ya da geç forma şansı bulacağını uman Enke, Tenerife'yle kiralık giderken buldu kendini. Basın mensuplarının karşısında 'mutluluk' içeren cümleler kuruyordu ama içinden geçenleri bilmek için kahin olmak gerekmezdi. Ve son çare Hannover... Alman eldiven, yeni-sağlam bir başlangıç amacıyla 2004'te Hannover'in yolunu tuttu. Benfica, Barcelona gibi üst düzey ekiplerden sonra küçük bir takım...

Ne olursa olsun işler artık yoluna girmişti. Takımında ilk 11'in değişmezi, özel hayatında en mutlu günler... İstese daha iyi bir takıma da transfer olabilirdi ama geçmişte yaşananları düşününce... 2006'da evlendi, aynı yıl adına 'Lara' diyeceği bir kız çocuğu dünyaya geldi. Barcelona, Tenerife ve Fenerbahçe'de yaşadığı sıkıntılı günler geride kalmıştı -öyle sandı-. Taki minik Lara, kalp rahatsızlığı nedeniyle yaşamını yitirene kadar. Nasıl olur da kızını kaybeden bir insan, sadece bir hafta sonra kaleye geçebilir? Belki de bir futbolcu için tarifi imkansız acıları dindirmenin reçetesi yeşil sahalar.

Robert Enke kısa sürede toparlandı, eski formuna kavuştu. Performansı O'na, Alman Milli Takımı kalesini de açtı. EURO 2008'de yedek kulübesinde bekledi ama 2010 Dünya Kupası Elemeleri'nin başlangıcında ilk 11'in sahibi oldu. Kahn ve Lehmann'ın yokluğunda birinci kaleci olmayı başardı. Milli Takım'a yükseldi ama kalıcı olamadı. Hannover idmanında sol elini kırınca uzun süre forma giyemedi. Hayatındaki en büyük güzelliğin eksikliğine rağmen "her şeyi yolunda" denirken yeni bir şok. Zaten hayal kırıklıkları hiç bitmedi Enke'nin hayatında.

Kariyerinde yaşadığı inişli-çıkışlı grafiğe kızını kaybetmenin acısı da eklenince psikolojisi bozuldu. Son 3 yıldır tedavi görüyordu. Kızının acısını başka bir çocuğu güzellikler sunmakla hafifletmeye çalıştı. Eşi Terasa ile Mayıs ayında Leila'ya kucak açtı. Bu gelişmeyla hayata bağlanması beklenirken, tam tersi gerçekleşti! 10 Kasım Salı günü kötü bir haberle sarsıldı futbol dünyası. Robert Enke, kızının mezarının 250 metre yakınında ölü bulundu. İntiher eden çoğu futbolcu gibi O da bir trenin altına atlayarak yaşamına son verdi. Yeni bir umuda sarıldığı her zaman sarsıldı, belki de "intihar" demek Lara'ya kavuşmak demekti.

Doğduğu kentte yedek, Barcelona'dan 2 kez gönderilmek, Türkiye'de tek maçta kalemi kırılan 'Enkek'. Panzerler'in kalesini kaptığında sakatlanmak, Hannover'de yeniden doğduğunda evlat acısı yaşamak. Ve psikolojisi artık bunları kaldıramayan bir futbolcu bünyesi.

Sayfa Yükleniyor...