Terim'den Galatasaray açıklaması: Görüşmemiz olmadı

Eski Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, Türkiye'ye spor kültürünün olmadığını belirterek, sporun değil sporla gelen başarıların, taraftarlığın ve kazanmanın sevildiğini söyledi. Galatasaray ile adının anılmasıyla ilgili olarak konuşan Terim, "Bir görüşmemiz olmadı" dedi.

Terim'den Galatasaray açıklaması: Görüşmemiz olmadı

Four Seasons Bosphorus Otel'de Cumhurbaşkanlığı himayesinde Uluslararası İş Birliği Platformunun (UİP) düzenlediği 8. Boğaziçi Zirvesi'nde "Neden zirvede değiliz" konulu panelin açılış konuşmasını yapan Terim, şunları kaydetti:

"Ülkemize ait bir spor kültürü yok. Bunu kabul etmeliyiz. Toplum olarak spor yapmayı sevmiyoruz. Erişkinler olarak yapmıyoruz, yapmadığımız gibi çocuklarımıza da yaptırmıyoruz. Burada hemfikiriz. Okullarda spora ayırdığımız saatlere bakmamız lazım. Şehirlerimize beldelerimizde spora ayırdığımız alanlara bakmamız yeterli olacaktır. Bu üzerinde durduğum iki konu üzerinde yıllardır büyük aşama kat etmemize rağmen uluslararası alanda geri olduğumuzu rahatlıkla ortaya koyabilir. Sporu değil sporun getirdiği başarıları, taraftarlığı ve sadece kazanmayı seviyoruz. Hayatın her alanında olduğu gibi sabretmeden, gerekli emeği vermeden sonuç almayı istiyoruz. Sabırsız olduğumuz kesin."

Toplumda güven ve takdir duygusunun köreldiğini dile getiren Terim, "Bu iki kelime maalesef hayatımızda eksildi. İnsanların iyi ve başarılı olduğu yönlerini değil, eksik ve hatalarını ön plana çıkarıp yerden yere vurmaya bayılıyoruz. Takım çalışması, birlikte üretme kültürü, bir üretimin parçası olma mutluluğu bizim zayıf olduğumuz alanlar. Bir başka sorunumuz, sporu herkesin iyi hatta çok iyi bilmesi. Kuşkusuz spor herkesin üstat olduğu bir konu, üretmemiş, okumamış, oynamamış, çalışmamış, hiçbir başarısı olayan kişilerin ahkam kestiği, estiği, gürlediği ve yıktığı bir alan." diye konuştu.

"GENÇ NÜFUS KONUSUNDA ŞANSLI BİR ÜLKEYİZ"

Fatih Terim, dünya ile kıyaslandığında Türkiye'nin şanslı bir ülke olduğunu belirtti.

Tük insanının spor konusunda potansiyelli olduğunu anlatan Terim, şöyle devam etti:

"Biz genç nüfusu dünya ile kıyaslandığında son derece şanslı bir ülkeyiz. Bu yüzden aslında potansiyeli çok olan ve iyi değerlendirildiğinde fark oluşturacak yetenekte ve kapasitede bir hamurumuz var. Hamur emek, bilgi, tecrübe, teorik ve pratik uygulama becerisi ister. Bunun için de önce undan başlarsınız. Kreş, hatta anaokulu seviyesindeki çocuklarımıza temel hareket becerisi kazandırıp, spora dair branşların tadına bakma imkanı ile başlamalıyız. İlkokul düzeyinde bu branşlara dair deneyimleme sürecini devreye sokmalıyız. İlerleyen aşamalarda ise ilgisi, yeteneği, potansiyeli olan çocuklarımıza maya, su ve tuz katarak şekil vermeliyiz. Çocuklarımıza fiziksel ve aktif bir yaşamın varlığını kavratmak, sadece ülkemiz için yetiştireceğimiz sporcular bulmak için değil bir yaşam disiplini elde etmeleri, fiziksel ve psikolojik olarak sağlıklı bir birey olmalarını da sağlamayı hedeflemeliyiz."

Çocukların 3-4 yaşında spora başlaması gerektiğini vurgulayan deneyimli teknik adam, "Ülkemizin belki de gelecekte en önemli sorunlarından olması muhtemel diyabet, obezite, uyuşturucu ve sigara bağımlılığı, depresyon gibi sorunların önüne geçecek ve sağlık sistemini rahatlatacak çok ama çok ciddi bir eğitimden bahsediyorum. Daha 3-4 yaşında sporla tanışıp, sporun kültürünü ve sporu nasıl yaşam biçimi haline getirileceğinin mantığını kavramış bir bireyin toplumsal olarak yaratacağı değeri skorla, başarıyla, ödülle veya parayla karşılayamazsınız. Benim önceliğim de bu. Sporun yaşamında nasıl kıymetli bir yeri olduğunu gören ve anlayan bireyler yetişmesini sağlayacak eğitim alt yapısı." ifadelerini kullandı.

"HEM YEREL HEM DE ULUSAL DÜZEYDE BAZI DÜZENLEMELERE İHTİYACIMIZ VAR"

Fatih Terim, spor konusunda hem yerel hem de ulusal düzeyde bazı düzenlemelere ihtiyaç olduğunu bildirdi.

Çalışmalara hemen başlanması durumunda 10 yılda meyvelerin toplanacağını dile getiren Terim, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tesisiyle, hocasıyla, bir yandan genel eğitimini sürdürürken diğer yandan branşını layıkıyla yapacağı bir sistem sağlamak gerekiyor. Kreş, anaokulu ve ilköğretim sonrası bir çocuğun potansiyeli rahatlıkla anlaşılır. Sadece futboldan değil tüm branşlardan bahsetmiyorum. Bu yetenek önce ailede veya okulda fark edilip sisteme sokulur ise ülkemiz o çocuğu kazanır. Bunun için hem yerel hem de ulusal düzeyde bazı düzenlemelere ihtiyacımız var. Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Gençlik ve Bakanlığının oluşturduğu bir komisyona Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı gibi ilgili bakanlıkların dahil olduğu, alanında uzman, dünya örneklerini incelemiş sistem uzmanlarının, profesyoneller, federasyonlar ve sivil toplum örgütleri temsilcileri ile bir araya gelmesi ve düğmeye basılması gerekiyor. Bugün düğmeye basarsak, bir kaç yıl sonra iyi bir elit sporcu aday havuzunu oluşturmayı başarıp, 10 yıl sonra da meyvelerini toplamaya başlayacağımız gerçeğini unutmamalıyız."

Terim, spor kültürünü en temelden itibaren verilmesi gerektiğini aktararak, şunları kaydetti:

"Sporun endüstriyel bir hal alması sonrası kaybolan bir amatör ruh, destek olma arzusu, keyif unsuru ile sporun skora, ödüle ve başarıya odaklı bir branş olduğuna dair negatif tutumlar hepimizi yoldan çıkarabiliyor. Bu da toplumsal iki soruna neden oluyor Duyguların yaşamımızdaki eksikliği, spora ve sporcuya bakış ile onlardan beklentiyle ilgili ciddi sorunlara sebep oluyor. Çabuk tüketiyor, kolay vazgeçiyor, hemen sırtımızı dönüyor, harcayabiliyoruz. Meseleye bir bütün olarak bakmak gerekirse, sporun hayatlarımızdaki varlığının önemini sadece sporculara değil bu topraklarda yaşayan her bireye aktarmayı başarabilirsek, her bireyin bir sporcunun yaşadıklarına dair fikrinin, bilgisinin olmasını sağlarsak kısaca spor kültürünü en temelden vermeyi başarırsak ülkemizde farkındalığı yüksek spor izleyicisi de görebiliriz."

Birliktelik içinde çalışılması durumunda başarılı olunabileceğini dile getiren Fatih Terim, "Ülkemizdeki çocuk ve genç hamur, bu kitabı yazacak potansiyeli olan tecrübeli ve uzman kişilerin varlığı, bu kitabın yazılmasına destek verecek erk ve belki de bu kitaptan yararlanarak hayatı değişecek toplumumuzun varlığı benim inandığım ve güvendiğim yegane şey. Birlikte yola çıkarsak birlikte başarabiliriz. Bunun için de toplumsal bir harekete hazırım." diyerek sözlerini tamamladı.

Fatih Terim'in konuşmasının ardından Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Ural Aküzüm'ün moderatörlüğünde Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkan Vekili Türker Arslan, spor yorumcusu ve eski hakem Erman Toroğlu ile spor yazarı Banu Yelkovan'ın yer aldığı panel düzenlendi.

GALATASARAY AÇIKLAMASI

Eski Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, Galatasaray teknik direktörlüğü için herhangi bir görüşmesinin olmadığını söyledi.

Terim, Four Seasons Bosphorus Otel'de Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Uluslararası İş Birliği Platformunca (UİP) düzenlenen, konuşmacı olarak katıldığı 8. Boğaziçi Zirvesi'nde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Deneyimli teknik adam, basında adının Galatasaray teknik direktörlüğü için yazıldığının hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:

"Ben de Galatasaray ile ilgili yapılan ve yaptırılan haberleri gazetelerden takip ediyorum. Son 3-4 haftadır babamın hastalığı dolayısıyla Adana'ya gidip geliyorum. Son iki haftadır okuduğum veya takip ettiğimde yazılanların bana ve Galatasaray markasına zarar verme noktasına doğru gittiğini görüyorum. Bu haberlerin neden yapıldığını bilecek tecrübeye sahibim. Eğer bir görüşme, davet, temas olur ise ben zaten sizlerle paylaşırım. Böyle bir şey yok, olmadı. Olursa paylaşırım. Lütfen takip edenler, okuyanlar ve bu konuyla ilgili olanlar, yazılanlara itimat hatta itibar edilmemesini rica ediyorum."

Sarı-kırmızılı kulüpten teklif gelmesi durumunda ne hissedeceği sorulan Terim, "Olacak veya tahmini şeyler üzerinden konuşmanın kimseye bir yararı yok. Orada bir başkan, yönetim, çalışan hoca ve oyuncular var. Biraz dikkatli olmakta fayda var." diye konuştu.

TFF'YE AÇTIĞI DAVA

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından daha önce Türkiye Futbol Direktörlüğü görevine son verilen Fatih Terim, sözleşmesindeki maddelerin yerine getirilmediği gerekçesiyle federasyonu mahkemeye verdiğini bildirdi.

Terim, TFF ile aralarında bir anlaşma olduğuna değinerek, "Ortada tarafların imza koyduğu bir anlaşma var. Sözleşme gereği yerine gelmezse her Türk vatandaşının sahip olduğu hakka sahip olarak sözleşme yerine gelmediği için yargıya başvurabilirim. Dolayısıyla ben de yargıya gittim. Sonuçlarını bekleyeceğiz." ifadelerini kullandı.

Kendi döneminde uygulanmaya başlanan ancak son dönemde tartışılan yabancı futbolcu kuralıyla ilgili ise Terim, "Bu şimdi tartışılmıyor. Yıllarca yabancı oyuncu kuralı tartışıldı. Tartışılmaya da devam edecektir. Taraflar, futbolun ilgilendirdiği herkes fikrini söylemek zorunda. Yabancı kuralını iyi bilmek lazım. Bunun ismi 'yabancı kuralı' veya '14 yabancı' değil. İsmi esasında 'Türk oyuncuları koruma'. 28 Türk futbolcuyla oynayabilirsiniz ama 28 yabancı ile oynayamazsınız. Bakalım önümüzdeki günler neler getirecek. Kulüpler, futbolu ilgilendiren tüm unsurlar ve Türkiye Futbol Federasyonu bir araya gelirler ve en doğru kararı verirler." değerlendirmesinde bulundu.

Sayfa Yükleniyor...