Aykut Kocaman, Fenerbahçe’de değişim sloganıyla geldi. Yanında olanlar, bu değişimin uzun bir süreç içinde de olsa yapılacağını ve bunun için Kocaman’ın desteklenmesi gerektiğine inanıyordu. Karşı görüş ise Daum’un şampiyonluğu az farkla kaçıran ama futbolun güzel yüzünü temsil etmeyen sisteminin devamının gerektiğiydi. İlk haftalar kafaları karıştırdı. Tartışmalar Alex üzerinden dönmeye başladı. Kocaman bir değişim peşindeydi. Ama sahaya çıkan kadrolar yine Alex’i ve tek santrforu içeren şekildeydi. Daum’un sisteminden tek fark ileriye çıkan Fenerbahçe savunmasının kolayca geçit vermesiydi. Böyle olunca kim neye karşı çıkacağını şaşırmıştı!
Kasımpaşa geçen sezon Yılmaz Vural’ın Barcelona’sıydı. Ama bu sezon başı hiç de iç açıcı geçmemişti onlar için. Stat restorasyonu nedeniyle göçebe bir hayat yaşıyorlardı. Pozisyon bulmakta zorlanıyor maç kazanmayı başaramıyorlardı. Ama konu Fenerbahçe olunca Vural’ın her zaman söyleyecek bir şeyleri vardı.
Bunların üstüne maç Ali Sami Yen’deydi Yıllarca bu stada Galatasaray deplasmanı için gidip gelen Fenerbahçe muhtemelen tarihte son kez Mecidiyeköy deplasmanı görecekti. Bu da karşılaşmayı gerçek anlamda tarihi bir hale getiriyordu.
İspanyol İç Savaşı’nın favori sloganı No pasaran (geçit yok) bu karşılaşmada fazla itibar görmeyecekti. Orta sahalar, savunma yönlerini unutmuş rakip takımlara boşluk üstüne boşluk veriyordu. 6. dakikada Kasımpaşa, Fenerbahçe savunmasının arasından geldi. Şahin, ki geçen yıl da Fenerbahçe kalesine verilmiş bir ziyareti vardı, topu köşeye bırakıverdi: 1-0. 13. dakikada Volkan, kale önünde en baba macera filmlerini aratmayacak cinsten çalım denemeleri yaparken Ersen ayak koydu. Top dışarı gitti.
Hemen ardından Fenerbahçe atağı gelişti. Emre kendisini Murat’la karşı karşıya buldu. Topu soluna alan Emre’nin vuruşunda kaleci başarılıydı. Korneri Alex kullandı. La Liga patentli Ersen, ilahi bir sıçrayışla havalandı. Kolunun topla buluşmasının penaltı olması kaçınılmazdı. 15. dakikada Alex 30 lig haftası sonunda Fenerbahçe’nin kazandığı ilk penaltıyı gole çevirdi: 1-1.
Hızlanan oyunda vızır vızır geçiliyordu orta sahalar. 21’de Niang’ın çaldığı top ve Emre’nin yaydan 90’a giden klas plasesi: 1-2. Kendisini soldan sağa atan Dia, 24’te Ergün’ü talihsiz hallere soktuktan sonra Niang’a boş kaleye golü attırdı: 1-3.
Ama yardımsever Fenerbahçe, yine bir ara pasın kurbanı oldu. 25’te Şahin, Bilica’nın içinden geçen pası kovaladı. Lugano’dan seken vuruş, Ersen’in önüne düştü. O da golü attı: 2-3. Biraz sakinleşti takımlar bu golden sonra. Tempo düştü.
İkinci yarıya çıkarken Kocaman, arıza gördüğü iki ismi, Andre Santos ve Bilica’yı kenara alıyordu. Neredeyse bütün tehlikeler onların bölgesinden gelmişti. Temposuz ikinci yarıda 64’te Fenerbahçe, duran topta hızlı davranmanın avantajını yaşadı. Alex orta yapmayıp Dia’nın önüne bıraktı topu. Dia soldan indi. Yakınında kimseler yoktu. Rahatça ortaladı. Niang’a yine işi bitirmek kaldı: 2-4. 71’de Keller’in yakın mesafeden kafasında Volkan’ın müthiş refleksi vardı.
80’de Gökhan’ın ara pasında sağdan Niang ceza alanına girdi. Kalecinin yanından plasesi hedeflenen noktaya paralel gitti. Fenerbahçe’nin rahatladığını düşünenler neredeyse yanılıyordu 83’te Şahin’in direkten dönen kafasında. 90’da Alex’in nefis ortasında Niang kafasını doğru yere gönderdi: 2-5. 90+5’te sezonun en iyi maçını çıkaran Alex klas bir plase golü attı: 2-6.
Fenerbahçe için ilaç gibi bir galibiyetti. Tersi bir sonuçta geri dönülemez krizler çıkabilirdi. Bu maçtaki futbol iç açıcı gelmeyebilir. Kasımpaşa’nın açık futbolunun Fenerbahçe hücumuna katkıda bulunduğundan da bahsedilebilir. Ama bardağın dolu tarafında Dia’nın iyice belirginleşen klası ve Niang’ın fırsatçılığı var. Bilica-Yobo farkı için ise soru işareti, orta sahanın iki devredeki farklı anlayışı. Kasımpaşa, sezon başından beri ilk kez bu kadar akışkan bir futbol oynadı. Ama bir an evvel o galibiyeti almaları gerekiyor.
- Etiketler :
- Haberler
