Bu tabloyu özlemişiz... Uzun zamandan sonra ilk defa, gerçekten güzel geçmesi beklenen ve "temiz" geçmesi umulan 2 büyük mücadele aynen bu şekilde sonlandı. Galatasaray camiası çıkışını zirve adayı Türk Telekom önünde de sürdürerek zor zamanların takımı olduğunu ispatlarken, derbi maçında ise Fenerbahçe Ülker ezeli rakibi Beşiktaş Cola Turka'yı geçmeyi başardı. Bu 40 dakikanın en ilginç notuysa TBF tarafından verilen seyircisiz oynama cezası sona eren sarı lacivertlilerde, taraftarın kestiği ceza ise son bulmamış. Biletli seyirci sayısı: 2245!
İlk olarak Galatasaray Cafe Crown-Türk Telekom maçıyla başlayalım. Herşeyden önce benim kafamdaki soru şu: Türk basketbol tarihine damga vuran forma skandalı yaşanmasa acaba sarı kırmızılılar bu birlikteliği gösterip aynı performansı gösterebilirler miydi? Gerçekten merak ediyorum, ama çok da fazla önemi yok. Tüm takımı ve teknik heyeti tek tek kutlamak gerek. Çünkü şu anda sahada yer alan oyuncular ve takımı o durumda devralan ekibin gelinen noktada zerre kadar günahı yok. Zor olan bu durumda da bu motivasyonu ve birlikteliği yakalamak da kolay değil. Şimdilik olay dışarıdan çok destansı ve zaten olması gereken birşeymiş gibi gözüküyor ama gerçekten kolay değil.
Galatasaray Cafe Crown ve Beşiktaş Cola Turka şu an itibariyle Banvit'i de katarsak ligde göze en hoş gelen basketbolu oynuyorlar. Bu konuda da antrenör Cem Akdağ'ın savunmadan gelen enerjiyi rakip yarı sahaya yansıtan anlayışı da en büyük pay sahiplerinden bir tanesi. Evren Büker'in yükselen formu, Rancik'in Amerikalıların tabiriyle "winner" olma yani kazanma özelliği, bu iki ismin yanında da sahaya çıkan tüm oyuncuların herşeylerini sahaya yansıtması bu birlikteliği ve eneriyi oluşturmuş durumda.
Maçın ilk yarısında benim dikkatimi en fazla çeken şey Evren-Fatih ikilisinin performanslarının yanısıra, Simas Jasaitis'in sadece tek top kullanmış olmasıydı. Hücumda beklenen rolü üstlenemedi Litvanyalı yıldız ama basketbol zekasıyla doğru olan neyse onu yaptı ilk devrede. İkinci yarıda da sazı eline aldı.
Fatih'in takıma kattıklarından da bahsetmek gerek. Cemal'in aldığı ağır cezanın sonrasında "gerçek" anlamda uzunu kalmayan sarı-kırmızılılarda taktik anlamında zaten Fatih'e ihtiyaç vardı. Ama Galatasaray Fatih'e sadece taktik anlamda değil, aynı zamanda yürekten oynadığı için de ihtiyaç duyuyordu. Şu ortamda, Kepez'de sıkıntı yaşayan Fatih'i kaçırmamak Galatasaray yönetiminin yaptığı en önemli hamlelerden biri oldu bu sezon.
Türk Telekom'a gelince; başkent ekibinin şutör oyuncu eksiğini fazlasıyla hissettiğinin altını çizmek gerek. Sakat olan Serkan'ın olmayışı ve Bekir'in sahaya serumla çıkıp, diğer süre alan oyuncuların da beklenen katkıyı vermemesi, başkent ekibinin sonunu hazırladı. Geçirdiği ağır sakatlık yüzünden yaklaşık 6 ay sahalardan uzak kalan ve Türk Telekom'a geldiği günden bu yana takımın sahadaki lideri olan Tutku'nun henüz formunu yakalayamamış olması da bir diğer faktör. Telekom o gün evine 87-71 mağlup döndü. Galatasaray elindeki "winner"larla kazandı, Telekom'da da Ümit Sonkol daha fazla süre alsaydı belki durum biraz daha farklı olabilirdi.
Ve 2009'un son derbisi Fenerbahçe Ülker-Beşiktaş Cola Turka... Maç öncesinde ortak soru Beşiktaş Cola Turka'nın, sarı lacivertlilere kendi temposunu kabul ettirip ettiremeyeceği yönündeydi. Belki tempo tam olarak konuk ekibin istediği gibi olmadı. Ama Fenerbahçe Ülker de, oyunkurucu pozisyonunda yaşadığı boşluk sebebiyle tam olarak kontrolü eline geçiremedi.
Bogdan Tanjevic'in ekibinde son haftalarda çok iyi bir çıkış yakalayan Semih Erden'in yanısıra Tarence Kinsey ve Emir Preldziç'in kazanma istekleri sarı lacivertlilerde galibiyetin kapısını aralayan faktörler oldu. Aslında sadece bu üç oyuncu değil, Damir Mrsiç dahil tüm takım belli ki böylesi anlamlı maçı seyirci desteğiyle oynamayı özlemiş. Ama TBF Disiplin Kurulu tarafından seyircisiz oynama cezası sona eren sarı lacivertlilerde, taraftarın kestiği ceza ise son bulmamış. Bu önemli maça bile gelen biletli seyirci sayısı 2245 kişide kaldı. Bu da yönetime bir mesaj olsa gerek...
- Etiketler :
- Haberler
