Beko Basketbol Ligi’nin bitimine 4 hafta kala şampiyonluk favorilerinden Fenerbahçe de Solomon transferi ile sahnedeki yerini almış oldu. Böylelikle zirvedeki dört takım da sezon içinde oyun kurucu bölgesine önemli isimleri eklemiş oldu. Gelinen noktada bu takviyelerin takımlarımızı nasıl etkileyebileceğine bir göz atalım.
İlk önce genel anlamda bakacak olursak; basketbolun içinde olanların bildiği “ Her takım oyun kurucusu kadar konuşur” söylemi ne kadara kadar doğru olabilir? Günümüz basketbolunda özellikle Avrupa’da üst seviye takımların kadrolarında en az iki oyun kurucu ve buna destek olarak da bir tane oyuna yön verebilecek iki numara oyuncuları kadrolarında tuttuğunu görüyoruz. Yani artık her takım oyun kurucusu kadar değil oyun kurucuları kadar konuşur durumuna gelmiş durumda.
Özümüze dönersek; Galatasaray Rashid Atkins’in gelişi ile belli bir ritm yakaladı. Hüseyin ve Cüneyt’in olayın içinde sıcak kalması ve takımı sahiplenmeleri, yaşanan sezon içi sakatlıklarına rağmen onları zirvenin içinde tuttu. Bunun üstüne yapılan Hosley ve Tolliver hamlesi düzen değişikliklerini getirince takımın direncini ve maç sonuçlarını olumsuz olarak etkiledi. Kısaca Galatasaray adına oyun kurucu katkısı gölgede kalmış oldu.
Efes Pilsen, Avrupa defterini kapadıktan sonra A milli takıma katkısı yadsınamaz oyuncumuz Kerem Tunçeri’yi dahil etti. Kerem ile beraber takımındaki oyuncuların da egolarını bir kenara bırakarak takım olgusu içinde kalmaları Türkiye Kupası’nı kazanmaları ile sonuçlandı. Efes Pilsen, oyun kurucusu kadar konuşmak için takım düzenlerini ön planda tutarak bu sistemi tamamlayacak bir oyuncu olan Kerem’i transfer yaparak en doğru hamleyi yaptı.
Türk Telekom geçen sezon bazı maçları tek oyun kurucu ile geçmenin sıkıntısını bu sezon yaşamamak için El-Amin’i tekrar takıma döndürdüler. El- Amin ile Aliağa deplasmanında alınan 1 sayılık galibiyet ile birlikte Türk Telekom 11 galibiyetlik maç kazanma serisini yakaladı ama daha sonra evinde iki mağlubiyet üst üste alarak bu seriye son verdi. Türk Telekom şampiyonluğu düşünerek El-Amin gibi bir saha içi liderini takıma dahil etmiş olabilir.Unutulmaması gereken onların da oyun kurucusu kadar konuşabilmesinin temelinde takımın önce onun varlığını kabul etmesi sonra da savunma tarafında takım olmanın getirdiği direnç ile hücumlarını şekillendirmeleri yatmaktadır.
Ve Fenerbahçe Türkiye’de oynadığı her sezon şampiyonluğu yakalamış oyun kurucu Solomon’u NBA serüveni sonrası çok kritik bir dönemde takımın liderliğine getirdi. Solomon ile Fenerbahçe maçlarındaki taraftar desteği kesin artacaktır. Geçen sezon onunla mücadele eden oyuncular özellikle savunma agresifliklerini tekrar hatırlayacaklardır. Diğer yandan başta takımın yıldızı kabul edilen Giricek, Smith ve Green, Solomon’un gelişi ile nasıl tutum içine (saha içi ve dışı) girecekleri de başarı için belirleyici olacaktır. Solomon ile yabancı sayısı 6 olduğundan hangi oyuncuyu Tanyeviç maçlarda kadroya almayacak bu da kritik bir nokta . Bundan sonra oyuncuların maç içinde kullandıkları top adetlerine kadar her şeyde saha lideri Solomon kendini hissettirecektir. Bunlara karşılık Tanyeviç ve takımın Solomon’u nasıl karşılayacağı da Fenerbahçe’nin kaderi olacaktır.
Geçen sezon takımlarını finale taşıyan Solomon ve El-Amin geri döndüler. Belki de play-off’ta ilk turu geçerlerse sıralamaya göre sıklet düşerek yarı finalde karşılaşacaklar. Bu sezon gözüken ise oyun kurucun kadar konuşarak şampiyon olmak için öncelikle takım olma gerekliliğidir.
- Etiketler :
- Haberler
