İlker Acun: Madalyonun diğer yüzü

Sporun içinde barındırdığı en acımasız nokta sakatlıklar kuşkusuz. Ancak sakatlıklar taraflı tarafsız herkesi çok üzse de yeni yıldızların doğuşu için mükemmel bir ortam hazırlar. Bu yazımın kahramanı Darren Collison da bu fırsatı en iyi kullanan isimlerden biri.

İlker Acun: Madalyonun diğer yüzü - 1

Batı Konferansı takımlarından New Orleans Hornets’ta işler pek de iyi gitmiyor bugünlerde. Aslında yıldız oyuncu Chris Paul’ün 29 Ocak’ta sakatlanmasının ardından takımın üzerinde kara bulutlar hiç eksik olmadı. Bu yıl Saints’la birlikte NFL şampiyonluğu yaşayan New Orleans şehrinin Hornets’tan beklentileri çok daha fazla olsa da üst üste alınan mağlubiyetlerle her geçen gün play-off yarışından biraz daha uzaklaşıyorlar.

Bütün bu olumsuz havaya rağmen, takımın üzerini örten kara bulutların arasında parlayan bir yıldız var New Orleans’ta. O yıldızın adı da Darren Collison. Beklentilerin çok üzerinde bir performans sergileyen çaylak oyuncunun merdivenleri koşar adımlarla çıkışı, Chris Paul’ün sakatlanmasıyla başladı.

Peki kim bu Darren Collison, NBA’e adım attığı günden bu yana neler yaptı da adından söz ettirmeyi başardı? UCLA’den mezun olduktan sonra 2009 draftına katılan genç oyuncu, ilk tur 21. sırada New Orleans Hornets tarafından seçildi. Aslında ondan beklentiler yüksekti, ama kimse bu kadar büyük bir katkı beklemiyordu. Hatta kendi bile.

Sezona Chris Paul ve Bobby Brown’un ardından üçüncü oyun kurucu olarak başlayan çaylak oyuncu, antrenör Byron Scott’ın gönderilmesini ve Paul’ün dizinden sakatlanarak ameliyat olmasını çok iyi değerlendirdi. Brown’un da takımdan ayrılmasıyla kendini ilk 5’te bulan çaylak, 25 maça takımın beyni olarak başladı. Sürücü koltuğuna oturduğu bu dönemde 18.5 sayı – 8.6 asist ve 3.7 ribaund ortalamaları yakalayan Collison, Indiana Pacers’ı 107-101 yendikleri maçta 18 sayı – 13 ribaund – 12 asistle triple-double yaptı. Bununla da yetinmeyen genç yetenek, 9 gün sonra Dallas Mavericks potasına tam 35 sayı bıraktı. Bu olağanüstü performansların karşılığını da Batı Konferansı’nda şubat ayının çaylağı seçilerek aldı.

Collison durumu şöyle açıklıyor: “Bazı oyuncular sezon içinde sakatlıklar yaşanabileceğini ve takımda rollerin değişebileceğini söylemişti. Sakatlıklar sporun bir parçası, sıran geldiğinde sorumluluk alabilecek durumda olmak zorundasın.”

Çaylak oyuncunun bu sıradışı performansına şaşırmayanlar da var. Onlardan biri de Chris Paul. Yıldız oyuncu, düşüncelerini şu sözlerle ifade ediyor: “Sahada Collison’ın bu kadar etkili olduğunu görmek beni çok mutlu ediyor. Ancak unutulan bir nokta var. O üç kez final four oynamış bir oyuncu, bu yüzden yaptıklarına çok da fazla şaşırmamak gerekiyor.”

Collison’ı başarıya götüren en önemli şeyse çok fazla çalışıyor olması. Daha öğrenmesi gereken çok fazla şey olduğunun altını çizen genç oyuncu, antrenmanlara 45 dakika önceden giderek eski bir NBA oyuncusu olan yardımcı antrenör Robert Pack’le çalışıyor.

Dizinden ameliyat olan Chris Paul’ün, mart ayının sonunda yeniden sahalara dönmesi bekleniyor. Yıldız oyuncu, henüz koşulara başlamasa da şut antrenmanlarına katılıyor ve bisiklete biniyor. Asıl soru ise, Paul geri döndükten sonra bu iki oyun kurucu yan yana aynı verimlilikte oynayabilecek mi? Bunu ancak oyuncuları yan yana oynarken öğrenebileceğiz sanırım. Fakat takımın genel menajeri Jeff Bower, bu durumun sıkıntı yaratmayacağı görüşünde.

Sonuç olarak New Orleans şu anda istediği konumda değil. Son 4 maçlarını kaybettiler ve play-off yarışından uzaklaşmaya devam ediyorlar. Ancak madalyonun diğer yüzüne baktığımızda çok önemli bir oyuncu kazanmış durumdalar. Collison’ın bir yıldız olduğunu söylemek için henüz çok erken tabii ki, ama bu şekilde devam ettiği sürece adından çok daha fazla söz ettireceği kesin.

Sayfa Yükleniyor...