Yaz döneminde Milwaukee Bucks’tan takasla San Antonio Spurs’e gelen yıldız oyuncu Richard Jefferson, hedefleri ve takımın şu ana kadar sergilediği performans hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Doğu Konferansı’nda New Jersey Nets ve Milwaukee Bucks formalarıyla 8 sezon geçirdikten sonra Batı Konferansı’ndaki ilk sezonun. İki konferans arasındaki en büyük fark nedir?
En önemli fark belki de maç takvimine alışmak. New Jersey’de ya da Milwaukee’de oynarken Philadelphia ve Chicago gibi takımlarla 4’er kez karşılaşacağımızı biliyordum. Batı Konferansı takımlarıyla bir ya da iki kez karşılaşıyorduk. Şimdi Utah, Portland ve diğer Batı Konferansı takımlarını 4’er kez görmeye alışmak zorundayım. Buna alışmak biraz zaman alacak.
Bazı otoriteler Doğu Konferansı’nın batıyı yakalamaya başladığını düşünse de yıllardır Batı Konferansı’nın daha yetenekli oyuncuları barındırdığı düşünülüyor. Buna katılıyor musun?
Doğu Konferansı’nın batıyı yakaladığını söyleyen de kim? Geçtiğimiz sezon Los Angeles Lakers şampiyon oldu. En iyi takım Batı Konferansı’ndaysa, batı hala en iyisi demektir. Güç dengeleri değişmedi.
Şampiyonluk mücadelesi veren takımlar arasında olduğunuzu düşünüyor musun?
Biz de şampiyonluk yarışının içinde olan takımlardanız. İstediğimiz kadar iyi oynayamadığımız bir gerçek, ancak diğer iyi takımlara da bir bakın. Celtics, Rasheed Wallace’a alışmaya çalışıyor. Cleveland, Shaquille O’Neal’ın takıma uyum sağlaması için çaba sarfediyor. Lakers çekirdek kadrosunu korudu, o kadroya sadece Ron Artest’i dahil etti. Denver bütün oyuncularını takımda tutmayı başardı. Portland gibi diğer takımlar sakatlıklarla mücadele ediyor. Orlando, Vince Carter’a uyum sağlıyor. İlk 5’te 3 yeni oyuncusu olan (Richard Jefferson, Keith Bogans ve DeJuan Blair) kaliteli bir takımız. Yeni oyuncularla ritim yakalamaya çalışıyoruz. Henüz alışma aşamasındayız. Sahada olmamız gerektiği kadar iyi değiliz.
Suprs seni kadrosuna eklediğinde birçok otorite takımın en önemli şampiyonluk adayları arasına girmesini sağlayacak eksik parçanın doldurulduğunu düşündü. Bu beklentilerle birlikte yaşamak üzerinde baskı oluşturdu mu?
Hayır, çünkü ben mütevazı bir kişi olarak kalmayı başardım. NBA finallerine ulaştığım takımda da play-off’lara gidemediğimiz takımda da kimseye yüksekten bakmadım. Çünkü, hedefe ulaşabilmek için bundan çok daha fazlasının yapılması gerektiğini biliyordum. Birkaç tane çok önemli şutta isabet kaydetmeniz, takım halinde sağlıklı kalmanız gerekiyor. Bütün bunlar hedefinize ulaşabilmek için gerekli. Bu yüzden Spurs’e geldikten sonra, “Evet, bu yıl şampiyon olacağız” şeklinde bakmadım olaya. Buraya gelirken finallere uzanmak için çok fazla çalışmak gerektiğini biliyordum. Öte yandan daha sezonun ortasına dahi gelmedik. Şu anda istediğimiz kadar iyi basketbol oynayamıyoruz, ancak önümüzde uzun bir yol var ve Güneybatı Grubu’nda zirveden çok uzakta değiliz.
Şu anda hala yeni takımına alışma aşamasında mısın, yoksa buradaki görevine alıştın mı?
Takımdaki herkesin yeni rolüne alışmaya çalıştığını düşünüyorum. Söylediğim gibi, birkaç tane yeni kilit oyuncuyla birlikte yeniden oluşum içine girmiş bir takımız. DeJuan Blair, Theo Ratlif, ben, Keith Bogans, Antonio McDyess ve birkaç sezondur takımda olan Roger Mason, George Hill gibi genç oyuncular var. Bu yeni bir karışım. Yeni oluşum da olayları daha ilginç hale getiriyor.
Milwaukee Bucks’tan, play-off oynamaya pek alışkın olmayan bir takımdan, San Antonio Spurs gibi sürekli play-off’larda boy gösteren bir takıma gönderildiğini öğrendiğinde tepkin ne oldu?
Takasla başka bir takıma gönderildiğinizde, mutlaka bir parçanız ayrıldığınız takımda kalır. Bucks’ın soyunma odasındaydım. Geçtiğmiz sezon sergilediğimiz performanstan memnun değildik ve yaz döneminde ayda bir kez takım halinde çalışacağımıza söz verdik. Haziran ayının ortalarında Milwaukee’deydim ve daha iyi olabilmek için çalışmalarıma devam ediyordum. Bir hafta sonra takas edildim. Ancak burda daha önemli olan şey, Milwaukee’li oyuncuların daha iyi olabilmek için geçtiğimiz Haziran ayında takım halinde çalışmasıydı.
- Etiketler :
- Haberler
