Kaan Kural'la potanın seyir defteri

NTV Spor yorumcusu Kaan Kural her hafta NBA ve Avrupa basketboluna kendine özgü bir bakış atıyor.

Kaan Kural'la potanın seyir defteri

İSTANBUL - Geçen hafta basketbol dünyasında ne oldu, ne bitti? 5 adımda hızlı özet:

1.Detroit'e Pazar yaramıyor.
Detroit Pistons bu sezon beklentilerin çok altında. 2004 şampiyonluğundan sonra her sezon bir adım daha geri atan takım bu sezon başındaki Allen Iverson-Chauncey Billups takasının ardından bu sezon bir ara play-off'a girememe tehlikesi ile karşılaştı. En büyük sorunları malum her maça aynı ciddiyetle çıkmamaları, oyun disiplininden uzak performanslar. İki Detroit maçı seyredince durumu gayet net anlarsınız. Birbirini çok iyi tanıyan bu sert takım isterse ligin en iyi takımlarından biri gibi mücadele ediyor. Sorun şu ki gittikçe daha az ‘istiyorlar'. İçlerindeki rekabet şalterini her indirdiklerinde tekrar açmak bir o kadar zorlaşıyor. Bunun en önemli ispatı herhalde Pistons'ın pazar günü yaptığı maçlarda gizli. Genelde o gün öğlen saatlerinde oynayan Detroit bir türlü uyanıp maç yapacak kıvama gelemedi pazarları. Bu hafta yine pazar öğleden sonra ligin en kötü takımlarından Memphis Grizzlies'e boyun eğdiler. Üstelik evlerinde. Üstelik 3.5 yıldır yenilmedikleri Memphis'e. Üstelik bu sezon 31 deplasmanda eni topu 4 maç kazanan Memphis'e. Bu yenilgiyle Pazar günü oynanan 13. maçta 11. yenilgisini aldı Pistons. Sadece iki galibiyetleri var. Biri felaket bir dönemde yakaladıkları 6 eksikli Los Angeles Clippers'a karşı son saniyede Al Thornton'un yaptığı bloğa basket kararı verilmesi sayesinde alınan 1 sayılık mucizevi bir galibiyet. Diğeri mi? Deplasmanda ‘istedikleri' maçta Boston Celtics'e karşı!

2.Dwyane Wade nihayet yoruldu...
Geçen hafta Wade'in All-Star arasından beri nasıl insanlıktan çıktığından bahsetmiştik. O yazıdan beri Miami 3 galibiyet daha aldı. Chicago'ya karşı 48 sayı, 6 ribaund, 12 asist, 4 top çalma, 3 blok yaptı. Ardından Boston'a 32 sayı, 4 ribaund, 7 asist, 4 top çalma; Utah'a karşı ise 50 sayı, 10 ribaund, 9 asist, 4 top çalma, 2 blokla ‘yuh dedirtti. Utah maçıyla birlikte All-Star arasından sonra oynadığı 13 maç ortalamaları %87 serbest atış, %55 şut, %42 üçlük oranlarıyla 37.2 sayı, 5.9 ribaund, 10.4 asist, 2.9 top çalma ve 1.4 bloktu. Akılalmaz rakamlar bunlar. Ancak Wade 14. maçta nihayet biraz duruldu. Miami pazar günü Philadelphia önünde son çeyreğe 7 sayı önde girmesine karşın son 12 dakikada 9 sayı atınca rakibine teslim oldu. Wade 8/21 şut, 0/6 üçlük isabetiyle 18 sayı, 4 ribaund, 3 asist, 1 top çalma, 1 blok yaptı. 76ers son 1 ayın durdurulamayan adamına karşı ayakta kalabilen tek takım olarak mutlu olmalı. Haklılar da. Ancak galiba bu başarının yarısını da Utah'a borçlular. Wade bu maçtan sadece 18 saat önce Jazz'e karşı 3 uzatma oynadı ve daha sonra 3 saatlik bir uçak yolculuğu ile Philadelphia'ya geldi. Utah, 76ers ve NBA fikstür düzenleme komitesi bir araya gelip ancak yavaşlattılar Wade'i.

3.Gözden uzak ama gönüllerde…
Hakan Köseoğlu iki sezon önce geçirdiği sakatlığın ardından “bir daha basketbola dönecek mi?” tartışmaları yapılıyordu. Dönmek mi? İki sezondur Hakan öyle bir döndü ki izleyenler ayakta alkışlıyor. Geçen sezon Kepez Belediye'de 6.9 ortalama ile asist kralı olan Hakan herkesi şaşırtmıştı. Ancak elbette performansta devamlılık önemli. Hakan ne yaptı? Bu sezon ortalamasını 7.9'a çıkardı. Haftasonu G.Saray önünde 16 asistle sezonun rekorunu da kırdı. G.Saray önünde 3/14 atmış olsa da bu kötü bir gününde olmasından kaynaklanıyor. Yoksa bu maça kadar son 10 maçta 44/80 ikilik (%55), 27/64 üçlük (%42) isabetiyle ortalama 21.2'yle skor üretiminde de başroldeydi. Yıksa Dwyane Wade usulü son 11 maçta 20.5 sayı, 9.4 asistle oynuyor. 27 yaşında Hakan. Belli bir sonra kariyerini böyle yükselten oyuncuya ayrı bir saygı duymak gerek. Yazık ki basketbolu çok iyi bilen ve seven Pınar Karşıyaka taraftarı dışında hak ettiği saygıyı veremiyoruz Hakan'a. İstanbul temelli basketbola bakışımız Hakan Avrupa'da da oynamadığı için onu göz ardı ediyor. Yoksa geçen sene All-Star'a çağrılmaması nasıl açıklanabilir ki? Bu sene maç İzmir'de olmasa yine belki unutacaktık onu. Milli Takım mı? En azından aday kadroya alınmayı fazlasıyla hak ediyor. En azından rakamsal olarak Beko Basketbol Ligi'nin açık ara en iyi oyun kurucusu. Onlarca yabancı dahil ama malumunuz Ay-yıldızlı formada hak etmek bir süredir geçerli seçim kriteri değil. İsterseniz benzer şeyleri 4 yıldır yapan Cüneyt Erden ve Tutku Açık'a da sorabilirsiniz.

4.Belalım…
G.Saray Cafecrown İzmir'de Pınar Karşıyaka'ya teslim oldu. Hakan'ın 16 asisti büyük faktör tabi ama bu pek de beklenmedik bir galibiyet değil. İzmir ekibi tarihindeki tek şampiyonluğa 87 yılında ulaşırken finalde favori G.Saray'ı devirmişti. O gün bugündür sarı-kırmızılılara hayatı zinden ettiler. Belki Karşıyaka artık finalden uzak ama haftasonu aldıkları galibiyetle İzmir'de üst üste 12. defa devirdiler G.Saray'ı. 1996'dan beri yenilmiyorlar. Bir diğer bela ise Beşiktaş'ın başında. Son yıllarda başarıda başarıya koşan 3 yıl önce Efes ve Ülker'e 4-0 yapan, geçen yıl ligi ilk sırada bitiren siyah-beyazlıların derdi de Telekom. Haftasonu yine yenildiler. Son 21 lig maçında 16. yenilgi oldu bu.

5.Kafamız güzel…
Basketbolda parke dışında yılın skandalı Konya'da patlak verdi. Mutlu Akü Selçuk Üniversitesi'nin iki Amerikalı oyuncusu Jamal Butler ve Monty Mack esrar kullandıkları gerekçesiyle yakalanıp daha sonra da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmışlar. Sonuçta satıcı olmadıkları ortada olduğu için muhtemelen hapis cezası da almazlar. Ancak olayın halkla ilişkiler boyutu farklı tabi. Konya ekibi Butler'ı hemen gönderdi. Bunu hemen tepkileri yumuşatmak için alınmış bir karar olarak algılamak mümkün. Malum Selçuk kümede kalmak için can alıp can veriyor. Butler'ın katkısı sınırlıydı ama Mack, Ibekwe ile birlikte takımı taşıyan iki isimden biriydi. Hani Mack takımda kalır mı diyorduk ama haftasonunda o da ülkesinin yolunu tuttu. Daha bu haber tazeyken bir başka uyuşturucu vakası da Beşiktaş Colaturka'da ortaya çıktı. Mims'in de uyuşturucu kullandığı belirlenince o da ülkesinin yolunu tuttu.

Yer imlerine mutlaka ekleyin: www.tblstat.net
İnternet büyüdükçe bilgiyi paylaşmak ve yaymak çok daha kolaylaştı. Doğal olarak herhangi bir kültürü yaymak için en geçerli yol şu anda. Basketbol kültürüne hizmet eden siteler ABD'de binleri aşıyor. Avrupa daha emekleme aşamasında. Keza biz de. Ancak gurur duyabileceğimiz bir sitemiz var. İnternette birkaç yıldır çok başarılı bir referans sitesi www.tblsat.net. İTÜ'lü gençlerin tamamen amatör ruhla, adı üstünde basketbolun temeli istatistik üzerine yarattıkları bir referans sitesi. Yapanları alkışlıyorum. Öte yandan yazık ki önemli bir sorunları var. Türkiye'de nedendir bilinmez halen bilgiyi paylaşmanın nimetlerini tam hazmedememiş durumdayız. Basketbol Federasyonu son birkaç yılda istatistik konusunda inanılmaz bir yatırım yaparak her maçı online olarak takip etme imkanı sağladı. Ancak nedense yayılması için tuttukları istatistikleri tblstat.net'in kullanmasını yasaklamışlar. Hayır neyi, kimden esirgiyorsunuz? Asıl amaç bu rakamların daha çok kişiye ulaşması, basketbola daha fazla akıl ve rasyonel değerlendirme sokmak değil mi? Bu nedenle tblstat.net'in eli kolu bağlı. Geçen sene büyük keyifle oynadığımız Beko Basketbol Ligi fantezi oyunu sepettopu da yok bu nedenle. Federasyon sanırım büyük yatırım ve çalışma isteyen bu çabasına biraz çocuğu gibi baktığı için biraz korumacı yaklaşıyor. Sorun şu ki o çocuk sokağa çıkıp kendi hayatını yaşadıkça büyüyecek. Ne olursa olsun eğer tblstat.net henüz www.basketball-reference.com değil belki ama gurur duyabileceğimiz ve her gün yararlanabileceğimiz bir kaynak.

Sayfa Yükleniyor...