Kahe'nin adı 3 puanın tadı

Kırmızı-siyahlılar, Kahe ile bir gol buldu. Sabaha kadar oynasalar Konya'nın yapacağı bir şey yoktu.

Kahe'nin adı 3 puanın tadı - 1

Ateşi giderek ensesinde hisseden Gençlerbirliği, kendisi ile benzer durumdaki Konyaspor ile karşılaşacaktı. Karşılaşma öncesi gerek bilet gerek kapılarda yaşanan kuyruklar dikkat çekiciydi. Ankaralıların genel bir huyu var aslında, Gençlerbirliği ne zaman çok iyi gitse veya kötü gitse takıma destek veriyorlar. Takımın performansı ortalama seyrettiğinde ise özellikle kapalı tribün boş kalıyor. Bu maçta kapalı tribünü 2 sene önceki Gençlerbirliği-Gaziantepspor maçından beridir bu kadar dolu gördüm.

Ev sahibi ekip sahaya, kalede Isailoviç, defansta Hakan Aslantaş, İlhan, Momha, Koray, orta sahada Soner, Jedinak, Cem Can, Troisi ve forvette Kahe ile Mustafa Pektemek onbiriyle çıktı. Rakip Konyaspor ise sahaya kalede Oğuzhan, defansta Mehmet Çoğum, Kratochvil, Celaleddin, Mihailov, orta sahada Ayman, Mustafa Er, Cihan Haspolatlı, Musa Kuş, forvette Serhat ve Veysel onbiriyle çıktı.

Karşılaşmanın ilk 10 dakikasında topa daha fazla hakim olan Konyalılardı. Fakat , yeşil-beyazlıların ciddi bir atağı yoktu. Topu Serhat ve Veysel ile buluşturamıyorlardı. Öyle ki, Serhat’ın topla buluştu ilk an 12.dakika olarak notlarıma düştü. Gençlerbirliği daha arzulu ve istekliydi. Özellikle Kahe, Troisi ve sağ kanattan Hakan Aslantaş ile olgunlaşan ataklarda, Troisi rakip defansın dengesini bozuyor, Kahe oyunu çok iyi kanatlara yayıyor ve Hakan Aslantaş o meşhur driplingleri ile atakları pekiştiriyordu. Koray’ın ceza sahası içinde kaçırdığı pozisyon hariç kanat akınları ile kırmızı-siyahlılar büyük tehlikeler yakalayamadıysa da, Troisi imzalı iki önemli akın vardı. Birinde Troisi topu önüne aldı, düzeltti, çok dar bir açıdan kalecinin koruduğu köşeyi hedefledi fakat şanssızlık top direkte patladı. Avustralyalı genç yıldızın bir başka akınında da ileriye doğru gönderdiği topta 2 defans oyuncusunu bir anda ekarte edebildiğini gördük. İlk yarıda kırmızı-siyahlılar adına en büyük handikap olacak husus, Koray’ın ilk 10 dakikada gördüğü sarı kart oldu. Koray gibi tecrübeli bir futbolcu, ilerleyen dakikalarda Veysel’i çekerek durdurmaya kalktı, Veysel kendini yere atsa Koray’ın atılması içten bile değildi. Konyasporlular ilk yarıda istedikleri hiçbirşeyi sahaya yayamadılar. Musa Kuş, ileri çıkmayan Momha nedeniyle rahat hareket edemedi, alan bulamadı.

İkinci yarıya başlarken devre arası sahanın ıslatıldığını gördük. Suni de olsa gerçek çimin havasını vermek belki o sertliği azaltmak açısından mantıklıydı. İkinci yarıya başlarken ilk yarıda çok etkisiz gözüken Soner’in yerine Mehmet Nas oyuna girdi. Böylelikle Gençlerbirliği’nin sağ kanadı Hakan Aslantaş ve Mehmet Nas ile birlikte güç kazandı. Konya’nın ise maçı kazanmak gibi bir isteği olmadığı giderek daha belirgin hale geliyordu. Gol atmak arzusunda olan sadece Kırmızı-siyahlılardı. Dakikalar ilerledikçe Momha da ileri çıkmaya başlamıştı. Gençlerbirliği’nde Jedinak’ın son pasları etkisizdi bu yüzden birçok akın ilk yarıda olduğu gibi ikinci yarıda da başarısızlıkla sonuçlanıyordu. 58.dakikada Hakan Aslantaş, o müthiş deparlarından birini daha attı, içeri girdi boş durumdaki Kahe’ye verdi, Kahe biraz da şansıyla takımını öne geçirdi. Pozisyonda Konyaspor defansının içler acısı halini de belirtmek gerek. Sanırız Giray Hoca da defansının bu halini gördü ki, yenik durumda olmasına rağmen sahada varlığı ile yokluğu belli bile olmayan Serhat Akın’ın yerine İsmail’i sahaya sürmek durumunda kaldı. İsmail Güldüren defansı biraz daha toparlamaya başladıysa da, Konyasporlu futbolcuların bu maça mental olarak iyi hazırlanmadıkları belliydi, Mustafa Er’in kaçırdığı bir pozisyon dışında herhangi bir tehlike yakalayamadılar. Kahe, uzaktan enfes bir şut attı, hareketli toplara çok iyi vurabiliyor fakat ne hikmetse Kırmızı-siyahlıların ceza yayının bir adım gerisinden kullandığı frikiği, Troisi, Momha gibi duran toplarda etkili futbolcuları varken Kahe’nin kullanması ilginçti. Girişte belirttiğim gibi, bu maçı sabaha kadar oynasalar Konyaspor’un kazanması imkansızdı. Yeşil-beyazlı futbolcular sanki rahat durumdaki bir takım edasıyla maça asılmadı, Giray Hocanın 3 değil 6 değişiklik hakkı olsa yine yetmezdi herhalde. Burada kendisine de pay düşüyor: takımı hazırlayamamak açısından.

Maçın yıldızı için aslında iki ismin de hakkını yemek istemem iki isim birden koltuğu kaptı: Troisi ve Kahe. Avustralyalı yıldız, driplingleri, ara pasları, fırsatçılığı, takipçiliği ve uzaktan attığı şutla yıldızını bir kez daha “cilalattı”. Kahe, golün sahibi olmakla kalmadı, birçok akında özellikle Hakan Aslantaş’a dönerek Konya’nın zayıf kanadı sol kanattan tehlikeler yaşanmasını sağladı, son dakikalarda top sakladı. Uzaktan şutları ile tehlikeler yarattı. Maçın yıldızına bir aday da Hakan Aslantaş oldu. Sadece ileri çıkışları ile değil, geriye dönüşleri ile de o kanadı Konyalılara kapattı. Koray ve İlhan, uzun süreden bu yana en rahat maçlarını oynadılar. Bir pozisyon hariç İsailoviç’e top bile gelmedi. Jacques Momha ile ilgili artık daha net fikirler edinmeye başladık. Sanırız, maçların ilk yarılarında hiç ileri çıkmayıp ikinci yarılarda sürpriz akınlara katılması hocasının da taktiği olsa gerek. Momha, Konya karşısında 45.dakikaya kadar yarı sahayı bile geçmedi desek yeridir. Daha önceki maçlarda da benzer görüntüler izletti bize; fiziğini iktisatlı kullanıp rakip savunmanın kondisyonunun düştüğü anlarda akınlara katılıyor. Jedinak’ı bu maçta gayreti ile takdir etmekle birlikte, son paslarda son derece etkisiz buldum. Gönderdiği paslar genelde rakibe gitti, sayabildiğim hatalı pas sayısı 7.

Konyaspor’un işi cok zor görünüyor, Giray Bulak’ın ve yeşil-beyazlı futbolcuların maçtan sonra lig tablosuna uzun uzun ve efkarlı bir şekilde bakacaklarına eminim.

Sayfa Yükleniyor...