Kral çıplak!

Biz değer yaratmayı ve günlük düşünmemeyi Efes Pilsen’den öğrendik. Bir basketbol adamı olarak buna her zamankinden fazla ihtiyacımız olduğunu hissediyorum.

Kral çıplak!

Avrupa macerasında ilk tur maçlarında bekleneni vermedik ama bir şekilde kendimizi ilk 16 içinde bulduk. Bulunduğumuz grupta her takımın denk olması ile umutlarımızı arttırdı. Ama gelinen noktada evimizde kaybetmek her şeyin noktalanması olacaktı ve Real Madrid maçı ile öyle oldu. Aslında Real Madrid maçı resmin daha net görünmesini sağladı.

Efes Pilsen grup maçlarından takım kimyasına bakarak atarak kazanacağını düşündü olmadı ve ikinci tur maçları ile savunmasını ön plana çıkararak geri döndü. Real Madrid maçında ilk yarı bu gerçekten uzaklaştığımız anlarda kolay sayılar ve toplamda 44 sayı yedik. İşin kötü tarafı 29 sayı bulabildik. Üçüncü çeyrek müthiş bir savunma ile geri dönüşümüz. Unuttuğumuz ise bir çeyrek daha olduğu idi. İşte önemli oyuncularımız Smith ( 34 dakika)ve Thorthon ( 33 dakika) yorulmuşlardı. Bu faktör ve maçın sonunda istemediğimiz bir beş ile oynamamız genel resmi daha net gösterdi. Maçın son 7 dakikası oyuna giren Santiago ( 6 dakika) oyun süresinde 9 sayı buldu. Bu kritik dakikalarda tek opsiyonumuz olması ise düşündürücü idi. Tam maç bitti derken; oyun kurucu pozisyonunda çok iyi olmayan Real Madrid oyunun kontrolünü kaybetti ve sahneye Nachbar çıktı. Bu sefer şans yanımızda olmadı. Maça iyi hazırlandığı teknik ve oyuncu bazında belli olan Real Madrid ilk sekize kalmayı başardı.

Genel olan ve bu maçta göze batan olumsuzluklarımız ise:

- Türkiye liginde kadrodan dolayı oynayamayan Santiago ve Nahcbar’ın az oyun sürelerine rağmen 21 sayı katkı yapması ( Toplam 20 dakika)Özellikle maçın sonunda maç kazandıracak oyuncular devrede yokken bu ikilinin devrede olması ilginçti.

- Oyun kurucularımızın 2/8 isabet ama hiç Asist yapmadan maçı bitirmeleri. Diğer yandan Prigioni faul atışları hariç top kullanmadan 10 asist yapması.( hala Popoviç bu takıma niçin geldi anlamış değilim. Kerem ve Ender buraları oynayabilecek kapasiteleri olmasına rağmen)

- Rakocevic! Efes Pilsen’in günah keçisi oldu. Onun durumunu futbolda takımlar çok para vererek golcü alır ve dengeleri bozar sonrada takım arkadaşları bu kadar değerli ise kendi oynasın maç kazandırsın diye kenara çekilir ya ona benzetiyorum. Bu maçta farklı olmadı.

- Hakemler… Gerçekten bu maçı yönetecek kapasiteleri yoktu.Yine de o kadar üstlerine oynadık ki sonuçta kendimize zarar vererek maç konsantrasyonumuzu yitirdik. Görmemiz gerekenleri atladık. Üçüncü periyotta bu hakemler yönetti ( 23- 12 periyot skoru lehimize) ilk yarı 29 sayı atarken de…

- Maçın sonunu yine organize ve ne yaptığımız bilerek oynayamadık. Çünkü sahada takım olarak oynayacak ve maç kazandıracak bir beşe sahip değildik. Sadece Santiago’ya 1x1 organize etmeye çalışıyorduk. Bu dakikalarda arayışlarımız sürerken Real Madrid ne yaptığını bilerek oynuyordu.

- Üçlük yüzdemiz diğer maçlarda olduğu gibi maç kazandıracak noktalara yine gelemedi.( 5/ 20)Ayrıca takım olarak 6 asist yapmamızda takım olarak bizi zorladı. Real Madrid ise 17 asist yaptı.

Sonuç olarak sezon boyunca yaşadığımız problemler bizi takım olgusundan uzaklaştırınca sonuç kaçınılmaz oldu. En iddialı bir şekilde Final-four adayı olduğumuzu düşünürken Efes Pilsen değerlerini sorguladığımız duruma geldik. Türk basketbolunu buralara getiren Efes Pilsen artık gerçek kimliğini hatırlamalı. David Blatt döneminden sonra çok yabancılı oynamak bize yine başarısızlık getirdi.

Bu durumda herkes akıl verecek, şu oldu bu oldu diyecek kendi çıkarları peşinde koşacaktır. Türk basketbolu mu Efes Pilsen mi bunlar kaç kişinin umurunda olacaktır. Biz değer yaratmayı ve günlük düşünmemeyi Efes Pilsen’den öğrendik. Bir basketbol adamı olarak buna her zamankinden fazla ihtiyacımız olduğunu hissediyorum. Resim net ama bizim görmemiz ancak akıl verenlerin yanında yer almamızı sağlar. Belki de gelecek bir lig şampiyonluğu sistemi haklı gösterecek ve uç noktalara gidersek; bizi 10 yabancılı bir Efes Pilsen seyretmeye götürecek… Bazen kaybetmek bir kazançtır bunu unutmayalım ve negatif enerjiyi pozitife dönüştürecek çözümler üretelim…

Sayfa Yükleniyor...