Kurallar, adalet ve vicdan

Kendi iradesi dışında gelişen olaylardan dolayı bir takımı ligden düşürmek ne kadar doğru, ne kadar vicdani? Diğer yanda, yönetim kurulu toplantısından farklı bir karar çıkmasıyla birlikte 'ayrıcalık yapıldı' eleştirileri de çok doğal.

Kurallar, adalet ve vicdan - 1

Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, A Milli Takım'ın yeni patronu Guus Hiddink'ink ilk kez Türk medyasının karşısına çıktığı basın toplantısında, bir gazetecinin gündem dışı sorusu üzerine oldukça gerildi. Hem sözlerine hem de yüz ifadesine yansıdı bu gerginlik. Üst üste 2 maçı yarıda kalan Diyarbakırspor'la ilgili soruyu Özgener, "MHK'nın talimatı belli. 'Güvenlik zafiyeti nedeniyle soyunma odasına giden hakem maçı tatil eder' şeklinde madde var" şeklinde yanıtlayarak, hakemin doğru bir karar verdiğini söyledi.

MHK'nın sezon öncesi ve devre arası seminerlerinde, hakemleri bu yönde uyardığını biliyoruz. Diyarbakırspor'un Bursaspor ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile oynadığı maçları yöneten hakemler, kafasına estiği için soyunma odasına gitmediler veya canları istemediği için tatil kararı vermediler. Sadece talimatta yazan uygulandı. "Her türlü önlem alındı" güvencesine rağmen 3 dakika gibi kısa bir süreyi tamamlamadığı için, gelinen noktanın tek sorumlusu olarak hakemleri göstermek doğru değil. Ancak sadece talimatta yazanı uygulamak-uygulayarak kriz çıkarmak yerine büyük fotoğrafa da bakılmalıydı.

Diyarbakırspor'u ligden düşürmeye çalışan bir gücün olduğu belli. Olay çıkaranların, Diyarbakırspor taraftarı olmadıkları görmezden gelinemez. Bitime 3 dakika kalan bir karşılaşmada sahaya girmek, üstelik daha yeni 3 maç tarafsız sahada seyircisiz ceza almış bir takımın taraftarının bunları yapması mantıklı gelmiyor. Güya 'hakem yanlış düdük çaldı' bahanesiyle rakip futbolcuları kovalamak, fanatizmi bile aşıyor. Böyle birşeyi gerçekleştirenler, ya o takımın kötülüğünü istiyordur ya da farklı amaçlar peşindedir. Diyarbakırspor Kulübü Başkanı Çetin Sümer'in, iki haftadır ısrarla sarfettiği 'Bunlar bizim taraftarımız değil" sözleri, bu anlamda önemli. Stada gelenlerin kimliğinde hangi takımı tuttukları yazmadığına göre, Diyarbakırspor tarafından da kınanan bir azınlığın neden olduğu olanların ağır faturasını yeşil-kırmızılı kulübe kesmenin haklılığı tartışılır.

Mustafa Kamil Abitoğlu ve Hüseyin Göçek, MHK tarafından kendilerine söylendiği gibi maçı tatil ettiler. Çünkü Futbol Müsabaka Talimatı'na göre, yaşananların karşılığı bu. Aslında diğer kulüplerin penceresinden de gelinen nokta oldukça karmaşık. Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, "Vicdanım maçın tekrar edilmesini söylüyor, ama TFF kuralları uygulamak zorunda" diyor. Asıl soru bu. Kendi iradesi dışında gelişen olaylardan dolayı bir takımı ligden düşürmek ne kadar doğru, ne kadar vicdani? Diğer yanda, yönetim kurulu toplantısından farklı bir karar çıkmasıyla birlikte 'ayrıcalık yapıldı' eleştirileri de çok doğal. Ayrıca evindeki maçları taraftara kapanan Diyarbakırspor'un kalan 4 deplasman maçında benzer şeylerin yaşanmayacağı garanti edilemez. Futbol Federasyonu'nun eli kolu bağlanmış durumda.

Geçen sezon 'hakeme kart işareti yapan futbolcuya kart göstermek' adeti oluşmuştu. Bu konudaki tepkiler karşısında TFF ve MHK, her seferinde hakemleri korudu. Çünkü kurallar böyle söylüyordu, çünkü hakemler 'kart gösterin' diye uyarılmıştı. Tabii konumuzla aynı ölçüde bir örnek değil. Ancak bu konuda da, sert bir müdahaleyle yerde kalan oyuncunun gayriihtiyari yaptığı bir kart işareti ile hakemin gözünün içine sokularak yapılan hareketi bir tutmak adil olmuyor.

Diyarbakırspor'la ilgili verilecek kararın ne kadar vicdani olacağını tartışırken, en mağdur tarafların Bursaspor ve İstanbul BŞB. futbolcuları ile teknik heyetleri olduğunu vurgulamak şart. Sahaya sadece futbol oynamak için çıkan iki takım da tahmin etmedikleri bir tabloyla karşılaştılar. Sonuç olarak, şov olarak görmek istediğimiz futbolla hiç ilgisi olmayan kişiler, Ankaraspor'un küme düşürülmesi nedeniyle karmaşık bir hal alan Süper Lig'i daha da karmaşık hale getirmeyi başardılar. Hatta bir takımı küme düşme tehlikesiyle karşı karşı bırakarak, kalan 9 hafta için sayısız soru işaretine ve 1 puanın bile çok önemli olduğu dönemde yeni tartışmalara neden oldular.

Tatil edilen Diyarbakırspor-Bursaspor maçının ardından, bir daha aynı durumun yaşanması halinde bu duruma gelineceği ortadayken, 'acaba hakemler veya TFF daha sağduyulu davranabilir miydi, kurallar biraz esnetilemez miydi?' düşüncesi akla gelmiyor değil. Galiba bazen sadece yazanı uygulamak, katı kuralların dışına çıkmamak yerine büyük fotoğrafın ne gösterdiğiyle de ilgilenmek gerekli. Belki böyle yapmak, ilerleyen günlerde içinden çıkılmayacak sorunların yaşanmasını engelleyebilirdi.

Sayfa Yükleniyor...