Murat Demiryas - The Untouchables

Galatasaray ve Fenerbahçe'nin ilk haftalarda farkı açabileceğini düşündüğümüzü daha önce belirtmiştik ama bu kadarını beklemiyorduk! 34 maçta 34 galibiyet gibi bir fantezi kurmuyoruz elbette, ama geçtiğimiz yılların aksine bu kez onların hızına yetişmek çok zor gözüküyor.

Murat Demiryas - The Untouchables - 1

Ligin 5 haftası geride kaldığında Galatasaray ve Fenerbahçe “dokunulmazlar” statüsüne girdi. Ligdeki 5 maçını da kazanan bu ikili farkı da açmış durumda. Hakemler de zaman zaman takdir haklarını bu ikiliden yana kullanmıyor değil. Burada hakemler şunu yaptı, bunu yaptı demeyeceğiz, çünkü bu ikilinin bu sezon kurdukları kadro ve şu ana kadarki futbollarıyla bulundukları konumu hak ettiklerini söylemek gerekiyor. Mükemmel olmasa da geçen sezonun üzerinde oynuyorlar.

Peki “lig bitti mi?” sorusunun cevabı verilebilir mi? Son şampiyon Beşiktaş için işler iyice zora girdi. 5 maçta 9 puanlık bir fark oluştu. Bu fark kapanabilir mi? Elbette. Peki Beşiktaş’ın bu farkı kapatabilecek gücü var mı? Geçen sezon şampiyon olan takıma takviyeler yapıldı, lakin henüz bunların ciddi bir faydasını göremedik. Nihat, Tabata, Fink gibi isimler devreye girebilirse birşeyler olur, ancak henüz Bobo ve Nobre’yi ortalarda göremedik...

Anadolu için de işler zora girdi. Trabzonspor 7 puan geride kaldı. İki galibiyetini de deplasmanda aldığı düşünüldüğünde Avni Aker performansı, bordo-mavili ekibin ligdeki yerini belirleyecek. Sivasspor 4 maçta 0 puanla şimdiden “devre dışı” kalmış gibi gözüküyor. Eskişehirspor, Manisaspor, Gençlerbirliği gibi ekipler ilk 5 haftanın “çetincevizleri” oldular, ancak onların da “dokunulmazları” zorlamaları pek mümkün değil gibi.

Bu yazdıklarımızdan “lig bitti mi” sorusunun cevabının “evet” olduğu gibi bir anlam çıkabilir. Lakin bu ligde henüz fırtınalı sulara girilmedi. Galatasaray ve Fenerbahçe’nin UEFA Avrupa Ligi’nde zorlu maçlar oynayacaklarını, buna Türkiye Kupası’nı ve Ekim’deki milli maçları eklememiz gerektiğini söylersek, haftalar ilerledikçe artması beklenen cezalı ve sakat sayılarıyla bu ikilinin daha da zorlanacağını düşünüyorum. İşte bu noktada onları yakaladınız, yakaladınız; orada da yakalayamazsanız... Kaçar, giderler. (Ya da biri kaçar, öteki kovalar!)

Haftanın olayı Ankaraspor’a konulan idari tedbir sonucu Kayserispor maçının oynanmaması. Bu konu üzerine konuşmak için PFDK’nın vereceği kararı beklemek gerekiyor. Ancak uzun süre bir başka kulübün futbol şube sorumluluğunu yapmış birinin bir anda başka bir kulübe başkan seçilmesi, yine aynı kulüpten diğerine bir anda 5 futbolcunun “kiralama” yoluyla geçiş yapması, iki kulüp arasında uzun süredir “birleşme” çabalarının olması, olaya çok masumane bakmamızı engelliyor. İstanbul’da olduğum için olayı “Ankara’dakiler” kadar yakından izlemeyen biri olarak, Ahmet Gökçek’in Ankaragücü’ne başkan adayı olup başkan seçilmesinin hemen ardından aklıma gelen ilk şey, “Ankaraspor devre dışı kaldı ve sezon sonunda küme düştükten sonra gelecek sezon iki takım tamamen birleşecek” oldu. Belki senaryo bu değil, ama bende bu izlenimi bıraktığına göre benim gibi düşünen insanlar var. Bu lig geçmişte Kayserispor-Kayseri Erciyesspor isim değişikliğini yaşadı. Gençlerbirliği-Gençlerbirliği OFTAŞ olayı da zaten yakın zamanda yaşadığımız önemli bir tecrübeydi. Bence Ankaragücü-Ankaraspor olayı bunlardan biraz farklı... Tamam, ortada birbiriyle ciddi şekilde ilişkili iki kulüp var ve bu etik değil. Ama iki kulübün birleşmek istediğini düşünürsek, bu olay diğerlerinden biraz daha farklı geliyor. (Diğerlerinde birleşme yoktu, halen ayrı takımlar olarak hayatlarını sürdürüyorlar)

Olayın güzel yanı, Ankaragücü kongresinde Hadise’ye 3 oy çıkmış olması! (Fena da olmazdı, hem göze hem de kulağa hitap eden bir başkan. Tezahüratı da hazır... “Hadise başkan, bizim takım şampiyon”!!!)

Sayfa Yükleniyor...