N'oldu?

Saftig zamanında da perişan haldeydi Galatasaray, çünkü Saftig kötü bir antrenördü. Skibbe'nin de kalibresi Steaua Bükreş maçı ile ortaya çıkmıştı ama kimse konduramamıştı henüz sezonun ilk maçında.

Ne oldu şimdi? Kocaelispor, Galatasaray'ı Ali Sami Yen Stadı'nda beşledi. Şaşırdınız mı? Neden şaşırıyorsunuz ki? Galatasaray'dan bahsediyoruz; hocası büyük taktisyen Skibbe, sol beki Harry Kewell olan takım.

Onu da yapacağım, kusura bakmayın. “Ben demiştim" diyeceğim. Kolaycılık mı, eleştirin o vakit. Ama şaşırmayın, lütfen. Bağıra bağıra geldi bu hezimet. "Skibbe bu oyun planını sürekli sergilemediği için bugüne kadar bir hezimetle yüzleşmedi" dedik, daha 3 gün önce. Hezimeti tattırmak için Capello, Mourinho falan olmaya gerek yoktu. Kıymetli hocamız Erhan Altın çıktı, çok değil, tek bir şey yaptı. Kanatlarında ikişer oyuncu oynattı. Sağ kanadını Ross-Adem Çalık ikilisine, sol kanadını ise Ergün Teber-Murat Hacıoğlu ikilisine teslim etti.

Ross-Adem ikilisi karşılarında sadece Kewell'ı görüyordu. Defansif anlamda dikkatle tutulabilecek, hücum ederken ise iki pasla geçilebilecek bir engeldi Kewell onlar için. Kocaelispor tek değil, çift santrafor oynadığı için Servet de kanadın yardımına gelemiyordu. Keza Ergün-Murat kanadının karşısında ise Sabri vardı, 100 metrelik koridorun tek Galatasaray temsilcisi olarak.

4-1-3-2 ile, Aragones'in, Skibbe'nin yapamadığını yaptı Erhan hoca. Tek önlibero, iki forvet ile oynadı, Galatasaray deplasmanında. Bir de işin içine Taner Gülleri'nin ustalığı, Agbetu'nun dinamizmi katılınca, keyif verdi Kocaelispor takımı. Galatasaray'ın, tekrar yazıyorum, asimetrik, şekilsiz ve eşleşme dezavantajları ile dolu taktik anlayışını da sonunda toprağa gömdü, bu şekilsizliği Skibbe'nin taktik dehası olarak gören arkadaşlara selam ederek… Kimse bana Baros, penaltı falan demesin, lütfen. 5 değil aslında 3 gol yedi mi diyeceğiz sonra da.

Saftig zamanında da perişan haldeydi Galatasaray, çünkü Saftig kötü bir antrenördü. Skibbe'nin de kalibresi Steaua Bükreş maçı ile ortaya çıkmıştı ama kimse konduramamıştı henüz sezonun ilk maçında. 8 Aralık'ta, galibiyetle dönülen Berlin deplasmanı sonrası hemen gitmesi gerektiğini yazınca tepki de almıştık. Evet belki hiç gelmemeli, belki de şimdiye kadar çoktan gitmeliydi Skibbe çünkü o da kötü bir antrenör. Sevilen bir insan, centilmen bir adamı ama kötü bir antrenör. Saftig'den farkı, ona oranla çok daha kariyerli bir kadro devralmış olmasıydı. Daha büyük bir başarısızlıkla o Lincoln, Baros, Arda, Kewell, Servet, Meira, Mehmet Topal, De Sanctisli bir kadro ile bu hallere geldi.

Kadroya gelmişken konu, şu önemli detayın da altını çizelim. Skibbe kötü, sistem de çağın çok gerisindeydi, kabul. Ama bu sebepten 5-2 mağlup olduk diyemez hiçbir Galatasaray oyuncusu. Karşınızda gücü ve konumu sizinle mukayese edilmeyecek bir rakip varken, 5 gollü bir mağlubiyet almanın izahı yoktur. Seyircinin bazı oyunculara göstermekte olduğu tepki sevimsizdir belki ancak tepkinin muhatabları bunun sebeplerini iyi düşünmelidirler.

Her neyse. Olan oldu. Hezimet bazı taşları yerinden oynatacaktır. Muhtemelen bu taşlar arasında Skibbe de olacak. Kritik bir detay var orada; eğer Skibbe giderse, Feldkamp ne olacak? Feldkamp kalacak ya da eşofmanlarını giyecek ise, rica ediyorum Skibbe gitmesin. Galatasaray, sezonun bu ana kadarki en önemli maçı arifesinde hoca değiştirmek gibi bir kumara giriyor ise, bu Skibbe ve Feldkamp'ı kapsayacak şekilde olmalıdır. Ben bu yazıyı yazarken yönetimin Feldkamp'tan sezon sonuna kadar bu bayrağı devralmasını rica edebilecek bir potansiyeli taşıyor olması bile nefesimi daraltmaktadır. Hele ki bir sene önce ortaya konan Cevat Güler performansını hatırladıkça…

Soğuk algınlığı, gidilmeyen Ankara deplasmanları, Fenerbahçe deplasmanında tek önlibero Sabri, Servet'ten orta saha oyuncusu yaratma fantezisi, Emre Aşık'ın sezon öncesi gönderilişi vs. Feldkamp deyince aklıma gelenler bunlar.

Bu krizde, ikinci yarı başından beri ortaya konan rezil performansta en az Skibbe kadar payları olduğunu biliyor ve buna rağmen söylüyorum; Galatasaray kadrosu UEFA Kupası'nda finale yürüyebilecek potansiyeli bünyesinde barındırmaktadır. Olması gereken; yeni keşifler peşinde olmayan, basit, klasik ama doğru seçimler ile de başarıya ulaşılabileceğine inanan bir liderleri olsun önlerinde.

Yönetim mi? Onların işleri var. Kocaelispor sol beki Ergün Teber taç atışını 10 metre ileriden yaptı, maçın tekrarı için başvuru hazırlıyorlar. Hiçbir TFF temsilcisinin yüzüne bakmayacaklar. Şimdi ne yapalım diye Feldkamp'a soracaklar. Allah selamet versin…

Sayfa Yükleniyor...