Saman alevi gibi

Ankara derbisini doğru hamleler yapan, mücadele eden kazandı. Futbol ise ani parlamalardan ibaretti.

Saman alevi gibi - 1

Öncelikle stattaki doluluktan bahsetmek gerek herhalde. Türk futbolunun en önemli derbilerinden olan bu maça ne yazık ki, Ankara halkı gerektiği ilgiyi göstermedi yine. Stadın ev sahibi takım hangisi olursa olsun bu güzel derbide hınca hınç dolması gerekli. Kalan haftalar için buradan bir çağrı yapıyorum ve tüm Ankaralıları, özellikle Gençlerbirliği ve Hacettepe maçlarına – Ankaragücü seyircisi zaten geliyor- daha çok gelmeleri yolunda davet ediyorum.

Ankaragücü sahaya geçen haftakine göre bir değişiklikle başladı. Özgür Bayer defansın solunda başladı. Gençlerbirliği'nde ise geçen haftaki yedeklerin bazıları ilk onbirdeydi: Kahe, Bilal, Troisi. Sanırız Samet Aybaba revizyona gitme gereği duydu. Hakan Kutlu maça başlarken, Gençlerbirliği’nin sol kanadına, gerek Elyasa gerek ise orta saha ve Jaba ile baskı yapmayı, Momha'yı rahatsız etmeyi ve ileri çıkartmamayı hedeflemişti. Ayrıca, geriden ileriye gönderilen toplarda Murat Duruer, bilerek ileride pasif ofsaytta bekliyordu. Gençlerbirliği atak yön olarak sağ kanadını seçmişti fakat bir türlü her iki takım da orta sahada istediği gibi top yapamıyordu, hatta öyleydi ki, özellikle Bouzid'i son maçlarda topla bu kadar az buluşur görmedim.

Soner ile ilk ciddi pozisyonu Gençlerbirliği yakaladı. 16.dakika, Momha'nın ilk kez bir atağa katıldığı dakika olarak notlarıma eklendi. Gençlerbirliği uzaktan şutlarla etkili olurken kaleci Serkan kalesinde devleşiyordu. Hakan Aslantaş'ın o bilinen rakip savunmayı dengesiz yakaladığı ilk driplingi de 33.dakikada gelmişti. Yani sahada aman aman bir top oynanmıyordu, her iki takımın da kanat organizasyonları çok zayıftı. Bouzid sahada olduğunu 40.dakikada yaptığı etkili ortada gösterdi. İlk yarıda kapalının önündeki yardımcı hakem hatalı kararlar verdi.

İkinci yarıya Samet Aybaba, Soner'in yerine Burhan ile başladı. Soner her ne kadar ofansif oynamayı, ara paslar atmayı ve ayağında top tutmayı çok sevmeyen bir futbolcu olsa da gününde değildi, bu değişiklikte hocaya hak verdim. Burhan’ın oyuna girmesi ile o kanadı savunmakta zorlanan Özgür Bayer’in üzerindeki yük daha da artmaya başladı. Hakan Aslantaş’ın bindirmeleri, Kahe-Burhan uyumu ile ilk sinyaller geldi. Hakan Kutlu’nun ilk ve zamanında hamlesi, etkisiz Mert Erdoğan yerine Ceyhun’u almak oldu. Fakat 4 dakika sonra 56.dakikada iki açıdan maçın en önemli hareketini yaptı Hakan Hoca.

Momha’yı ileri çıkarttırmayan, Gençlerbirliği sol kanadını bastırtan Jaba’yı oyundan alarak, işin doğası gereği yanlış yaptığını düşünüyorum. Lakin, onun da hesaba katmadığı ve bence maçın anı olarak kayıtlara geçecek olay ceryan etti: Jaba, yedek kulübesi yerine, kafasını her iki yöne sallayarak sinirli biçimde soyunma odasına gitti ve bir daha da gelmedi. Bu görüntüden sonra Ankaragüçlü futbolcuların kenardan herhangi bir direktifi yerine getirebilmesi kolay değildi, zaten iyi oynadıkları da yoktu. Burada Hakan hocamızı tenkit etmiyorum, Jaba’nın yaptığı çok yanlış. Teknik direktörler hatalı olsa da oyundan istedikleri adamı alma yetkisine sahiptir, futbolcular buna riayet etmeli, teknik direktörün otoritesini sarsmamalı, takımın motivasyonunu bozmamalıdır. Özgür Bayer’in de oyundan çok geç alındığını düşünüyorum.

Bu değişikliklerden sonra karşılaşmanın seyri Gençlerbirliği’nin istediği gibi gitti. Mustafa Pektemek, golü atana kadar sahada yoktu. Ankaragücü savunması yan toplarda yakın zamana kadar toparlanma emareleri sergilese de, bu maçta golde ve diğer ortalarda son derece kötüydü. Neredeyse tüm korner atışlarında akınları savuşturamadılar. Karşılaşmanın geri kalanı Serkan ve Gençlerbirliği arasında geçti. Maçın adamı, kalesini kahramanca savunan, birçok golü önleyen kaleci Serkan Kırıntılı oldu. Gençlerbirliği adına ise harika bir plase ile rakip ağları havalandıran, maç boyu rakibini ısıran istekli arzulu bir futbol oynayan, Turkcell Süper Lig’in ikinci yarıda yıldızlaşan ismi James Troisi oldu. Önceki yıllara göre futbol kalitesi daha iyi bir derbi izledik.

Daha doğru hamleler yapan teknik direktör, derbiyi almayı bildi. Samet Aybaba geçen haftaki hatalarını tekrarlamadı. Oyunu daha iyi okuduğunu gösterdi. Gençlerbirliği’nde İlhan, iki haftadır agresif tavırlar sergiliyor, bu tavırlarına biraz daha dikkat etmeli, antipatik olmamalı. Hakan Aslantaş bindirmeleri ile etkiliydi. Bilal, ilk yarıda etkisizdi, ikinci yarıda arzuluydu. Jedinak, Gençlerbirliği’nin efsane isimlerinden Skoko’nun tahtını alacak gibi görünüyor. Kahe, girdiği varyasyonlar ve vuruşları ile çok etkiliydi, çok faydalıydı. Addo kendinden emin bir oyun sergiledi. Taraftarın da benim de favori futbolcularımdan Momha’yı bu maçta da çok beğendim. Bu maçta Roberto Carlosvari ani sprintleri ile bundan sonraki haftalar için rakip hocalara işaret fişeği attı adeta. Gençlerbirliği ofans hattındaki oyuncular, kolay ofsayta düşme krizlerinden bir türlü kurtulamıyor.

Gençlerbirliği maçında Hakan hocayı çok da eleştirmek doğru değil. Cezalı oyuncuları nedeniyle sıkıntı yaşadı, orta sahadaki Semavi, Bouzid gibi oyuncular da istediklerini yerine getirmeyince, ona da yapacak bir şey kalmadı. Ankaragücü, Sivas maçında Abdurrahman’ın cezalı olmasını da hesaba katmalı ve sol kanadından hücum etmeye çalışmalıdır.

Maçın hakemi Koray Gençerler'e de iki çift sözüm var. Avantaj kuralını neredeyse hiç uygulamadı ve bu nedenle 4 tane atağı kesti, 60.dakikada Ankaragücü savunmasındaki kaleciye geri pası görmedi. Maça yeterince hakim değildi.

Sayfa Yükleniyor...