Samet Aybaba istemezse

Gençlerbirliği, hocasının da tercihleri ile Ankaraspor'u adeta elinden kaçırdı.

Samet Aybaba istemezse - 1

Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe’yi sürklase eden, fark kaçıran Gençlerbirliği, haftalardır kazanamayan psikolojisi bozulmuş ve giderek tehlike çemberinin içine doğru inmeye başlamış Ankaraspor ile karşılaşacaktı. Maçı Yenikent’te kırmızı-siyahlılarla birlikte kale arkasında izledim. Öncelikle belirtmeliyim ki, biraz da yaklaşan seçimlerin etkisiyle kırmızı-siyahlıların bazen ölçüyü kaçıran tezahüratları oldu. Elbette bunu genele ithaf etmiyorum, bazı taraftarlar için geçerli.

Gençlerbirliği, geçen hafta kazanan ilk onbiriyle sahaya çıkmıştı. Bir önceki yazımızda da belirttik, Ankaraspor’un zayıf karnı sol kanadı. Bu nedenle, Gençlerbirliği’nde Burhan ve Hakan’ın performansını merak ediyordum. Hakemin düdüğü ile birlikte kırmızı-siyahlıların ataklarını belirleyeceği yön de bu şekilde gelişecekti. Hakan Aslantaş, driplingleri ile etkili oluyordu fakat önündeki Burhan, sanki “ne işim var benim burada” hallerindeydi, ataklara katkı yapamıyordu. Ankaraspor’un yaptığı ortalarda kırmızı-siyahlılardan dönen ilk topları mavi-beyazlılar alınca biraz panik olmuştum fakat görülüyordu ki, mavi-beyazlıların galibiyete oynamak gibi bir düşüncesi yoktu belli ki haftaların verdiği bir koruma içgüdüsü gelmişti. Ankaraspor’un defanstaki göbekteki ikilisi Hacettepe maçında rakip forvet hattı yüzünden sık yer değiştirmiş, adam adama yüzünden sıkıntı çekmişti, aynı hataya bu maçta düşmediler. Kırmızı-siyahlılar topa daha fazla sahip oluyor fakat rakip kalede çok büyük sıkıntılar yaratamıyordu. Momha’nın ortaları etkili olmuştu.

Ankaraspor ikinci yarıya etkisiz Caner Ağca’nın yerine Özer’i alarak başlamış, atak oynamayı hedeflemişti, fakat mavi-beyazlıların sağ kanadı yani Gençler’in sol kanadında Momha gibi temkinli oynayan ne zaman ileri çıkacağını ne zaman duracağını bilen bir tecrübe vardı. Kaybetmemeyi hedefleyen bir takıma karşı oynayan Samet hocamız, sırasıyla Dijite-Soner ve Mustafa’yı oyundan aldı, yerlerine Troisi, Kahe ve Mehmet Nas’ı sürdü. Yani futbol aritmetiğine ve sahadaki oyuna göre takımı defansa çekti. Zaten bu değişikliklerle birlikte gol de olmadı, seyircinin yüreğini ağzına getirecek bir pozisyon da gelmedi. Maçın son 20 dakikası Ankaraspor’un sağ kanadı da çökmüştü fakat kırmızı-siyahlılar o kanattan atak yapmayı pek tercih etmeyince işlerliği kaybolmuştu.

Maçın yıldızı sahada Jacques Momha oldu. Momha ile ilgili ofansif anlamda henüz pek fikir edinemesem de bir defans oyuncusu olarak asli görevini yerine getirmede dört dörtlük görünüyor. Karşısından driplingle gelen bir rakibinin hamlelerini iyi okuyor, ortalarını bilerek isteyek yapıyor, kademeye girişleri harika. İnşallah nazar değmez, hep böyle görürüz. Saha dışındaki maçın adamı ise Samet hocamız oldu. Rakibin kazanmak gibi bir isteği, içgüdüsü yok iken, Samet Aybaba yaptığı değişikliklerle bu maçı sanki istemediğini gösterdi, Jedinak veya Cem Can’dan birini daha alıp forveti güçlendirseydi kendisini alkışlardık, Gençlerbirliği bu maçta 1 puan kazanmadı, 2 puan kaybetti!

Hakemin Kamil Abitoğlu’nun UEFA kurallarına göre, art niyetli oynayan takımı belirlemesi ve buna istinaden Ankaraspor’lu futbolculara daha fazla kart göstermesi gerekirdi, bu konuda kart kullanmakta son derece cimri davrandı.

ANKARAGÜCÜ-HACETTEPE
Pazar günü Ankaragücü-Hacettepe maçındaydım. Her iki takımın durumu malum. Kadroları elimize aldık, Ankaragücü, kalede Serkan, defansta Özgür Bayer, Dos Santos, Burak, İlkem, orta sahada Bouzid, Barbaros, Murat Duruer, Semavi, forvette Jaba ve De Nigris on biriyle sahadaydı. Hacettepe geçen hafta kazandığı kadrosuyla sahadaydı, İbrahim Şahin gibi ısıran bir forvet yedekteydi.

Ankaragücü daha istekli başladı maça. Kanat organizasyonları olmadan orta sahadaki varyasyonlar ve defansın arkasına atılan toplarla atak oynuyordu sarı-lacivertliler. Hacettepe için geçen haftaki galibiyetin bir tesadüf olup olmadığını görmek açısından manidardı bu maç, zira o maçta Ankaraspor tel tel dökülmüştü. Ankaragüçlü futbolcular ofsayta sık düşüyordu bu nedenle akınları ziyan ediyorlardı. Orta sahada Bouzid ilk yarıda birçok kez top çaldı, rakip akınları kesti, arkadaşlarına iyi ve atağa yönelik paslar attı. Semavi ile Jaba’nın defansın arkasına sarkarak kaçırdıkları bir gol dışında ilk yarının pek bir rengi yoktu.

İkinci yarıya Hakan Kutlu yerinde bir hamleyle sahanın negatif ismi Özgür Bayer’in yerine Elyasa’yı alarak başladı. Aslında birçok değişiklik yapması gereken mor-beyazlılardı ama Arıca’dan hareket göremedik. 45.dakika ile 65.dakikaya kadar sahada can sıkıcı bir futbol vardı ve kapalı tribünden Ceyhun sesleri yükselmeye başladı. Ceyhun’un oyuna girmesi ile birlikte maçın gerçek futbol oynanan o 5 dakikalık periyodu başladı ve maç boyunca takıma pek katkısı olmayan De Nigris, klasını konuşturdu takımını öne geçirdi, bu dakikadan sonra Hacettepe’nin akılda kalan önemli bir atağı olmayınca maçı sarı-lacivertliler aldı.

Futbol kalitesi kötü bir maçtı öyle ki, ikinci yarıda her iki takım da 4 pası arka arkaya yapamadı, bunun nedeni iyi savunma değil, paslardaki isabetsizdi. İki teknik direktöre bakacak olursak kimin daha fazla kazanmak istediği, yaptığı değişikliklerden kenardaki hırsından bile çok net belli oluyordu. Hakan hocamız, İlkem’in yerine Ceyhun’u alarak oyuna müdahelesini ne yönde yapacağını gösterdi, belki bu değişiklikte biraz geç de kaldı diyebiliriz. Erdoğan Arıca ise, bu senenin en kötü performansını gösteren Tozo ve Olgay’ın ikisini de 90 dakika sahada tutabildi, riskleri almakta yine çekingendi, geçen haftaki Ankaraspor galibiyetinin bir tesadüf olduğunu bize kanıtladı, Hacettepe’yi de kendi kariyeri ile birlikte düşüreceğini artık net bir şekilde algılıyoruz. Hacettepe’ye dair bazı istatistikleri vermek gerek belki de, ilk organize denebilecek atak 19.dakikada geldi, ilk şut 26.dakikada atıldı, ilk korner 30.dakikada kullanıldı.

Sahada maçın yıldızı Bouzid oldu. Özellikle ilk yarıdaki futbolu ile sadece defansta değil orta sahada da çok faydalı olacağını gösterdi. Maçın hakemi Deniz Çoban avantaj kuralını mükemmel uyguladı. Ankaragüçlü taraftarların desteği mükemmeldi. Özellikle ilk yarı ve maçın ikinci yarısının bir bölümünde susmak bilmediler, stadı sanki uzun süredir daha bir dolu dolu gördüm diyebilirim.

Sayfa Yükleniyor...