Son 20 yılın en iyi 20 yerli kalecisi

İşte Türk futbolunun son 20 yılına kaleci olarak damga vuran 20 adam. Tabii ki sizlerin farklı tercihleri olabilir ama bu 20 kişinin etkisini kimse yadsıyamaz.

Son 20 yılın en iyi 20 yerli kalecisi

20. Serkan Kırıntılı: Daha 16 yaşındaydı Adanaspor’da Hikmet Karaman tarafından A takıma çıkarıldığında. Sonra Ankaragücü macerası. Zaman zaman dalgalı geçse de kariyeri hala ligimizin kalburüstü kalecilerinden bir tanesi.


19. Fevzi Tuncay: Maalesef onun adı geçince herkesi aklına hep o talihsiz Beşiktaş-Galatasaray maçı geliyor ama 17 yaşında siyah-beyazlı kaleye geçişi unutulmamalı. O kötü günlere kadar Beşiktaş formasıyla çok iyi maçlar çıkardı. Malatyaspor’u çok maçta kurtaran isim oldu. Belki mental olarak daha sağlam olabilse bu sıralamadaki yeri de üst sıralarda olacaktı.

18. Adnan Erkan: Uzun yıllar Ankaragücü forması giydi. Türk futbolunun istikrar sembollerinden biriydi. Türk futbol tarihinin ilk Avrupa Şampiyonası finalleri tecrübesinde üçüncü kaleciydi.

17. Murat Şahin: Fenerbahçe’de Uche’nin bacağının kırılmasına istemeden neden olması belki kariyeri için iyi değildi ama sonrasında iyi bir kaleci olarak hep göze çarptı. Beşiktaş’ta kaleciler tükenince Antalyaspor maçına adeta tek bacakla çıktı. Kazanılan galibiyetin ardından kahraman mertebesine yükseldi. Oynadığı her maçın kaderini olumlu şekilde değiştirebilecek bir kaleci.

16. Erhan Aslan: Sakallarıyla her daim tribünlerin tanıdığı bir kaleciydi. 80’lerin ortasında Kocaelispor formasıyla milli takıma kadar yükselmişti. Bursaspor’da oynarken Yılmaz Vural’ın ilk popüler döneminin kahramanlarından biriydi.

15. Metin Akçevre: Orduspor’dan Beşiktaş’a geldiğinde kaleye geçmesi beklenmiyordu. Oynadığı az maçta yeteneğini gösterdi. Sonrasında gittiği her takımda istikrarlı bir kaleci olduğunu kanıtladı.Artısı da vardı. Penaltıları gole çevirmekte ustaydı. Daha Ivankov yoktu o zamanlarda.

14. Şanver Göymen: Samsunspor altyapısından yetişse de onu bu listeye sokan Altay performansı oldu. Evet, 1-2 Galatasaray maçında Hakan Şükür karşısında zor durumlara düştü. Ama Avrupa’nın birçok ünlü kalecisi de aynı sıkıntıyı yaşamadı mı? 1996 Avrupa Şampiyonası finallerinde Rüştü’nün yedeğiydi. O müthiş eşofmanlarını da unutmayalım.

13.Süleyman Kocakara: Karizmatik kaleciler kampanyasının en önemli temsilcilerinden birisi. Boluspor’da 80’lerin sonunda gösterdiği performans, Tınaz Tırpan’ın dikkatini çekmiş ve Süleyman, milli takımın kaleci kadrosuna girmişti. Ne var ki tam birinci kaleci olacakken geçirdiği sakatlıklar onu bu sıralamada daha da ileriye gitmekten alıkoydu. 90’ların başında bu kez Zeytinburnu formasıyla forvetlerin korkulu rüyası oldu. Schumacher’den sonra Alman kalecinin önerisiyle neredeyse Fenerbahçe’ye gidiyordu.

12. Zafer Özgültekin: Ankaragücü’nün 90’ların sonundaki ve 2000’lerin başındaki son parlak döneminin kalecisi. Kendinden emin ve savunmasına hakim bir kaleci. 2002 Dünya Kupası’nda forma giymese de kafilede yerini almıştı. Sarı-lacivertlilerin UEFA Kupası’na katılmasında önemli pay sahibiydi.

11. Nurettin Yıldız: 80’lerin başında Fenerbahçe’nin ikinci kalecisiysi. Sonraki kariyerinde Anadolu takımlarında iyice pişti ve kalburüstü bir kaleci oldu. Futbolculuğunun son demlerinde Schumacher’in sakatlığı sırasında döndüğü Fenerbahçe’de ne kadar iyi bir kaleci olduğunu bir daha herkese gösterdi.

10.Zafer Öğer: Sadece Beşiktaş’ta değil Altay’da da kalburüstü performanslara imza attı. Oyunun temposunu doğru şekilde ayarlama konusunda bir ustaydı. Refleksleri ve kurtarışları, Beşiktaş’ta güvenilir bir isim haline getirdi onu. Son döneminde de Beşiktaş’ın ne zaman başı sıkışsa sahadaydı.

9.Yaşar Duran: 80’lerde Gaziantepspor ve Fenerbahçe’de Türkiye’nin en iyi kalecisi olma yolunda ilerledi. 8-0’lık İngiltere maçının kötü anısı, kariyerini etkiledi. Yaşı ilerlediği dönemde bile Malatya, Sarıyer ve Fenerbahçe’de sorumluluk aldı. Karşı karşıya pozisyonlarda onu alt etmek çok zordu. Zaafı uzaktan şutlardı.

8. Okan Gedikali: 80’lerin ikinci yarısında Gençlerbirliği formasıyla ortaya çıktığında, “İşte o beklenen kaleci geldi” demiştik. Okan’ın kaderini belirleyen bir Macaristan milli maçı oldu. Son dakikada Fatih’in yerine oyuna giren Okan, anında mağlubiyet golünü kalesinde gördü. Bu bir hazırlık maçıydı belki ama Okan’ı psikolojik olarak çok etkiledi. Fenerbahçe’ye Schumacher değil o alınacaktı, olmadı. Sonrasında iyi dönemleri oldu ama hiçbir zaman ilk zamanındaki heyecanı veremedi.

7. Metin Mert: 1988’de Schumacher’le aynı yıl Türkiye’ye gelmişti Detlef Müller. Sarıyer yöneticisi Maral Öztekin, “Almanlar yakında milli takım kalecisini Türkiye’den seçecek” diyordu bu sarışın lüle lüle saçlı delikanlıyı göstererek. İlk sezonunda Yaşar’ın yedeğiydi. Sonrasında olgunlaştı ve kaleyi kaptı. Türkiye’ye sevdalandı ve vatandaş oldu. Ama öyle yalandan değil. Gerçek bir Türk gibi yaşamaya başladı. 1995-96 sezonundaki Trabzonspor-Fenerbahçe maçı, onu da yıktı. Eğer Trabzonspor şampiyon olsa belki de milli takımın da yolları açılacaktı ona. Trabzonspor’dan sonra da ısrarla kaldı Türkiye’de. Hep iyi hep istikrarlı bir kaleci olmaya devam etti.

6. Fatih Uraz: Samsunspor fırtınasının baş mimarlarından birisiydi. Oyunu geriden analiz edebilme yeteneğine sahip, penaltılarda çok başarılı bir kaleciydi. Milli takımın 1 numarası olmuşken takımıyla birlikte geçirdiği trafik kazası büyük yeteneğini bize çok fazla göstermesini engelledi.

5.Ömer Çatkıç: Eskişehirspor’da oynarken hemen dikkatleri çekti. Orta üst sıralarda yer alan takımlarda kendine yer buldu. 2002 Dünya Kupası’nda üçüncü olan milli takımın önemli bir parçasıydı. Gruptan çıkmamızı sağlayan Çin maçında kaledeydi. Belki Rüştü ile aynı çağda yaşamasa 19 olan millilik sayısı daha da fazla olacaktı.

4.Hayrettin Demirbaş: Altay’dan Galatasaray’a geldiğinde sabretmesi gerektiğini biliyordu. Simoviç’in arkasında uzun süre bekledi. Onun jübilesinin ardından kale ona teslim edildi. Uzun boyuyla hava toplarında çok iyiydi. Milli takıma da hemen yükseldi. Galatasaray ile kazandığı şampiyonlukların ardından talihsiz bir dönem geçirdi. Psikolojik etkenlerin öne çıktığı bu dönemin ardından Galatasaray’dan ayrıldı.

3. Engin İpekoğlu: Avusturya’da yetiştikten sonra Sakaryaspor’a gelen Engin yıllar boyunca keşfedilmeyi bekledi. Sakaryaspor’un Oğuz-Aykut-Turhan-Sinan’lı takımı Türkiye Kupası’nı kazandığında göze girdi. Önce milli takımda Fatih’in yedeğiydi. Sonrasında o talihsiz trafik kazasının ardından milli takım kalesini kaptı. Doğu Almanya’yı deplasmanda 2-0 yendiğimiz maçta kurtardığı penaltı ve müthiş performansıyla, “Magdeburg Panteri” lakabını aldı. Beşiktaş’taki kariyeri 2 şampiyonlukla renklendi. Fenerbahçe, Schumacher’in de tavsiyesiyle ezeli rakibinden Engin’i kaptı. Fenerbahçe’de yeteneklerini daha iyi gösterdi. Bir gün bacağı kırıldı ve arkasındaki genç Rüştü’ye yerini verdi. Saha içi karizması, penaltı kurtarma yeteneği ve stresli anlarda peş peşe yaptığı kurtarışlarla hep efsaneler arasında yer alacak Engin.

2. Volkan Demirel: Kartalspor’dan Fenerbahçe’ye geldiğinde umut veriyordu. Bir gün Rüştü, Barcelona’ya gitti. Alman Enke geldiğinde taraftarlar inanılmaz bir tepki gösterdi. Güvendikleri adam oydu. Enke gidince Recep ön plana çıktı. Ama 2003-2004 sezonunun ikinci yarısından itibaren kaleci Volkan oldu. Evet, Rüştü’nün geri dönüşüyle yedek kalmaya başladı ama geleceğin kalecisinin Volkan olduğuna şüphe yoktu. Hata yaptıkça saçındaki jöle sorun yapıldı. Ama milli takımın Avrupa üçüncülüğünde ve Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde katkısı üst düzeydeydi. Sevilla maçında yediği iki hatalı golü telafi ettiği penaltı atışları hiçbir zaman unutulmayacak.

1. Rüştü Reçber: Türkiye’de kaleci yetişmez savını tedavülden kaldıran adam. Tarihte en çok milli formayı giyen futbolcu. Barcelona forması giymiş tek Türk. Türk Milli Takımı’nın bugüne kadar katıldığı büyük şampiyonaların biri hariç (1954 Dünya Kupası sırasında Rüştü daha doğmamıştı) hepsinde oynadı. Hem Fenerbahçe hem de Beşiktaş’ta şampiyonluk yaşadı. Buraya daha onlarca istatistik bilgi yazabiliriz. Ama Rüştü’nün pırıltılı kariyerini kısa bir paragrafta anlatabilmek mümkün değil. Fatih Terim ve Rasim Kara’nın onu Akdeniz Bölgesi taramalarında keşfedişiyle başlayan kariyer bitmiyor hala ve bitmesini isteyen de yok.

Sayfa Yükleniyor...