Süper Lig'de yeniden yabancı modası

Süper Lig'de yeni sezonda ibre yabancı teknik adamlara dönmüş görünüyor, yerliler geçtiğimiz sezon şanslarını iyi kullanamazken, spor yazarları değişime farklı açılardan bakıyor.

Süper Lig'de yeniden yabancı modası

Turkcell Süper Lig’de 2008-2009 sezonunda 18 takımda toplam 28 teknik direktör görev yaptı. Geçen sezon sadece 6 takım sezonu başladıkları teknik adamlarla bitirirken, 12 takımda teknik direktör değişikliğine gidildi.

18 kulüpten sadece Fenerbahçe, Galatasaray ve Antalyaspor yabancı teknik direktörle lige başlarken, 15 takımın tercihi yerli teknik direktörler oldu.

Sezon sonunda görevini tamamlayabilen tek yabancı teknik direktör ise Luis Aragones oldu. Gaziantepspor ise son 8 haftayı yabancı çalıştırıcı ile geçirdi.

Yeni sezon için transfer çalışmalarına devam eden kulüplerden Galatasaray’da teknik direktörlüğe Bülent Korkmaz'ın yerine Hollandalı Frank Rijkaard getirilirken, Gençlerbirliği’nde Samet Aybaba’nın yerine Alman Thomas Doll, Ankaraspor’ da da Aykut Kocaman’ın yerine Alman Jurgen Röber göreve başladı. Adı resmen açıklanmasa da Christoph Daum önümüzdeki sezon Fenerbahçe’nin başında olacak. Trabzonspor’da da Ahmet Özen’in yerine birçok yabancı teknik direktörün ismi geçiyor.

Peki bu transferler ne anlama geliyor? Kulüplerde yabancı teknik direktörlere doğru bir eğilim mi var? yazarları ntvmsnbc’ye değerlendirdi.

JAPONLARI ÖRNEK ALALIM
Banu Yelkovan - NTV Spor
Yerli-yabancı teknik direktör ayrımını doğru bulmuyorum. İyi ve kötü teknik direktör ayrımı vardır.

Yabancı teknik direktörlerin gelişini de heyecan verici buluyorum. Bu kamplaşmadan hoşlanmıyorum. Geçen sezon bu beni çok rahatsız etmişti. Resmen yabancı düşmanlığı boyutuna gelmişti olay.

Bundan geri dönüldüğünü görmek, hele Rijkaard gibi bir ismin Türkiye’ye gelmiş olması beni sevindiriyor.

Daum, Mustafa Denizli, Rijkaard ve Trabzonspor’da Halilhodziç gelirse ben çekişmeli ve iddialı bir lig bekliyorum.

Yabancı teknik direktörlerden ne alabilirsek Türk futbolu için kâr.

Biz Japonya’dan geldi diye Zico’yu beğenmedik. Japonya Dünya Kupası gruplarından çıkmayı garantileyen ilk takım oldu. Japon mantığını Türklerin de alması lazım. Giderler teknolojiyi alırlar ve onu daha mükemmel hale getirirler. Biz de aynısını yapalım, yabancı teknik direktörü alalım, onu daha da ileri götürelim.

YA ARAGONES'İN YERİNDE YERLİ TEKNİK ADAM OLSAYDI?
Hakan Ünsal - NTV Spor
Geçen sene takımların durumlarını değerlendirdiğimizde yerli teknik direktörlerin denendiği bir yıl oldu, başarılı sonuçlar alamadılar ama bu birebirde yerli teknik adamların başarısızlığıyla alâkalı değil. Bu tamamen faturanın yerli teknik adamlara çıkarılmasıyla ilgili.

Örneğin; Skibbe’ye 7-8 ay dayanan, Aragones’e 1 yıl dayanan -ki tarihinin en kötü sezonunu geçirmiştir her iki takımda- bu takımlar da yerli hoca geldiğinde üç hafta bile dayanamayan yöneticiler var. Başarısız olarak adlandıracağımız yerli teknik direktörler var ama yöneticilerle karşılaştırdığımızda yöneticilerin başarısızlığı hocaların başarısızlığına göre tavan yapar.

Yabancı teknik direktör seçmelerinin sebebi yöneticilerin kendilerini kurtarmak için. Ama yabancıya gösterdikleri sabrın yarısını yerli hocalara gösterseler çok daha makul olurdu. Biz de her şey günübirlik, anında başarılı olmak hedefleniyor. Ama ne enteresandır, yerli hocadan anında başarı bekleyen yöneticiler yabancı hocalara görev verdiklerinde çok daha sabırlı oluyorlar.

Bazı yabancı teknik direktörler çok ağır şartlarla geliyorlar belki ama bazı yabancıları göndermek de kolay, öyle büyük tazminat da yok.

Yerli yabancı ayrımını göstermek için en güzel örnek Bülent Korkmaz’a yapılanlardır. Skibbe’yi 7 ay boyunca protesto etmeyen Galatasaray taraftarı üç maçta efsanevi kaptanını yerin dibine soktu. Başka da örnek vermeye gerek yok.

Rijkaard’ın başarı şansı yüksek, arkasında büyük bir taraftar ve camia var. Her şeye rağmen iyi bir kadro var. Büyük destek görecek, sabır gösterilecek. Diğerlerine göre daha şanslı.

Diğerlerinin işi zor elindeki kadro kaliteli değil. Transfer yapacak mı belli değil? Başarılı olma ihtimallleri düşük, daha oyuncuyu tanıyacak derken zaten 3-5 ay geçiyor. Büyük takımlar dışındakilerin işinin zor olduğunu düşünüyorum. Burada en şanslı olan resmi olarak açıklanmasa da Daum gözüküyor.

ASIL YABANCI YÖNETİCİ LAZIM
Gökmen Özdemir - Vatan Gazetesi
Yerli teknik adamlara geçen sezon çok şans verildi ama hepsinin bu şansı iyi kullandığını söylemek zor. Ama yabancı teknik direktörler yerlilerden daha mı iyi olacak? Bu da benim için büyük bir şüphe. Onun da hiçbir garantisi yok.

Açıkçası Türkiye’de sorun teknik direktör sorunu değil, teknik adamın yan unsurlar tarafından ne kadar desteklendiği. Çünkü Türkiye’de futbolun sadece saha içinde oynandığını söylemek çok zor.

Saha dışı etkenlerden teknik direktörleri koruması gerekenler yöneticiler. Fakat yöneticiler de saha dışındaki etkenleri kendi lehlerine çevirip, kendi maçlarını yapmak istedikleri için kulübedeki çalıştırıcıları unutuyorlar. Yerli ya da yabancı, aralarında çok bir fark olduğunu da düşünmüyorum. Keşke yerli yöneticiler yerine yabancı yöneticiler gelse o zaman daha rahat olur herşey.

Yabancı teknik direktörlerin başarılı olması tamamen yönetim kurullarının ve tarftarların onlara bakış açısıyla doğru orantılı. Eğer takım olabilirlerse, yani futbolcular, teknik direktörler, taraftarlar ancak o zaman teknik adamların kısa vadede başarılı olması mümkün. Yoksa kısa vadede gelen her yabancı teknik direktör başarısı futbolun içinde yer alan şans faktöründe o kulüp lehine çalıştığını gösterir. Kısa vadede yabancı bir teknik direktörün gelip Türkiye gibi gerçekten çok zor koşulların olduğu bir ülkede başarılı olması zor.

Sayfa Yükleniyor...