Tam Platini'nin istediği gibi!

Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi’nde değişen statülerden sonra bu sezon değişik bir tablo ile karşı karşıyayız, Şampiyonlar Ligi’nde Liverpool ve Bayern Münih gibi iki devin gruptan çıkması zor gözüküyor. Barcelona ve Real Madrid’i de 2. turda görememe ihtimalimiz var!

Tam Platini'nin istediği gibi! - 1

UEFA Başkanı Michel Platini, Şampiyonlar Ligi statüsünün değiştirilip UEFA Kupası’ndan UEFA Avrupa Ligi projesine geçilirken iki şeyi hedefliyordu: Birincisi Şampiyonlar Ligi’ne daha çok ülkenin şampiyonunun katılması, ikincisi UEFA Avrupa Ligi’nin kalitesinin artması. Bu sezon birçok takım tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi’ne katılırken, Roma, Valencia, Sporting Lizbon, Celtic, Hamburg, Panathinaikos, Villarreal, Benfica, Shakhtar Donetsk, Werder Bremen, PSV Eindhoven ve tabii ki Fenerbahçe ve Galatasaray gibi Şampiyonlar Ligi’ne katılmayı alışkanlık haline getiren ekipler bu sezon UEFA Avrupa Ligi’nde mücadele ediyor. (Elbette Fenerbahçe ve Galatasaray’ın bu sezon UEFA Avrupa Ligi’nde yer almasının ana sebebi statü değişikliği değil, ikilinin geçen sezonki kötü performansı!!!)

Platini ve ekibi statüleri yenilerken elbette belli başlı ülkeler dışındaki (İngiltere, İspanya, İtalya vs.) ülkelerin de topa girmesini ve ismi az duyulan takımların da başarılı olmasını istiyordu. Şampiyonlar Ligi’nde ve UEFA Avrupa Ligi’nde ilk 4 haftada alınan sonuçlar, tam Platini’nin istediği gibi oldu!

Şampiyonlar Ligi’nde iki eski şampiyon, Bayern Münih ve Liverpool gruptan çıkamama tehlikesiyle karşı karşıya. Bu ikili, gruplarını üçüncü bitirirlerse pek de alışık olmadıkları UEFA Avrupa Ligi’ne gidecekler. Özellikle Liverpool’un gruptan çıkma şansı iyice azaldı. Öte yandan Barcelona ve Inter’in bulunduğu F Grubu da karışık. Eğer Dinamo Kiev 4 dakika daha dayansa ve son 4 dakikada yediği gollere yemeyip Inter’i yenmeyi başarsa grup daha da ilginç hale gelecekti. Ancak şimdiki durumda bile Rubin Kazan’ın grupta ilk ikiye girmesi halinde Barcelona veya Inter’den biri Şampiyonlar Ligi’nden elenecek.. Milan, Real Madrid ve Marsilya’nın bulunduğu C Grubu’nda da işler karışık. Marsilya’nın ilk ikiye girmesi halinde Los Galacticos veya Milan, Şampiyonlar Ligi’ne veda edecek. Öte yandan Platini’nin gurur duyabileceği iki takım var, biri Rus şampiyonu Rubin Kazan, diğeri Rumen şampiyonu Unirea Urziceni. İkisinin de ciddi şekilde gruptan çıkma şansları var.

Peki, Bayern Münih’siz, Liverpool’suz, Barcelona’sız veya Inter’siz, Milan’sız veya Real Madrid’siz Şampiyonlar Ligi nasıl olacak? Futbolseverler bu durumdan ne kadar memnun kalacak? Ya da sponsorlar? Onlar değişik ülkelere açılmanın keyfini mi duyuyorlar, yoksa Barcelona ve Real Madrid’in olmadığı bir son 16’nın kabusunu mu yaşıyorlar?

Geçmiş yıllarda da büyük sürprizlerin yaşandığı dönemler oldu. Sonuçta küçük takımlar gruptan çıkabilseler bile ilerleme şansları zayıf. Bu sezon gerçekten birden fazla önemli takımın olmadığı bir 2. tur yaşayabiliriz. Bu durumun Şampiyonlar Ligi’nin keyfini ve zevkini nasıl etkileyeceğini yaşayarak göreceğiz!!!

UEFA Avrupa Ligi ise çok sayıda takımın yarıştığı bir “jungle” haline geldi. Perşembe akşamları maçları takip etmekte zorlanıyoruz. Buradaki takımların çoğu kupa için iddialı olabilecek takımlar. Asıl sorun, bu kadar iyi takımın, özellikle gruptan çıktıktan sonra geçen yıllarda UEFA Kupası’na yaptıkları muameleyi yapıp yapmayacakları. Yani kendi liglerini ön plana alıp bu kupayı 2. plana atıp atmayacakları... Önümüzde bir örnek var, Fenerbahçe’de yönetim, UEFA Avrupa Ligi’nden daha çok lig şampiyonluğunu önemsiyor. Buna rağmen Fenerbahçe gruptan çıkmaya çok yakın ve bu zaten beklenen bir sonuç. Ama 2. tur ve sonrasında neler olacağı daha önemli. Bu arada bu kupada grubu 1. sırada bitirmenin bir önemi var. Grup birincileri 2. turda seribaşı olacak. Bu yüzden Galatasaray ve Fenerbahçe’nin bundan sonra alacakları sonuçlar da büyük önem taşıyor.

Sonuçta geçmiş yıllara oranla değişik bir Avrupa Kupaları mesaisi yaşıyoruz. Bakarsınız iki kupada da sezon sonunda beklenmedik iki takım kupaya uzanır (belki de bizimkilerden biri bunu başarır, çok ümidim yok ama!!!) ve Michel Platini büyük bir keyifle kupaları sahiplerine verir...

Sayfa Yükleniyor...