Taner Gülleri, Skibbe'nin külleri

Kocaelispor'un 33 yaşındaki golcüsü Taner Gülleri'nin attığı 4 gol, Hem Galatasaray'ı, hem de Michael Skibbe'yi yaktı.

Turkcell Süper Lig açısından son yılların en unutulmaz haftalarından birini geride bıraktık. Tabii tahminciler açısından hiç de kolay bir hafta değildi. Kocaelispor'un Galatasaray, Denizlisporun ise Trabzonspor deplasmanında galip geleceğini tahmin etmek çok zordu. Bu hafta bir çok iddaa kuponunun yırtıldığını tahmin edebiliyorum.

Mesela bir kuponda Kocaelispor galibiyeti, Denizlispor galibiyeti ve Gençlerbirliği galibiyetini yazmış birisi 1'e 344.25 katı para kazanacaktı! (Acaba var mıdır böyle bir kupon?)

Alınan sonuçlar ile ligin dengesi bir anda değişti. Tabii haftanın olayı Kocaelispor'un Galatasaray'ı Ali Sami Yen'de 5-2 yenmesi ve Michael Skibbe'nin istifası. Her ne kadar maçtan sonraki basın toplantısında “İstifa etmeyi düşünmüyorum” dese de yönetim baskısıyla bu sözleri söyledikten yaklaşık 15 saat sonra görevi bıraktığını açıklamak zorunda kaldı.

Yerine gelen Bülent Korkmaz, şu ana kadar Turkcell Süper Lig'de 3 takım çalıştırdı, ama çalıştırdığı takımlarda en uzun süreyi Kayseri Erciyesspor'da geçirdi. O da yarım sezon. Bursaspor'u 9, Gençlerbirliği'ni 10 hafta çalıştırdı. Bu kariyere rağmen Galatasaray'da göreve gelmesini en önemli nedeni, kulübün efsane isimlerinden biri olması, takımı yakından tanıyor olması, teknik direktörlüğün yanısıra birçoğunun eski takım arkadaşı olduğu futbolculara geçen sezon son haftalarda Hakan Şükür'ün yaptığı gibi ağabeylik de yapabilecek olması. Üzerinde düşünüldüğünde bu şartlarda iyi seçeneklerden biri, ama Bülent Korkmaz için işler hiç de kolay olmayacak, zira çok zor bir dönemde geldi ve ilk ciddi sınavı Bordeaux maçı olacak.

Tabii asıl ilginç noktalardan biri Galatasaray'ın 1981-82 sezonundan bu yana ilk kez bu kadar erken teknik direktör değiştirmesi. 1981-82 sezonunda ligde 10 hafta geride kaldıktan sonra Brian Birch'ün görevine son verildi. Yerine 2 hafta Günay Kayalar baktıktan sonra Özkan Sümer teknik direktörlüğe getirildi.

Galatasaray'da sezon ortasında teknik direktör değiştirmek, pek öyle alışılagelinen birşey değil. 1982-83'te Özkan Sümer 32. hafta sonunda görevinden ayrılmıştı ve son 2 haftada yine Günay Kayalar görev yapmıştı. 1994-95'te Reinhard Saftig 26. hafta sonunda görevden ayrıldı ve son haftalarda Müfit Erkasap görev yaptı. 2003-04 sezonunda Fatih Terim 26. haftada görevi bıraktıktan sonra yerine Gheorghe Hagi getirildi. Geçen sezon bitime 6 hafta kala Feldkamp'ın gidişini de hatırlıyorsunuzdur. Bunlar dışında son yıllarda Galatasaray'da sezon içerisinde böylesine radikal bir teknik direktör değişimi ilk kez oluyor.

Skibbe'nin başını yiyen isim Taner Gülleri. Tabii Kocaelisporlu diğer futbolcuların, teknik direktör Erhan Altın'ın ve teknik heyetin hakkının yememek gerekiyor. Ama aslan payı 4 gol atan Taner Gülleri'nin. Yıllardır alt liglerde en golcü isimlerden biriydi. Bu sezon şu ana kadar 13 gol attı. 4 Büyük takıma toplam 8 gol attı ki bunların 5 tanesi Galatasaray kalesine gitti.

Aslında sezon başından beri Güiza karşılaştırmalarını pek sevmiyorum ama Taner-Güiza karşılaştırması yapmadan geçemeyeceğim. Hatta karşılaştırmadan öte, Güiza bu sezon olmasa ne olurdu, bir bakalım.

Güiza Turkcell Süper Lig'de 4 gol atıp 4 asist yaptı. Diyelim ki Güiza hiç oynamadı ve onun yerine hiç birşey yapmayan birisi oynadı. Fenerbahçe'nin ligdeki kaybı sadece 5 puan olurdu. Evet, sadece 5 puan! Güiza'nın ligde kazandırdığı tek maç 7. haftada deplasmandaki Kocaelispor maçı. Orada bir gol atıp 2 asist yapmış ve Fenerbahçe deplasmanda Kocaelispor'u 3-2 yenmiş. Bir de Konyaspor deplasmanında ikinci golün asistini yapmış ve Fenerbahçe deplasmanda Konyaspor'u 2-1 yenmişti. Hadi o asisti yapmasa Fenerbahçe 1-1 berabere kalacak. Güiza'nın diğer gol ve asistleri en az iki farklı kazanılan maçlarda olmuş. Kısacası Güiza olmasa bugün Fenerbahçe 37 değil, 32 puan olacaktı. (Onun yerine daha golcü birisi olsa belki Fenerbahçe 37 değil, 47 puanda olacaktı!)

Güiza Fortis Türkiye Kupası'nda sadece çeyrek final ikinci maçında Fenerbahçe'nin Bursaspor'u 3-1 yendiği karşılaşmada bir gol atmış. O golü de atmasa Fenerbahçe zaten yarı finale çıkacaktı.

Güiza'nın Şampiyonlar Ligi'nde attığı goller ve yaptığı asistler olmasa Fenerbahçe yine gruplara kalacak, yine gruplarda elenecekti. Yani Güiza olmasa Fenerbahçe'nin ligdeki 5 puan dışında bir kaybı olmayacaktı.

Tabii hesap biraz üstünkörü yapıldı. Elbette olaya sadece gol ve asist sayısı olarak bakmamak lazım, saha içerisindeki yararlılık da önemli ama konuştuğumuz kişi geçen sezon La Liga'nin gol kralı ise, sadece bonservisi için 14 milyon Euro harcanmışsa gelinen noktada bilançoya bakmak gerekiyor. Ha, onun oynamadığı Hacettepe maçını Fenerbahçe 7-0 kazanırken Gençlerbirliği maçını 1-0 kaybetti.

33 yaşındaki Taner Gülleri Fenerbahçe'de olsaydı acaba ne olurdu diye de aklımdan geçirmiyor değilim. Kariyerinde belli sezonlarda patlama yapan golcüler vardır. Mesela yıllar önce ligimizde bir Okan Yılmaz fırtınası vardı. Zafer Biryol da Konyaspor'da oynarken 28 yaşında 25 golle gol kralı olmuştu. Taner de bu patlamayı bu sezon yaşıyor. Tabii sadece bir maçta attığı 4 golle bir futbolcuyu değerlendirmek doğru değil. Ancak Taner'in sezon içerisindeki genel performansının da başarılı olduğunu düşünüyorum. Herhalde şu form durumuyla Fenerbahçe'de sırıtmazdı.

21. hafta sonunda ligin altı ve üstünde enteresan bir tablo oluştu. Trabzonspor, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin yenilmesi Sivasspor için büyük avantaj oldu. Ancak Beşiktaş çok kritik bir deplasman galibiyeti ile lige ciddi şekilde ortak oldu. Şu anda ligin son 7 sırasında olan takımların 6'sının haftayı galibiyetle kapatması da alt taraftaki dengeleri değiştirdi. Kocaelispor ve Hacettepe resmen hayata döndü. Ancak bundan sonra sadece kazanmaları yetmiyor, rakiplerinin de ciddi şekilde puan kaybetmesi lazım. Eskişehirspor ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor tehlikeyi daha yakından hissetmeye başladılar. Bu hafta sonu oynanacak Ankaragücü-Hacettepe maçı, alt tarafta haftanın en önemli maçı olarak dikkat çekiyor.

Sayfa Yükleniyor...