Tarih kimi yazacak, tarihi kim yazacak?

Bitime 5 hafta kala şampiyonluk için sanal aday 4 tane olsa da reel aday 2 gibi gözüküyor: Sivasspor ve Beşiktaş. İkisinin de şampiyonluğunda tarih yazılır...

Tarih kimi yazacak, tarihi kim yazacak? - 1

Turkcell Süper Lig'in 29. haftasın sonunda bir gerçek ortaya çıktı: Sezonu büyük bir mucize olmazsa ya Sivasspor ya da Beşiktaş şampiyon olarak kapatacak. 2002-03 sezonundan bu yana ilk kez Fenerbahçe veya Galatasaray dışında bir takım şampiyon olacak. Ya Sivasspor tarih yazacak, ya da Mustafa Denizli 3 büyüğü şampiyon yapmayı başaran ilk ve tek teknik direktör olacak, Beşiktaş son 14 sezonda ikinci şampiyonluğuna ulaşacak.

Sivasspor ve Beşiktaş'ın en belirgin özelliği, belli bir golcüsünün olmaması, ya da şöyle diyelim, gollerin belli isimlerden istenmemesi. Trabzonspor'da Gökhan ve Umut'un üzerine çok gidildi, Galatasaray'da ve Fenerbahçe'de de öyle. Sivasspor'a bakın, ligde attığı son 12 golü 10 değişik futbolcu atmış! (Mehmet Yıldız, Murat Sözgelmez, Mohamed Ali, Kamanan, Tum, Sedat, Sezer, Musa, Abdurrahman, Hayrettin.) Beşiktaş'ın ligde attığı son 15 golün altında da toplam 10 futbolcunun imzası var. (Tello, Gökhan Zan, Delgado, Nobre, Bobo, Ernst, Ekrem, Holosko, Yusuf, Zapotocny.) İki takımda da arkadaşlık ve yardımlaşma üst düzeyde...

Trabzonspor ve Galatasaray'ın şampiyon olabilme ihtimalini bir kenara bıraktığımı zannetmeyin. Lakin tecrübemiz, ligdeki takımların formlarına bakışımız ile bu işin hakikaten büyük bir mucize ile gerçekleşeceğini gösteriyor.

Peki bundan 6 hafta önce birbirine çok yakın 5 takım arasındaki müthiş mücadele, bitime 5 hafta kala nasıl iki takıma düştü? Aslında takke düştü, kel mi gözüktü? Böyle de denebilir. En azından Fenerbahçe'nin o kötü başlangıcından sonra 7. haftadan itibaren 10 haftada 8 galibiyet ve 2 beraberlik alarak zirveye ortak olmuştu. Ama sonrasında 3 maçta kaybedilen 7 puan gerçekleri biraz olsun gözler önüne serdi. Fenerbahçe'nin son 3 haftaya kadar umudunu sürdürmesi, rakiplerinin puan kayıplarıyla meydana geldi. İşin gerçeği, Fenerbahçe sezon boyunca şampiyonluğu kazanacak bir ışığı net olarak gösteremedi.

Trabzonspor ve Galatasaray için böyle bir şey demek haksızlık olur. Onlar belirli dönemlerde ışık saçtılar. Özellikle Trabzonspor sezona çok iyi başladı. Bursaspor yenilgisiyle zirveyi Sivasspor'a bıraktı. Ama dönüm noktası, 21. haftada kendi sahasındaki Denizlispor yenilgisiydi. Sonrası çorap söküğü gibi geldi. Özellikle sahasında kaybettiği puanlarla Trabzonspor, şu anda liderin 7 puan gerisine düştü. Trabzonspor deplasmanda Sivasspor'u yenebilse zirveye ortak olacaktı. Birçok kişi ki buna den de dahilim, Trabzonspor'dan iyi bir performans bekliyordu. Ama Sivasspor'un inancı, hırsı, şampiyonluğa konsantre oluşu, tüm görüşleri alt üst etti. Sivasspor gerçeği ile bir kez daha tanıştık.

Galatasaray'ı zirveden uzak tutan olay, ligin ilk yarısında deplasmanda kaybettiği puanlardı. Ali Sami Yen'de taraftarının gücünü yanına alarak arka arkaya galibiyetler elde ediyordu. Ama deplasmanda aynı gücü gösteremiyordu. Bursaspor, Eskişehirspor ve Fenerbahçe deplasmanlarından puansız dönen, Ankaraspor deplasmanında berabere kalan Galatasaray, o dönemde UEFA Kupası'na daha çok konsantre olmuştu. Sonra 4 maçlık bir galibiyet serisi geldi. Fakat takım içerisindeki disiplinsizlik ve Federasyon ile aradaki iplerin gerilmesi takıma da önemli zararlar verdi. Kulüp, tarihinde uzun bir aradan sonra ilk kez sezonun 21. haftası sonunda teknik direktör değiştirdi. Ama kader değişmedi. Galatasaray, Trabzonspor'un yakalandığı sendroma tutuldu. Ali Sami Yen'de arka arkaya puanlar kaybetti. Galatasaray'ın son 6 iç saha maçında sadece 1 galibiyeti var, o da Bursaspor'a karşı, kaleci Ivankov'un çok kötü oynadığı maçta...

Ligin dibi karışık. Kocaelispor çok kritik bir galibiyet aldı. Ancak bundan sonraki iki maçı çok zor. Bu hafta Konyaspor deplasmanına gidiyor ve kazanırsa ligin alt tarafı iyice karışacak. Sonraki hafta Trabzonspor'u ağırlayacak. Bu iki maç, Kocaelispor'un kaderini belirleyecek. Bunun dışındaki takımların zor durumu aynen devam ediyor. Özellikle İstanbul BB'deki düşüş ilginç. 20. haftada Ankaraspor'u deplasmanda yenerek küme düşme hattından uzak bir görüntü çiziyordu. Ama son 9 maçta 1 galibiyet, 2 beraberlik ve 6 yenilgi alarak düşme potasının içerisine giriverdi. Hele Hacettepe yenilgisi, onları iyice ateşe itti. Takımda ciddi bir motivasyon düşüşü olduğu kesin. Çünkü iyi bir orta sahaya sahip. Ama savunma ve hücumda işler iyi gitmiyor. Devre arasında alınan İskender de bu derde çare olmadı. Son 9 haftada atılan 6 gol bunun göstergesi.

Düşme hattıyla ilişkisi olmayan ama başka bir hedefi olan tek takım Bursaspor. Bursaspor'un derdi Avrupa'ya gitmek. Ertuğrul Sağlam ile de çok iyi bir çizgi yakaladı. Ertuğrul Sağlam ile 13 lig maçında sadece 1 kez yenildi, son 6 maçta 16 puan topladı. Lakin Bursaspor'un hedefi konusunda bir tutarsızlık var. Kulüpten yapılan tüm açıklamalarda, özellikle Ertuğrul sağlam'ın açıklamalarında hedefin "UEFA Kupası" olduğu söyleniyor. Geçen haftaki Denizlispor galibiyeti sonrası da aynı açıklama yapıldı. Lakin gelecek sezon UEFA Kupası diye bir kupa kalmayacak. Bunun yerine yeni statüsü ile "Europa League" yani Türkçeye "Avrupa Ligi" olaraka çevirebileceğimiz yeni bir kupa doğuyor. UEFA Kupası'nın son sahibi, Şükrü Saracoğlu Stadı'nda belli olacak. Dolayısıyla Bursaspor istese de istemese de UEFA Kupası'na gidemeyecek! Bursasporlular'ın söylemlerini değiştirmelerinde fayda var. Ha, Avrupa Ligi'ne katılamazlarsa "Biz zaten UEFA Kupası diyorduk, Avrupa Ligi filan dememiştik" demeyi planlıyorlarsa, o başka, ben o işe karışmam!!!

Avrupa Kupaları demişken, bugüne kadar 4 tane kupanın tarih olduğu aklıma geldi. İlk önce Avrupa Fuar Şehirleri Kupası, UEFA Kupası ismini aldı. Şampiyon Kulüpler Kupası, içinde lig dördüncülerinin bile olduğu Şampiyonlar Ligi haline geldi. Kupa Galipleri Kupası kalktı. Son olarak Intertoto Kupası'na veda edildi. Sırada UEFA Kupası var...

Sayfa Yükleniyor...