Tolga Özek - Şafak 21

Suat Arslanboğa'nın katkısı, Güçlüler'in maça asılmaması sonucu doğan güneş de mehtap da başka bir bahara kaldı.

Tolga Özek - Şafak 21 - 1

Geçen hafta Ankara Belediyesi maçını yurtdışında olduğum için izleyememiştim. Güçlüler, Ankara Belediyesi’ni sürklase etmişler, maçın kısa bir dönemi hariç hakim olmuşlardı. Özetlerden, yazılardan ve bana bilgi veren taraftarlardan öğrendiklerim kadarıyla bunu belirtiyorum. Ankaragücü’nün son maçlarda, özellikle Hikmet Karaman’ın gelmesinden sonra her maçta, maçın birkaç döneminde çok etkin veya maçın genelinde istikrarlı bir etkinlikte oynadığını görüyorduk. Hikmet Hoca, elindeki mecburi malzemeyi iyi motivasyonla en iyi şekilde kullanıyor.

Bu hafta hakikaten bizleri zor bir mücadele bekledi: Zapping! Aynı anda özellikle Gençlerbirliği-Hacettepe ve Galatasaray-Ankaragücü maçı olunca 19 Mayıs yerine evde olmayı yeğledim. Her iki maçı da çok uzun sürelerle izleyemedik elbette. Niyetim öncelikle Gençlerbirliği’ni takip etmekti, nitekim iki tarafta da goller aynı anda geldi. Gençlerbirliği, hakikaten isteksiz bir Hacettepe karşısında iyi oynuyordu ve güzel gollere imza atmıştı ilk yarıda. 2-0’dan sonra bu maçı takip etmenin pek anlamı yoktu. 3 forvetle “rakibi” karşısına çıkan Gençlerbirliği’nin sonraki maçlara baktığımızda kazanmaktan başka hiçbir çaresi olmadığı apaçık duruyordu.

Ankaragücü, hakemin gazabına uğrayarak bir gol yedi penaltıdan malum. Fakat, Bouzid atılana kadar ilk yarıda, yukarıda dedigim o son macların basan, aniden parlayan, birden hızlanan Ankaragücü’sü gitmiş, belki de ilk yarıda rakibinin bu kadar iyi oynamasını beklemediği için sarı-lacivertliler sahada yok gibiydi. Kerem’in 37.dakikada ceza sahasına harika dalışı ve ikinci yarıda Mehmet Yılmaz’ın dönerek kaleci ile karşı karşıya pozisyonu dışında heyecanlandırıcı, ümitlendirici bir oyun anlayışı yoktu. Bouzid’in Baros’u cekerek dusurmesi evet faul var, şu da gerçek ki, Galatasaray’da Baros & Lincoln düşmeye pek meraklı, Lincoln bu konuda bir “üstad” zaten. Ankaragücü’nde Elyasa dışında pek bir göze çarpan oyuncu göremedim. Ceyhun, penaltıya itirazda ölçüyü az daha kaçırsa oyundan atılabilirdi, dikkatli olması gerek Güçlülerin, herhangi bir oyuncunun kaybına – mesela Bouzid’in kaybı gelecek hafta için- tahammülü yok. Beşiktaş maçının çok zevkli geçeceğini düşünüyorum, gerginlikten uzak, sadece futbola ve heyecana odaklı bir maç izlemeyi ve güzellikleri yazmayı diliyorum.

Gençlerbirliği, Galatasaray ve Sivas ile oynayacağı iki maçtan önce kendini adeta sağlama aldı. İzlediğim bölümde ve ilerleyen dakikalarda attığı gol ile Koray’ı beğendim. Bu arada yayıncı kuruluşun Eskişehir-Antalya gibi iki taraf için de kritik olan bir maç varken Gençlerbirliği-Hacettepe’yi yayınlamasını yadırgadım.

Sayfa Yükleniyor...