Uluç: Toraman Beşiktaş'a ihanet etti

"'Beşiktaş'ı sırtından vur' desen İbrahim Toraman ancak bu kadar vurabilirdi. Yaptığı tamamen Beşiktaş'a ihanettir."

Uluç: Toraman Beşiktaş'a ihanet etti

İSTANBUL - "Bu karşılaşmanın kader adamları vardı. Bir numaralısı da İbrahim Toraman... Yaptığı tamamen Beşiktaş'a ihanettir. Bu kelimeyi altını çizerek kullanıyorum. ‘Sırtından vur' desen Beşiktaş'ı İbrahim Toraman ancak bu kadar vurabilirdi. Bir sarı kartı olan adamın 44. dakikada duran topa elle hamle yapıp hakeme ‘beni oyundan at' diye bağırmasını benim aklım almıyor.

Toraman milli düzeyde bir futbolcu, hem de sezon başında Beşiktaş'ta problem yaşamış, kadro dışı bırakılmış, güç bela affedilmiş ve nihayet Mustafa Denizli tarafından takıma koyulmuş; yaptığı işe bak. O hamleyi hiçbir şekilde anlayamıyorum. Bunun için de ihanetten başka sözcük de bulamıyorum.

Beşiktaş bu hafta liderliği ele geçirseydi, Beşiktaş'ın devamını da çok etkileyecekti. Sivasspor 2 puan kaybetmişken, liderlik şansını ele geçirmişken, İstanbul'da, kendi sahanda oyundan attırıyorsun kendi.

Karşılaşmanın ikinci kader adamı maçın hakemi... Bence bu maçın hakemi Deniz Çoban, geçtiğimiz haftaki Kocaelispor maçında Beşiktaş'a hediye edilen puanları ödeştirdi. Maç içindeki bütün yorumlarında Bursa'lıydı. Eğer Bobo kendini yere attı diye sarı kart görüyorsa, Shin'in iki kere oyundan atılması lazım. Kaç kere 18 içinde aldatmaya teşebbüs etti. Ona devam dedi, Bobo'ya birinci sarı kartı çıkardı. Bobo da Beşiktaş'ın tek forveti, Nobre sakat. Bobo'yu 18 içinde bir daha hareket edemez hale getirdi. İki, İbrahim Toraman'ın birinci sarı kartı. Kaleye atılan bir şuta, dönerek yükseliş var. Orada el var, kart olup olmadığı tartışılır. O sarı kartı verenin ikinci yarıda Bursaspor'lu Ömer'e penaltıyı ve kırmızı kartı göstermesi lazım. Bu dönüm noktasıydı maçın.

Maçın üçüncü kilit adamı Mustafa Denizli... Sahaya çıkardığı takımı aklım almadı. ‘Hoca nihayet kendine geldi, cesaretlendi, hücuma dönük oynamaya başladı' derken, Sercan'ı eksik Bursa ile İstanbul'da şampiyonluk yolunu açacak maç oynuyorsun, Sivok ikinci önlibero olarak oynuyor Ernst'in yanında, Yusuf gibi bir adam kenarda...

Her türlü şans Beşiktaş'ın lehindeyken Mustafa Denizli, Yusuf'un 60. dakikada girdiği ana kadar oyunu ziyan etti. Daha sonra iyi yaptığı şeyleri ben anlamam. Sen 60 dakikayı ziyan ettikten sonra doğru tercih yapmış olman aferin hocaya dedirtmez bana. Niye en başta oynatmadın?

Serdar Özkan'ın hazırlandığını duydum. Serdar Özkan, eğer kaleci Rüştü oyundan çıkıp yerine girseydi bu kadar şaşırırdım. Holosko'yu çıkardı... Tek başına Bursaspor savunmasını alt üst ediyordu. Beşiktaş'a geldiğinden beri bana sorarsanız en iyi maçını oynuyordu. Ortadan atak yapıyordu. Yerinde sayan Bobo ile oyunda varlığıyla yokluğu bir olan Delgado orada; tek başına akınlar yapabilen hem de onun istediği pasları atabilecek Yusuf oyuna girmiş, Holosko oyundan alındı. İnanamadım.

Bu noktadan sonra bu maçı Bursaspor'un kazanması gerekirdi. Niye kazanamadı? Bunun sebebi de Ertuğrul Sağlam. 11'e 11 oynarken Beşiktaş'ı darmadağan etmişsin ikinci yarının görüntüsüne bakın lütfen. Beşiktaş 10 kişiyken Bursaspor beraberliğe razı. Beşiktaş'ın 10 kişi kalması Ertuğrul Sağlam'ı korkutmuş."

ANKARASPOR-FENERBAHÇE
"Bu olanlar Fenerbahçe'nin futbol takımının lehine bana sorarsanız. Hatta Sivasspor da kupadan elerse daha da lehine; çünkü Fenerbahçe Futbol Şubesi'nin baştan aşağı silkelenmesi gerekiyor. Herhangi bir sahte başarı bu silkelenmeyi etkileyebilir.

Fenerbahçe, özellikle Aziz Yıldırım başkan olduktan bu yana, muhtelif spor dallarında yarışan ve hemen her spor dalında başarılı olan bir takım haline geldi. Bir istisnası var bunun, o da futbol takımı... Futbol dışındaki bütün branşlarda iş ehillerine bırakılmış. Futbolda Aziz Yıldırım ‘ben bilirim ben yönetirim' diyor.

Aragones figüran. Ondan önceki Zico'nun olduğu gibi. Futbolun altında hangi taşı kaldırırsan kaldır Aziz Yıldırım çıkıyor. Bu sistem değişmediği sürece Fenerbahçe için kurtuluş yok. En ufak bir başarı da bu süreci uyutur. Bu yüzden de gerçek Fenerbahçelilerin Aykut Kocaman'a ve Ankaraspor'a teşekkür etmesi gerekir."

İSTANBUL BB-GALATASARAY
"Galatasaray'ın oynadığı futbolun zerre kadar zevki, heyecanı yok. Bülent Korkmaz kelimenin tam anlamıyla bir fiyaskodur Galatasaray için. Bu maçta bir kere daha anladım ki, Adnan Polat bu sezonun sonunda takımın menajerini ve teknik direktörünü değiştirmezse bu takımı kimse kurtaramaz. Adnan Sezgin ile Bülent Korkmaz'ın bu kulüple ilişiğinin kesilmesi lazım.

Galatasaray ne olup bittiğinin farkında değil. Büyükşehir Belediyesi'nden korkan bir Galatasaray var. Mutlak kazanman gerek maçta Ümit Karan ile Nonda kenarda oturuyor, tek forvetle başlıyorsun. Doğru dürüst bir hücum organizasyonu yok ve kötü bir Barış'a tahammül ediliyor. 10 toptan 8'ini geriye oynuyor.

Galatasaray, Bülent Korkmaz'dan sonra ileriye hızlı çıkmayı iyice unuttu. Bana sorarsanız bu Barış'tan derhal kurtulunması lazım. Gol için sahada olan iki oyuncu var, Baros ve Lincoln. Bunlar da gol atmak için değil kart göstermek için oynuyorlar."

HAFTANIN OLAYI
Haftanın olayı olarak Türkiye Bisiklet Turu'nu gösteren Uluç, "İzmir'den başlayıp Antalya'ya giden yani Türkiye'nin hem tarihsel hem de doğal güzelliklerini sergileyen bir parkurda yapılması çok güzel bir düşünce. Ancak turun Türkiye'deki tanıtımda geç kalındı. Türk seyircisinin de Türk medyasının da fazla haberi olmadı. Bu parkuruyla dünyanın sayılı turları arasına koyabiliriz. Bunun için de gelecek senenin turuna bu yıldan itibaren kolları sıvamamız gerekiyor. Federasyonu bu düşünceyi başlattığı için kutlamak istiyorum" dedi.

Sayfa Yükleniyor...