Varlık içinde yokluk

Bu deyim, Galatasaray'ın son haftalardaki halini çok iyi özetliyor.

Varlık içinde yokluk - 1

Galatasaray'ın zaten çok zengin bir kadrosu vardı. Son yıllarda daha çok koşan ve mücadele gücü yüksek, aynı zamanda çok sayıda yetenekli ayağı olan bir takım oluşturmak için hareket edildi. Yıldız isimler, genç yetenekler ve görev adamlarını aynı forma altında toplamak kolay iş değil. Bu sezon yapılan flaş transferlerle birlikte alternatif oyuncu sayısı da arttı. En azından böyle olması bekleniyordu. Teknik direktörlüğe Frank Rijkaard gibi önemli bir hocanın getirilmesi de cabası. Gelin görün ki, Galatasaray hala bazı bölgelerde sıkıntı çekiyor. Tabii ki bu tabloda, Florya'da yıllardır bitmek bilmeyen sakatlık geleneğinin etkisi büyük. Ancak sağ kanat ve özellikle forvet hattındaki sorunlar fazlasıyla can yakıyor.

Sarı-kırmızılı takımda, belki de bir sezonda ilk kez bu kadar fazla isim forvette görev aldı. Forvet oyuncuları Baros, Nonda, Jo ve Harry Kewell'ın dışında Arda ve Aydın'a da gol umudu görevi yüklendi. Son haftalarda en uçta şans bulan kaptan Arda, bu bölgede bir türlü verimli olamıyor. Keita'nın da önümüzdeki maçlarda forvet olarak sahaya çıkması sürpriz olmayacak. Çünkü elde başka seçenek kalmadı. Hollandalı teknik adamım, Baros ve Jo iyileşene kadar, en yüksek yarar sağlayacak farklı varyasyonlar denemekten başka çaresi yok.

Kayserispor maçında net bir şekilde görüldü, Galataaray forvetsizliğin bedelini ödüyor. Ve böyle giderse ödemeye devam edeceğe benziyor. Kayseri'de haftanın en tempolu maçı oynanmasına ve ev sahibi ekip yarım saat 10 kişi oynamasına karşın gol sesi gelmedi. Üstelik Galatasaray, ilk yarının son 10 dakikası ve maçın son çeyreğinde 3-4 net pozisyon yakaladı. Zaten Kayseri gibi zor bir deplasmanda daha fazla net pozisyona girilmesi beklenemez.

Hasan Şaş ve Linderoth'u sağ bek, Sabri'yi ise orta sahanın ortasında oynatan Feldkamp, 'futbolu bilmiyor' yorumlarıyla uzun süre eleştirilmişti. Rijkaard bu kadar ilginç hamleler yapmadı, ama oyuncularını alıştıkları bölgelerin dışına çıkarma konusunda futbolseverleri şaşırttı. Uğur'dan sol bek, Elano'dan ön libero, Emre Güngör'den sağ bek olarak yararlanma çabası dikkat çekici örnekler. İki hoca da bu değişiklikleri övgü almak için yapmadı. Sakat ve cezalı futbolcular nedeniyle farklı çözümler üretmek zorunda kaldılar. Ancak aradan geçen 2 seneye rağmen aynı takımda aynı sorunlar haftalarca devam ediyor. Demek ki burada bazı sorunlar var. Tıpkı Rijkaard'ın, Kayserispor maçı sonrası düzenlediği basın toplantısında, "En iyi oyuncularımız 2 stoperimiz ise burada bir sorun var demektir" açıklamasındaki gibi. Caner'i en verimli olduğu sol açıktan sol beke, Arda'yı yıldızlaştığı kanatlardan forvete, Elano'yu en fazla katkı yapacağı '10 numara' pozisyonundan ön liberoya çekmek açıkçası 'intihar'dan başka birşey olmuyor.

Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat, bu konu her gündeme geldiğinde sağlık ekibinin çok iyi çalıştığından bahsediyor. Yapılan eleştirilerin aksine Florya'daki sağlık ekibinden övgüyle söz ediyor. Sakatlıkların yüzde 90'ının darbeye bağlı olduğu savunması yapılıyor. Oysa bu kadar sakatlığın yaşandığı bir takımda, ilk olarak sağlık ekibinin sorgulanması şart. Yıllardır aynı sorun devam ettiğine göre bazı radikal değişiklikler de gerekli. Tabii ki bu kadar sakatlık, sadece sağlık ekibinin yanlış tedavi yöntemlerine yüklenemez. Futbolcuların kendine bakmaması, beslenmelerine dikkat etmemesi, bazı futbocluların artniyetli oyunu ve bozuk zeminler gibi etkenler ön plana çıkıyor. 'Marka değeri'ni yükselme çabasındaki Türk futbolunun, hala 'patates tarlası' haline gelmiş sahalara çözüm bulamaması ayrı bir yazı konusu.

Sezon başında 'gol rekoru kıracak' denen Galatasaray, ligin 20. haftası sonunda 'en çok gol atan takım' unvanını ezeli rakibine kaptırdı. Sarı-kırmızılı ekibin maç başına gol ortalaması 2'nin altına indi. Ve Milan Baros sakatlandıktan sonra oynanan 10 lig maçında sadece 13 gol atılabildi. Oysa daha önceki 10 karşılaşmada, rakip filelere 26 gol gönderilmişti. Yani tam 2 katı. Elano, Keita, Kewell, Baros, Jo, Giovani dos Santos, Neill ve Arda'lı bir takımdan söz ediyoruz. Önemli oyuncuları ciddi sakatlıklar yaşasa da, kadrodaki diğer oyuncular Türkiye Ligi şartlarında üst düzey isimler. Zaten başlıktaki deyim, Galatasaray'ın son haftalardaki halini çok iyi özetliyor. Sarı-kırmızılılar, varlık içinde yokluk çeken bir takım görüntüsünde.

Yanlış transfer politikası, sağlık ekibinin yetersizliği, teknik ekibin yanlış tercihleri veya başka nedenler. Galatasaray, forvetsizlik nedeniyle önemli kayıplar yaşıyor. Atletico Madrid ve Beşiktaş maçları öncesi çözülmesi gereken önemli bir sıkıntı var. Yeni transfer yapılamayacağına göre, en önemli 2 eksik Baros ve Kewell'ın sakatlığı kısa sürede iyileşmeyeceğine göre, teknik direktör Rijkaard'ın, Arda ısrarı yerine diğer alternatifleri düşünmesi gerekiyor. 

Sayfa Yükleniyor...