Lucescu: Yabancı kuralının değişmesine gerek yok
A Mili Takım Teknik Direktörü Mircea Lucescu, 14 yabancı kuralına karşı olmadığını belirterek, "Kulüpler çok para harcadı. Başka bir çözüm bulunabilir" dedi.
A Milli Takım Teknik Direktörü Mircea Lucescu, TRT Spor'da yayınlanan "Stadyum" programında milli takım ve Türk futboluna ilişkin soruları cevapladı.
"ARTIK DAHA SAKİN GÖRÜŞLÜ VE AKILLIYIM"
-13 yıl aradan sonra Türkiye'ye döndünüz. Önceki dönem ile günümüz arasında bir fark görebildiniz mi?
"Her şeyden önce 13 yaş daha yaşlandım. Bu süreçte daha fazla tecrübem oldu. Artık daha sakin görüşlü ve akıllıyım. Bu zaman zarfında da Türk futbolunu sıkı bir şekilde takip ettim. Benim Türkiye'de bulunduğum dönemde Türk Milli Takımı, 2002 Dünya Kupası'nda üçüncülüğü elde etmişti. Ben Türkiye'den ayrıldığımda da milli takım çok iyi bir durumdaydı. Daha sonra da iki defa Avrupa Şampiyonası'na katılma başarısını gösterip iyi bir dönem geçirdi."
"BÜTÜN OYUNCULARI DERİNLEMESİNE TANIMA FIRSATI ELDE EDEMEDİM"
-Türkiye'den ayrı kaldığınız dönem boyunca Türk kulüplerinden size teklifler geldiğini biliyoruz. Neden o zaman değil de şimdi Türkiye'ye geldiniz?
"İlk olarak, Shakhtar kulübü ile yapılmış bir anlaşmam vardı. Çok önemli bir başkan ile ağabey-kardeş ilişkisi içinde çalıştık. Takıma ciddi yatırımlar yapıldı ve UEFA Kupası'nı kazandık. Şimdi de bir arkadaşımın çağrısı üzerine buraya geldim. Türk Milli Takımı'nı zorlu bir dönem bekliyordu. Önemli ve güç maçlar öncesinde Türkiye'ye geldim. Federasyonun benim heyecanım, profesyonelliğim ve tecrübeme dayanarak bu ekibi Dünya Kupası finallerine taşıyacağımı düşündüğüne inanıyorum. Fakat ne yazık ki bunu yapmak için çok az zaman vardı. Bütün oyuncuları derinlemesine tanıma fırsatı elde edemedim.
Şimdi yeni bir dönem başlıyor. Avrupa Şampiyonası'na hazırlanmak için yaklaşık bir buçuk senemiz var. Yeni bir ekip kuracağız ve bu kolay bir iş değil. Bu süreçte daha fazla hazırlık maçı yapacağız. Fatih Terim'in kurmuş olduğu genç kadro çok iyiydi. Onun döneminde kazanılan bu oyunculardan Cengiz, Hakan Çalhanoğlu, Emre Mor ve Enes başka takımlara transfer oldular. Bu takımlarda hali hazırda kendini ispatlamış isimler bulunuyordu. Böyle bir durumda sürekli oynayabilmek kolay değil. Onların takım değiştirmelerinin de milli takıma etkisi oldu çünkü yeni gittikleri takımlarda yeterince süre alamadılar. Bunun üzerine biz de oluşan açığı kapatabilmek için daha tecrübeli ve yaşı ilerlemiş oyunculardan yardım bekledik. Hepsine bu konudaki yardımlarından dolayı teşekkür ediyorum. Bu anlattıklarım, lütfen tecrübeli oyuncuları bıraktığım şeklinde anlaşılmasın. Milli takıma yardım edecek bütün tecrübeli oyuncularla form ve sağlık durumları el verdiği sürece çalışabilirim. Bütün ruhlarıyla burada olacaklarına inandığımız zaman onlara kapımız açık. Bu arada, birçok yeni ve genç oyuncu, belki çok bilinmeyen ama Türk futbolunun geleceği olabilecek isimler aramızda olacak."
"TÜRKİYE LİGİNDE ŞU AN GENÇ OYUNCU YOK"
-Şu ana kadar gözlemlediğiniz bazı isimler var mı?
"Ümit Milli Takım'dan A Milli Takım'a almak istediğim bazı oyuncular bulunuyor. Ancak onların da Malta ve Belçika ile maçları var. Bu maçları kazanırlarsa finallere gitme ihtimalleri mevcut. Ümit Milli Takım Teknik Direktörü Abdullah Ercan ile konuştum. Şimdilik onlardan oyuncu almayacağım. Bursaspor'da oynayan Ertuğrul Ersoy var. Potansiyeli olan bir oyuncu. LASK'tan Doğan Erdoğan ve Trabzonspor, Altınordu hatta Sporting Lizbon'da oynayan futbolcular var. Tüm bu gençler bir gün A Milli Takım'ın parçaları olabilir. Ayrıca geçmişte Ümit Milli olmuş ancak A Milli'ye gelmemiş isimleri de araştırıyorum çünkü Türkiye liginde şu an genç oyuncu yok."
"TÜRKİYE'DE ÇOK SAYIDA SOL AYAKLI OYUNCU VAR"
"Türk futbolunun inanılmaz bir özelliğini gözlemledim. Türkiye'de çok sayıda sol ayaklı oyuncu var. Örneğin Gençlerbirliği'nden Uğur Çiftçi. 25 yaşında. Fakat diğerleri 29 ve üstü yaşlarda. Sağ tarafta da aynı şeyi görüyoruz. Bu yüzden aslında ikisi de sağ bek olmayan Kaan ve Ozan'ı bu pozisyona koydum. Gökhan Gönül sakattı, Şener ise kendi kulübünde bir dakika bile oynamamıştı. Çok iyi biliyorum ki kendi takımında oynamayan bir oyuncu, milli takıma çağrıldığında kolay olmuyor. 50 yıldır futbolun içindeyim -ki bunun son 32 yılı üst seviyededir- bir oyuncunun milli takıma gülerek gelmesi benim için önemli ve güzel bir şey. Kendi ekibinde oynamayan oyuncu biraz üzgün geliyor.
Defansın göbeğindeki oyuncularımıza bakalım. Serdar Aziz 26 yaşında, Ersoy 20 yaşında. Orta sahada çok problemimiz yok. Ozan, Okay, Hakan gibi 22-23 yaşındaki oyuncularımız var. Emre Belözoğlu fizik olarak hâlâ oyunda üstünlüğünü koruyabilen konumda. Başakşehir'in en iyi oyuncusu pozisyonunda. Hücumda biraz problemimiz var. Elimizde genç olarak bir tek 25 yaşındaki Cenk var. Bugün birinci ligde oynayan forvet oyuncularının çoğu yabancı."
"ELİMİZDEKİ STADYUMLAR AVRUPA'DA YOK"
"Federasyonun, antrenörlerin ve oyuncuların yardımıyla çok iyi bir ekip yapacağıma inanıyorum ama bir şeye dikkat çekmek istiyorum. Türkiye'yi çok seviyorum ve saygı duyuyorum. Türkiye, EURO 2024 adaylığı için çok çalıştı. Devletin yardımıyla birçok stadyum inşa edildi. Elimizdeki stadyumlar Avrupa'da yok. İnanılmaz güzellikte stadyumlar var. Şimdi artık akademilere, altyapıya ve gençlere önem vermeliyiz. Sahaya çıkan futbolcuların ortalama yaşı hesaplandığında Türkiye'nin 31 Avrupa ülkesi içinde 30'un sırada olması çok acı. 3-4 yıl sonra ne olacak? 22 yaş altı futbolcu oynatan ülkeler sıralamasında 30'uncuyuz. Avrupa'da en fazla ikinci en fazla yabancı oyuncu oynatan ülkeyiz. Ülkede yetişmiş genç oyuncuların aldıkları süreye baktığımızda da sonlarda yer alıyoruz. Hırvatistan ise ortalama yaş ve genç oyuncu oynatma sıralamasına 1 numara. Bu yüzden Avrupa'da bu ülkeden yetişmiş birçok oyuncu bulunuyor. Hepsini yetiştirip satmayı başarıyorlar.
Bahsettiğiniz konular Türk futbolunun genel sorunlarını içeriyor. Sorunlardan bağımsız olarak takım analizleri, çıkarttığınız kadro ile ilgili bir hatanız olduğunu düşünüyor musunuz? Herhangi bir pişmanlığınız var mı? Sorun sadece futbolcuların kendi kulüplerinde oynamaması değildi, değil mi?"
"KÖTÜ OYNADIK ANCAK GOLLERİ DE İNANILMAZ HAKEM HATALARI YÜZÜNDEN YEDİK"
"Fazla seçim şansım yoktu. Milli takımda çok oynamış, tecrübeli, yurt dışında olan oyuncuları tekrardan her şeylerini vereceklerini düşünerek milli takıma çağırarak belki hata yapmış olabilirim.
Ukrayna maçında kötü oynadık ancak golleri de inanılmaz hakem hataları yüzünden yedik. Sonra Hırvatistan'a karşı bütün oyunu kontrol ettiğimiz bir maç çıkardık. Hırvatistan maçında iyi oynamış bir ekibi, İzlanda karşısında da sahaya sürmek en normaliydi. Arda ve Burak'ın sakatlıkları vardı ve bu iki oyuncu da tam kapasiteyle antrenman yapamadı.
Ben İzlanda maçında Türk futbolunun teknik, sahada her şeyini verme ve sürat gibi karakteristik özelliklerini kullanmak istedim. Fakat inanılmaz ve affedilmez hatalar yaptık. Sonunda da goller geldi. Finlandiya maçında %70'lik bir topa sahip olma oranımız var. Bunu da tıpkı Hırvatistan maçında olduğu gibi yine 7 oyuncu değiştirerek yaptık. Benim için topa sahip olmak ve onu sahada kullanmak önemli. Hangi oyuncu oynarsa oynasın bu fikri sahaya yansıtmak lazım.
Kendi kulüplerinde oynamayan futbolcularımız bununla birlikte üst seviyede oynayacak fizik gücüne de sahip değiller çünkü maç ritimleri yok. İzlanda maçında defans yapan takım rakibimiz olmasına rağmen onlardan 8km daha az koştuk."
"GÜNDE 10 SAAT TÜRK FUTBOLCULARI SEYREDİYORUM"
"Milli Takım oyuncularımızı maksimum düzeyde kullanmaları için teknik direktörlerinden yardım istedim. Birlikte olduğumuz sınırlı günlerde kenarda oturan futbolcuyu üst düzeyde rekabet edecek seviyeye getirmek kolay değil. Tabloya oyuncu oyuncu bakmak yerine bunun bir genel organizasyon ve sistem meselesi olduğunu anlamalıyız. Son beş gündür Türkiye ve yurt dışında forma giyen oyuncularımızın bütün maçlarını izliyorum. Günde 10 saat Türk futbolcuları seyrediyorum.
Yabancı futbolcuları buraya getirmekle çok iyi yapıyoruz. Bu oyunculardan çok şey de öğrenebiliriz. Fakat Türk oyuncular, yabancı ile eşit seviyede olduğunda tercihte onun altında kalmamalı. Genç, becerikli ve kaliteli oyuncuların yabancıların üzerine çıkabilmesine müsaade etmeliyiz. Bana '2 ve 3. Ligden de oyuncu bulabilirsiniz' diyebilirsiniz. Ancak ben milli takımı kendi takımlarda kazanmaya alışmış oyunculardan kurmayı tercih ederim."
"TÜRK OYUNCULARA GÜVENİN"
"14 yabancı oyuncuya hiçbir şekilde karşı değilim. Onlara karşılık 14 de Türk oyuncu var. Yüzde 50 denge olduğuna göre, bunu teknik direktörlerin iyi şekilde kullanması gerekiyor. Ligde forma giyen oyunculara baktığınızda bazı haftalarda çok çarpıcı istatistikler görüyorsunuz. Kalecilerde %30 Türk, %70 yabancı. Sağ bekte %15 Türk, %85 yabancı. Sol bekte %60 Türk, %40 yabancı. Stoperlerde %25 Türk, %75 yabancı. Orta sahada %30 Türk. Hücumda %20 Türk, %80 yabancı. Bu şartlar altında Türk oyuncuları da kendi arasında milli takım için yarıştıramıyorsunuz. Buradan teknik direktörlere bir çağrıda bulunmak istiyorum. Türk oyunculara güvenin. Türklerin kalitesi ile çok iyi bir milli takım yaratabiliriz. Almanya'dan veya Avusturya'dan niye oyuncu getirelim? Türkiye'de veya Avrupa'da doğan bir Türk çocuğunun arasında fark yok."
"ALTINORDU GİBİ ÖRNEKLERDEN İLHAM ALINMASI LAZIM"
"2000-2004 yılları arasında Türkiye'de çalıştım. Türk oyuncuların nasıl bir yapıya sahip olduğunu biliyorum. Avrupa ile aradaki fark şu; beş yaşından olgunluğa erişene kadar genci iyi bir futbolcu olacağına inandırıyorlar. Burada da aynı şeyin yapılması lazım. Altınordu gibi örneklerden ilham alınması lazım.
Yabancı oyuncuları bırakmayacağız, onları da profesyonelliği öğretmeleri için almaya devam edeceğiz. Sonuçta gençlere yön vermeleri lazım. Her sene çok para harcayıp yabancı futbolcu getirip gençlere yol vermezsek, 17-18 yaşında bu oyuncular takımdan ayrılmak zorunda kalacaklar. Sonra da tekrar geri gelmeleri kolay olmayacak. Şu anda Ertuğrul Ersoy'un dışında Ümit Milli Takım'da kulüplerinde oynayan başka oyuncu yok. Romanya'da benzer bir durumdaydı ve 1. Lig takımlarının hepsine en az bir Ümit Milli (U21) futbolcuyu sahaya sürme zorunluluğu getirildi. Teknik direktörler herhangi bir yerli oyuncu kısıtlaması altında değiller ki İstedikleri kadar oynatabilirler. Ben de özellikle şimdi tüm başkan ve teknik direktörlerden rica ediyorum. Gençlere daha çok önem verelim, bir yol gösterelim diye söylüyorum. Onların oynatılması için bir şeyler yapılması lazım. Yeni bir üst düzey takım kurarken Türkiye'de futbola gönül vermiş, futbola adına çalışan herkesin bu işin bir parçası olması gerektiğine inanıyorum. Milli takım teknik direktörleri sihirbaz değildir. Kulüplerin de bir şey yapması lazım. Hayatta çok fazla mucize yok ki. Sadece çok çalışmak, sana yardımcı olabilecek kişilerden yardım istemek önemli. Oyuncuları iyi futbolcu olduklarına inandırmak önemli. Ben çok iyi bir ekip kuracağımıza eminim. Ben 3-4 yıl sonra nereye varacağımız konusunda endişeliyim. Bir anda 4-5 oyuncu kaybedeceğiz. Gençleri düşünmek lazım. Bir gün gelirlerimiz de azabilir ve mevcut borçlarımızı ödememiz gerekebilir."
"BARCELONA YÖNETİCİLERİ ARDA'YI SATACAKLARINI SÖYLEMİŞ"
-Barcelona Teknik Direktörü Ernesto Valverde ile Arda ile ilgili konuştuğunuzu söylediniz. Problemin ne olduğundan söz etti mi? Arda niye oynamıyor? Arda'nın Barcelona da kalmaması onun açısından daha mı iyi?
"Kendisinden Arda'yı antrenmanda biraz daha fazla kullanmasını istedim çünkü maç oynamıyordu. Valverde göreve geldiğinde Barcelona yöneticileri Arda'yı satacaklarını söylemiş. Fakat 1 Eylül'de transfer mevsimi kapandı ve kendisi transfer yapamadı. Arsenal, Monaco ve Galatasaray transferleri konuşuldu ama bunlar olmadı. Daha sonra belli bir periyodu da sakat olarak geçirdi. Valverde, 'Arda antrenman yapıp kendi formuna kavuşursa niye almayayım' diye konuşmuş."
BU SEVİYEDEKİ OYUNCULARA SAYGI DUYMAK ZORUNDAYIZ
-Milli takımdan ayrıldığını açıklayan bir futbolcu için İspanya'ya gidip görüşmenizi nasıl açıklayabilirsiniz?
"Ben profesyonelim. Ben, bir oyuncudan diğerine fark görmem. Değeri olan herkesle oturur konuşurum. Ona da büyük saygım var. Türk futboluna çok şeyler vermiş, 30 yaşında gelmiş ve milli takımda 100 maç oynamış. Ben onun milli takıma dönmesi için gider kendisiyle konuşurum ve bundan dolayı da üzüntü duymam. Ben onun bir Dünya Kupası'na gidemememizden dolayı sorumlu tutulmasına karşıyım. Hırvatistan'a karşı harika maç çıkardı, sonra oyundan çıktı. Kendisi üst seviyede bir oyuncu. Bu seviyedeki oyunculara saygı duymak zorundayız."
"EMRE MOR'A İNTER'E GİTMESİ TAVSİYESİNDE BULUNDUM"
-Emre Mor'un menajeri ile arasında yaşananların sizinle ilgisi olduğu şeklinde bir iddiada bulunuldu. Bu doğru mu?
"Benim hiç öyle bir müdahalem olmadı. Oyuncu ile konuştuğumda ben senin Inter'e gitmeni tercih ederim diye bir tavsiyede bulundum. Inter yöneticileri ile de görüştüm. Sonra kendisi Celta Vigo'yu tercih etti ben de kendisini tebrik ettim. Belki daha teknik oynadığı için İspanyol futboluna daha yatkın olacaktır. Çünkü İtalyan futbolu daha çok taktiğe dayalı. Bugün Enes beni aradı ve Levante'nin 7 maçlığına kendisini transfer etmek istediğini söyledi. Villarreal'deki iki santrfor da iyi oynuyor. O ikilinin arasından sıyrılması mümkün değil. Ben de gidip oynamasını rica ettim. Eğer oyuncular tavsiyelerimi isterlerse tabii ki veririm."
"TÜRKİYE'YE GELMEYE BİR SAAT İÇİNDE KARAR VERDİM"
-Göreve gelmeden önce bu kadar problemle karşılaşacağınızı umuyor muydunuz?
"Ben Türkiye'ye gelmeye bir saat içinde karar verdim. Galatasaray Başkanı, Bükreş'e geldi. Kendisiyle yaptığımız konuşmada bana Igor Tudor'un üzerinde bir görev önerdi ama ben sahada olmak istiyordum. Aynı zamanda Türkiye Futbol Federasyonu da zor durumda olduklarını belirterek bana bir teklifle geldi. Sanırım Abdullah Avcı ve Şenol Güneş'e yaptıkları teklif kabul edilmemiş. Böyle bir durumda arkadaşlık benim için önemliydi ve geldim. Çok yazık ki Rusya'ya gidemedik. Her işte bir hayır vardır diyelim."
"CENGİZ İTALYANCA BİLMEDİĞİ İÇİN BAZI SIKINTILAR YAŞIYOR"
-Cengiz, geçen sezon muazzam bir performans ortaya koydu ancak bu sene sıkıntı yaşıyor. Onun hocası ile görüştünüz mü?
"Üç gün önce konuştum. Cengiz en son Crotone maçında oynadı. Hocası, Cengiz'in İtalyancayı bilmediği için bazı sıkıntılarının olduğunu söyledi. Lisan bilmediği için adaptasyonu kolay olmuyor. Hemen İtalyanca öğrenmeli. Eğer gençseniz ve lisan bilmiyorsanız, üst seviye oyunculardan kurulu ekibin içine girmek kolay bir şey değil. Türkiye'ye çok üst düzey yabancı oyuncular geliyor hepsi saygı görüyor. Ancak yurt dışına giden genç oyuncu ise biraz kenarda oluyor. Kendisinin zamana ihtiyacı var. Hakan ile de konuşup Chievo maçındaki performansından ötürü tebrik ettim. Genoa maçındaki performansı ise yeterli değildi. Özellikle İtalya'da lisan öğrenmek önemli. Çağlar da çok hatalar yaptı ama ileride Bayern Münih seviyesine geleceğine inanıyorum."
"TÜRKİYE'NİN İMAJINI BELRLEYEN TÜRK MİLLİ TAKIMI'DIR"
-Bizim futbolcularımızın ve milli takımın seviyesi büyük takımlar seviyesinde değil. Bu oyuncuların büyük kulüplere transfer yapması iyi gibi gözükürken aslında kötü mü?
"Hayır, tam öyle değil. Çok becerikli oyuncularımız var. Avrupa ile aynı seviyedeler. Türkiye'yi temsil eden bir takım vardır o da milli takımdır. Diğerleri kulüp takımıdır. Türkiye'nin imajını belirleyen Türk Milli Takımı'dır. Milli takım oyuncularımızın Avrupa'daki büyük kulüplerin bir parçası olması güzel. Avrupa arenasında mücadele eden Türk takımlarınızın içinde çok yabancı oynuyor. Şimdi en gözde oyuncumuz Cenk Tosun. İngiliz veya İtalyan kulüpleri ona çok yakında transfer teklifinde bulunacak. Beşiktaş ve milli takımda da çok iyi maçlar çıkardı.
"CENK ÇOK ÖNEMLİ BİR OYUNCU"
-Cenk en iyi örnek değil midir? Negredo yedek kulübesinde bekliyor.
"Cenk, çok önemli ve çok mütevazı bir oyuncu. İlk 11 de oynayabilmek için çok mücadele etti. Başakşehir maçında kaybetmeyi kabul etmeyen oyuncu Cenk'ti. Baskı yaparak birçok topu kazandı."
"20-25 YA ARALIĞINDA GELECEĞE DAİR OYUNCU BULABİLMEK O KADAR ZOR Kİ"
-Yabancı kuralının değişmesi ile ilgili bir talebiniz söz konusu mudur?
"Hayır. Değişmesine gerek yok. Kulüpler ve yöneticiler çok para harcayıp böyle bir karar aldılar. Bu, hemen değişmez ama zamanla böyle bir çözüm bulunabilir. Türk oyunculara ve gençlere daha fazla yer bulabilme konusunda bir şeyler yapılabilir. Şu anda kulüplerde 20-25 yaş aralığında geleceğe dair sigortamız olacak diye düşünebileceğimiz bir oyuncu bulabilmek o kadar zor ki."
"BIRAKMAK İÇİN ÇOK ZAMANIM VAR"
-Dört maçtan sonra görevi bırakmayı hiç düşündünüz mü?"
Bunun için çok zamanım var. Çalışmak için daha çok zaman ihtiyacım var. Fark bu. Benim bir hedefim var. Ben hâlâ genç kalmak istiyorum. Sadece gençler çalışabilir. Bu yüzden de genç kalmaya çalışıyorum."
"İYİ BİR MİLLİ TAKIM KURMAK İSTİYORUM"
-Onca kupa ve şampiyonluklar elde ettiniz. Gerçekleştirmek istediğiniz hayaliniz nedir?
"Karakteristik bir oyun yapısı olan, Türk oyuncularının sevip saygı duyacağı, bunu sahada uygulayabileceği iyi bir milli takım kurmak istiyorum."
-EURO 2024'ü düşünerek bugünden başlayarak oturup çalışmak lazım
Altyapı ile ilgili bir projeniz var mı?
"Ben, Fatih Terim'den sonra göreve geldim. Kendisi çok iyi bir çalışma yapmış. Avrupa'da oynayan genç oyunculara çok önem vermiş ve onları çokça araştırmış. Benim önümdeki problemlerden sanıyorum o da mustaripti TFF Futbol Gelişim Direktörü Tolunay Kafkas, altyapı konusunda iyi çalışmış. Kendisi de genç. İşini de severek yapıyor. Bence Türk futbolunun geleceği ile ilgili bir komisyon kurulmalı. Türk futbolundaki sorumlu kişiler, futbola gönül vermiş kişiler, teknik direktörler, menajerler, eski futbolcular, futbolcu temsilcileri, büyük ve tecrübeli gazeteciler, TV yöneticileri bu komisyonun bir parçası olmalı. EURO 2024'ü düşünerek bugünden başlayarak oturup çalışmak lazım. Altınordu'nun yaptığı çok güzel bir iş var. Onların yaptığı şekilde çalışmalar yapmak gerek. İmkanlarımız var. Benle veya bensiz bu yapılabilir."
"BAŞAKŞEHİR BENİM SEVDİĞİM YAPIDA BİR OYUN OYNUYOR"
-Süper Lig'deki yarışı şu anda nasıl buluyorsunuz?
"Rekabet çok iyi gidiyor. İyi takımlar ve sürpriz sonuçlar var. Başakşehir oyun kontrolü açısından baktığınızda boş alan kapama, tek pas oyunu gibi özellikleriyle bence en iyi takım görüntüsünde. Benim sevdiğim yapıda bir oyun oynuyorlar. Akıl ve dinamizm üzerine kurulmuş bir oyun. Ne yazık ki onların da yaş ortalaması yüksek. Ben oyunu kontrol eden tarzları seviyorum. Rakip benim oyunuma uysun ben ona değil. Bu zaman ve sabır isteyen bir iş. Benim ekiplerim 5 temel felsefe üzerine kuruludur: Oyun kurma, top sahip alma, oyunun yönünü ve ritmini değiştirme, oyun alanı üretme ve her alanda sayısal üstünlük kurma. Eğer bütün oyuncularım bu felsefeyi anlar ve hepsi aynı yönde düşünür, sahada uygularsa kimse bizi yenemez. Bunu çalışarak yaparız. Oyuncularla daha fazla vakit geçirebilsem bunu daha kolay yaparım."
- Etiketler :
- Haberler -
- Spor
- Futbol