'10 bin gençle değil, Ali Demir’le uğraş'

Fikret Bila'nın kaleminden Zonguldak mitingi notları...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’yla Zonguldak’a uçarken sohbetin ilk konusu ÖSYM’ydi. YGS’den sonra önceki gün ALES sınavında da bir başka skandal ortaya çıkınca Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a şöyle seslendi:

“Başbakan çatışma istiyor. Haklarını arayan gençlere karşı 10 bin genci karşınıza sürerim, diyor. Sen 10 bin gençle uğraşacağına bir kişiyle uğraş yeter. Yapacağın iş basitti. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir’i görevden alacaktın, mesele bitecekti.”

“MHP’yi bölmek istiyor”

CHP lideri, Başbakan Erdoğan’la MHP lideri Devlet Bahçeli arasındaki bozkurt-çakal tartışmasına değindi. Kılıçdaroğlu, gençlerin çatıştırılması üzerinden süren bu tartışma için, “Umarım sadece sözde kalır” dedikten sonra şu değerlendirmeyi yaptı:

“Başbakan, MHP’yi bölmeye çalışıyor. Ülkücüleri bölmek istiyor. Ülkücülere saygıdan söz ediyor, bozkurtları suçluyor. Bu bile Başbakan’ın ne kadar yapay konuştuğunu gösteriyor. Amacı MHP’yi bölmek.”

“SSK cahili”

Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın, “SSK’yı batırdı” sözlerine karşı da şöyle konuştu: “Ne diyeyim, cehalet diyorum. SSK bir sosyal güvenlik kurumu, bir şirket değil ki. Neyini batırayım? SSK, 1976’dan beri açık veren bir kurumdur. Daha sonraki kararlarla özellikle erken emeklilik düzenlemeleriyle daha da bozulmuştu. Benim dönemimde toparlanmıştır.”

‘Rüşvetin belgesini verdik, beğenmedi’

Kılıçdaroğlu, Kayseri Belediyesi’nde rüşveti belgelediklerini ama Başbakan’ın rüşvetçileri koruduğunu öne sürerek, şöyle devam etti:

“Başbakan’a rüşveti alan adamın el yazısıyla tuttuğu defteri gönderdim. Alınan rüşvetlerin defteri. Rüşveti belgeledik, Başbakan hiç oralı olmadı. Rüşvetçileri korudu. Diyor ki, rüşvet defteri var ama altında adamın imzası yok. İmzası olsa bu sefer de ıslak değil, diyecek. Islak imzası olsa kalkıp imzası var ama parmak izi yok, diyecek. Bahaneler uydurmaya devam edecek.”

Madencilerin evinde

Kılıçdaroğlu, Zonguldak’a iner inmez Karadon Maden Ocağı’ndaki büyük grizu patlamasından sonra cesetleri 8 ay çıkarılamayan iki madencinin köylerine gitti. Bu faciada yaşamını yitiren maden işçileri Ergin Düzcük ve Dursun Kartal’ın evlerini ziyaret etti. Düzcük ve Kartal aileleri tarafından ilgiyle karşılanan Kılıçdaroğlu, ailelerin sıkıntılarını dinledi.

“Adımı yolsuzlukla anarsan...”

Uzun bir konvoy eşliğinde Zonguldak Meydanı’na giden Kılıçdaroğlu, halkı sarı madenci bareti ile selamladı.

Konuşmasında Başbakan Erdoğan’a yüklenen Kılıçdaroğlu, iktidarı yolsuzlukla, talanla suçladı. Başbakan Erdoğan’a ise şöyle seslendi:

“Eğer benim adımı yolsuzlukla anarsan... hadi gerisini söylemeyeyim.”

Bu sözlerin üzerine gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şu açıklamayı yaptı:

“Başbakanın bana yönelik haksız eleştirilerine karşı şöyle bir ifade kullanmak istedim aslında; ’Herkes daha dikkatli olmalı, ayağını denk almalı’ sözcüğünü kullanmak istemedim, orada kestim. Nedeni de şuydu; siyasette insanlar birbirlerinin yüzlerine bakarken haksız yere suçlama yapmamaları gerekir. Bunu daha farklı bir şekilde yorumlamaları yanlış.”

Haberal’a övgü

Kılıçdaroğlu, Zonguldak Meydanı’nda Ergenekon davasında tutuklu olan ve 1. sıradan aday gösterdiği Prof. Dr. Mehmet Haberal’a sahip çıktı. Zonguldak’ta büyüyen ve yetişen Mehmet Haberal’ı Zonguldaklılar gibi bütün ’nin bildiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, rahmetli Bülent Ecevit’in de Haberal’ı cumhurbaşkanı adayı olarak düşündüğünü anımsattı. “Haberal’ın üç suçu var” diyen CHP lideri şöyle devam etti:

“1- Bir üniversite kurdu. Niye kurdun, diyorlar.

2- Dünya çapında bir cerrah oldu. Niye oldun, diyorlar.

3- Tüm malvarlığını gençlerimiz okuyabilsin diye üniversiteye bağışladı. Niye yaptın, diyorlar.”

Kılıçdaroğlu, Haberal’ın Ecevit’in hastalığı döneminde elinden gelen tedaviyi yaptığını ve hiç yanından ayrılmadığını vurgulayarak, bu konuda Haberal’a büyük haksızlık yapıldığını ifade etti.

Sayfa Yükleniyor...