Kılıçdaroğlu: Kaderin ne olduğunu biliyoruz!

CHP liderliğine seçildikten sonra ilk ziyaretini grizu faciasının yaşandığı Zonguldak'a yapan Kemal Kılıçdaroğlu Başbakan'a yanıt verdi: Hiçbir önlem almadan işçileri yerin 540 metre altına indireceksiniz, sonra da 'kader' diyeceksiniz.

Kılıçdaroğlu: Kaderin ne olduğunu biliyoruz!

CHP Genel Başkanlığına seçilmesinin ardandan Zonguldak’a giden Kemal Kılıçdaroğlu, grizu faciasının yaşandığı Karadon Maden Ocağı'nı ziyaret etti.


Başbakan Erdoğan'ın kader açıklamasına yanıt veren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''Sayın Başbakan şunu çok iyi bilsin kaderin ne olduğunu biz de biliyoruz ama önce insan aklını kullanacaksınız, gerekli önlemleri alacaksınız sizin gücünüzü aşan bir olay olursa onu 'kader' olarak söyleyeceksiniz. Yoksa hiçbir önlem almadan, gerekli çabaları göstermeden yer altına, madenlere işçileri indireceksiniz, ondan sonra hiçbir önlem almadığınız için patlamalar olacak ve siz bunu 'kader' olarak algılayacaksınız. Bu doğru bir olay değil. Sayın Başbakan'ın kader kavramı nedir, ne anlama geliyor onu okumasını isterim.

'İşçi dostu' olarak da bir eleştirisi olmuş galiba. Herhalde rahmetli Bülent Ecevit'in Çalışma Bakanlığı döneminde neler yaptığını Sayın Başbakan öyle anlaşılıyor ki bilmiyor. CHP emekten, emekçiden yana bir partidir. Alın teriyle kazanılan paranın kutsal olduğuna inanan bir partidir. Dolayısıyla emekçinin hakkını korumak elbette siyasal iktidarın da görevidir, onu kabul ederiz kuşkusuz. Ama Sayın Başbakan'a şunu sormak isterim, sizin iktidarınız döneminde İş Güvencesi Yasası'na sınırlama getirdiniz mi getirmediniz mi?

Yine sizin iktidarınız döneminde taşeron işçiliğin bir devlet politikası olarak uygulamaya konulduğunu herhalde Sayın Başbakan da kabul eder. Bugün kamuda yaklaşık 2 milyona yakın işçi taşeron aracılığıyla çalıştırılıyor. Acaba Sayın Başbakan bu işçilerin hangi gerekçeyle taşeron aracılığıyla çalıştırıldığını bize anlatırsa biz de onun ne kadar 'işçi dostu' olduğunu öğrenmiş oluruz.

Buraya gelirken yolda gördük, işçilerimizin yüzlerinde kömür karası var. Aslında bu onların emeklerinin ne kadar yüce olduğunu, çalışmalarının ne kadar zor koşullarda gerçekleştiğini gösteriyor. Onlar şu anda bizim soluduğumuz temiz havayı değil, yüzlerce metre aşağıdaki kömür tozlarını teneffüs ediyorlar. İş yeri güvenliği, iş sağlığı çok önemli kavramlar ama bu kavramlar sadece  uluslararası sözleşmelerde, yasalarda yazılı kavramlar olmaktan çıkıp günlük yaşamımızın da bir parçası olmak zorundadır.''

'MANŞETLE GELEN MANŞETLE GİDER'E CEVAP VERMEDİ
Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin ''Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısında 'Manşetlerle gelen manşetlerle gider, manşetlerin doldurduğu açık denizlerde alabora olur' gibi ifadeleri var. Bunlarla ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?'' şeklindeki soruya yanıt vermedi. Kılıçdaroğlu, burada sadece işçilerle ilgili konuşacağını söyledi.

AİLELERE TAZİYE ZİYARETİ
Kılıçdaroğlu, göçükte ölen maden işçisi Sadık Kocakaya'nın evini ziyaret ederek, annesi Sebahat, babası Satılmış ve eşi Dilek Kocakaya'ya başsağlığı diledi.

Aileye, acılarını paylaştığını söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Sizlerin hayata tutunması lazım. Bizim de sizin için yapabileceğimiz, üzerimize düşen bir şey varsa mutlaka yaparız'' dedi.

'KÖMÜR TOPLAYARAK BÜYÜTTÜM'
Anne Sebahat Kocakaya da ziyaret için teşekkür etti ve ağlayarak, ''Ben onu ne çilelerle, kömür toplayarak büyüttüm. Biz yandık başkaları yanmasın'' diye konuştu.

Yaşamını yitiren işçinin kayınpederi Ahmet Şahin de maden ocaklarında gerekli önlemlerin alınmasının önemini belirterek, ''Zonguldak'ın kaderi diye bir şey yok. Bu kadar değil'' dedi.

İşçinin eşi Dilek Kocakaya, Kılıçdaroğlu'nu takip eden gazetecilerin görüntü alma isteklerine tepki gösterdi. Basın mensupları, Kılıçdaroğlu'nun da isteği üzerine eve girmedi.

‘BAŞKA KUZULAR ZARAR GÖRMESİN’
Kılıçdaroğlu daha sonra, grizu faciasında yaşamını yitiren maden mühendisi Koray Kebapcı'nın evine giderek, babası Turan ve annesi Nimet Kebapcı'ya başsağlığı dileklerini iletti.

Anne Nimet Kebapcı, böyle acıların bir daha yaşanmamasını dileyerek, ''İhmal varsa araştırılsın, bulunsun. Bizim evladımız geri gelmeyecek ama başka kuzular zarar görmesin'' dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, göçükte hayatını kaybeden maden işçileri İsmail Fidan, Hasan Ersin, Veli Akyüz ve Serkan Yılman'ın ailelerine de taziye ziyaretinde bulundu.

Ziyaretlerde, CHP'nin Parti Meclisi üyesi emekli müftü İhsan Özkes de dua etti.

Evlere gelişi ve ayrılışı sırasında çevredeki vatandaşların ilgisiyle karşılaşan Kılıçdaroğlu, vatandaşlarla sohbet ederek, taleplerini dinledi. Ziyaretler sırasında duygulu anlar yaşandı.

Taziye ziyaretinde bulunduğu bir evden ayrıldıktan sonra, parti otobüsünde Kılıçdaroğlu'nun yanına, maden kazasında hayatını kaybeden işçilerden Hasan Akbaba'nın 8 yaşındaki kızı Başak Akbaba getirildi. Kılıçdaroğlu, Başak Akbaba'yı kucağına alarak sevdi.

Kılıçdaroğlu'nun Muslu beldesinde bir aileyi ziyareti sırasında CHP konvoyundan dolayı trafik tıkandı.

Kılıçdaroğlu, parti otobüsünden inerek bir başka araca geçti ve taziye ziyaretinde bulunacağı eve bu araçla ulaştı.

GAZETECİLER KAVGA ETTİ
Kemal Kılıçdaroğlu'nun maden ocağına gelişi sırasında görüntü almak isteyen basın mensupları arasında kavga çıktı. Kılıçdaroğlu ile beraber Ankara'dan gelen gazetecilerle yerel basın mensupları arasında sık sık gerginlik yaşandı.

Konuşmasının ardından Kılıçdaroğlu, kazanın yaşandığı ocağın girişine gitti. Kılıçdaroğlu parti otobüsünden de kazanın olduğu ocağın çevresinde toplananlara seslenerek, başsağlığı diledi.

SENDİKA TAŞERONA KARŞI ÇIKSIN
Kılıçdaroğlu, Zonguldak'ta Genel Maden İşçileri Sendikası'nı da ziyaret etti.

Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ramis Muslu'ya, grizu patlaması sonucu 30 işçinin ölümü sebebiyle duyduğu üzüntüyü aktardı.

Kılıçdaroğlu, sendikanın kararlı bir tavır sergilemesini ve taşeronlaştırmaya karşı durması gerektiğini vurguladı.

CHP'nin her zaman üreten, katma değer yaratanlardan yana olduğunu, maden ocaklarında gerekli tedbirlerin alınarak ölümlere engel olunması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, bu konuda politikalar üretilmesinin zorunluluğuna işaret etti.

Kılıçdaroğlu, CHP olarak yerin yüzlerce metre altında kazanan, üreten emekçinin yanında olduklarını belirterek ''Aramızda zaman zaman görüş farklılıkları olabilir ama CHP olarak her zaman üretene, katma değer yaratana destek vereceğiz. Biz de sizden tek bir şey istiyoruz, siz de koşulsuz olarak yanınızda olan CHP'ye destek verin, 'ye destek verin. Türkiye'yi içinden bulunduğu dar boğazdan el ele vererek çıkaracağız'' dedi.

RAMİ: TAŞERON İSTEMİYORUZ
Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Rami, madenciliğin deneyim, bilgi, kültür isteyen bir meslek olduğunu belirterek, “Yer altında kesinlikle taşeron firma istemiyoruz'' diye konuştu.

ÖZKES: KADER ANLAYIŞI İNTİHAR ETMEKTİR
Konuşmaların ardında CHP Parti Meclisi Üyesi, emekli müftü İhsan Özkes, hayatını kaybeden maden işçileri için dua etti.

Özkes, duanın ardından yaptığı konuşmada, ''Madencilik mesleğinin kaderinde ölüm vardır, burada çalışanlar bu gerçeği bilerek işe başlar'' şeklinde bir anlayışın çok tehlikeli olduğunu, bu anlayışın bir anlamda ''intihar etmek'' olduğunu söyledi.

''Tedbir, takdiri bozar'' şeklinde bir söz olduğunu hatırlatan Özkes, tedbir alınması ve İslam dininin doğru anlaşılması halinde bu tür olayların yaşanmasının önüne geçilebileceğini ifade etti.

Sayfa Yükleniyor...