91 santimlik caz devinin muhteşem hikayesi

21 filmin yer aldığı NTV Belgesel Kuşağı, 3 Nisan'da başlayacak ve 11 Nisan’a kadar devam edecek.

91 santimlik caz devinin muhteşem hikayesi

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın düzenlediği İstanbul Film Festivali kapsamında, artık gelenekselleşen ‘NTV Belgesel Kuşağı’, bu yıl da Fitaş 1 Sineması’nda sinemaseverlerle buluşuyor.


21 filmin yer aldığı NTV Belgesel Kuşağı, 3 Nisan'da başlayacak ve 11 Nisan’a kadar devam edecek.

İlk günün filmleri şöyle:

Zirveden hapse... Rusya’nın en zengin adamı, nasıl en ünlü mahkumuna dönüştü?
Khodorkovsky
Yönetmen: Cyril Tuschi / Anlatan: Jean-Marc Barr & Harvey Friedman / Almanya

Kader ve politika: Rusya’nın en zengin adamı nasıl oldu da Rusya’nın en ünlü mahkumu haline geliverdi? Cyril Tuschi imzalı belgesel, Mikhail Khodorkovsky’nin kusursuz bir sosyalistten kusursuz bir kapitaliste, sonra da Sibirya’da bir hapishanede kusursuz bir kurbana dönüşmesinin hikayesini anlatıyor. Devlerin savaşı, Rusya’nın en zengin adamının, Başkan Putin’e meydan okumasıyla başladı. Khodorkovsky, Putin’in uyarısına ve hapse atılacağını bilmesine rağmen New York’tan Rusya’ya döndü. Oysa milyarlarca doları vardı. Neden sürgünde kalmadı? Sekiz yıl sonra ülkesine dönmesinin sebebi neydi? (Fitaş 1 / 11.00)

Kara Kıta’nın müzik ikonu, Miriam Makeba’nın fırtınalı yaşam öyküsü
Afrika Ana / Mama Africa
Yönetmen: Mika Kaurismäki / Almanya-Güney Afrika-Finlandiya 

‘Afrika Ana’ Kara Kıta’yı birleştiren müzik ikonu, aktivist, cesur ve sözünü sakınmayan bir kadın olan Miriam Makeba’nın lakabı. Arşiv görüntüleri, konser kayıtları ve yeni röportajları bir araya getiren ‘Afrika Ana’, tüm dünyadaki müzisyenler için ilham kaynağı olan Miriam Makeba’nın (1932-2008) fırtınalı yaşam öyküsünü aktarıyor. Film, Güney Afrika’da Johannesburg’un bir kasabasında sefalet içinde geçen çocukluğundan başlayarak, tamamen kızlardan oluşan grubuyla ilk profesyonel tecrübesi, Amerika’daki 27 yıllık sürgünü, Kara Panter eylemcisi kocasıyla ilişkisi, Gine’deki yılları ve sonunda Güney Afrika’ya geri dönüşüne kadar, Makeba’nın çarpıcı serüveninin izini sürüyor. (Fitaş 1 / 13.30)

Seslerin olmadığı bir dünyada, işaretlerle tanışan iki kardeş
Dilsiz Bir Hayat / Una Vida Sin Palabras
Yönetmen: Adam Isenberg /-Nikaragua

Nikaragua’nın ücra bir köyünde yaşayan Dulce Maria ile erkek kardeşi Francisco, sağır doğmuş ve hiçbir dil öğrenememişlerdir. Ne sözlü-yazılı bir dil, ne de işaret dili... Öyle ki, bu abla kardeş kendi isimlerini, hatta bir isimleri olduğunu bile bilmezler. Ta ki onlara ilk kelimelerini öğretmeye kararlı, kendisi de doğuştan sağır, işaret dili öğretmeni Tomasa köye gelene kadar. ‘Dilsiz Bir Hayat’, 2006 yılından bu yana İstanbul’da yaşayan, TRT için ‘Adem’in Seyir Defter’ isimli belgesel gezi programının yönetmenliğini yapan Adam Isenberg’in ilk uzun metrajlı çalışması. (Fitaş 1 /16.00)

Afrika diplomasisinin tuhaf ve gizli dünyası
Büyükelçi / Ambassadøren
Yönetmen: Mads Brügger / Danimarka

Beyaz, bembeyaz bir Avrupalı, kendisini bir gecede Afrikalı bir diplomata dönüştüren bir unvan satın alırsa ne olur? Tuhaf, gizemli ve iyice yoz beyaz bir Avrupalı, (yönetmen Mads Brügger’in ta kendisi) Liberya’yı temsil etmek üzere elinde belgeleriyle Orta Afrika Cumhuriyeti’ne gelir. Ziyaretinin resmi sebebi, iyi niyetli bir işadamı olarak bir fabrika kurmaktır; gayri resmi sebebiyse geniş elmas rezervlerine ulaşmak. Büyükelçi cin toniklerin su gibi aktığı, elmas kaçakçıları ve namussuz politikacıların cirit attığı Afrika diplomasisinin tuhaf ve gizli dünyası üzerine, tür normlarını kıran bir trajikomedi. (Fitaş 1 / 19.00)

91 santimlik caz devinin muhteşem hikayesi
Michel Petrucciani
Yönetmen: Michael Radford / Fransa-İtalya-Almanya (102’)

“İnsanlar insan olabilmek için ille de 1.80 boy gerekmediğini anlamıyor. Asıl önemlisi insanın kafasının içinde, vücudunda ve özellikle de ruhunda ne olduğu.” Cam kemik hastalığıyla doğan ve boyu ancak 91 santime ulaşan Michel Petrucciani uluslararası alanda ün kazanmış bir caz sanatçısı olma yolunda çok büyük engeller aştı. Olağanüstü ve eşine ender rastlanan bir müzik dehası, herkesi etkileyen karizmatik bir kişiliği ve tüm hayatı boyunca ona âşık çok sayıda kadın vardı. ‘1984’ ve ‘Postacı’ adlı filmleriyle tanınan yönetmen Michael Radford’un bu son filmi, röportajlar ve ilginç arşiv görüntüleri aracılığıyla hayata ve hayatın kendisine sunduklarına doyumsuz açlık duyan bu adamın muhteşem hikayesini anlatıyor. (Fitaş 1 / 21.30)

Sayfa Yükleniyor...