Cumhurbaşkanı Erdoğan: Açtıkları çukurları kendilerine mezar edeceğiz
Denizli'de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan ''Sincar'a, Karaçok'a girdik. Uçaklarımız o PKK teröristlerine oraları mezar yaptı. Unutma Bay Kemal o kol kola gezdiğin terör örgütlerinin mensupları var ya onların açtıkları çukurları kendilerine mezar edeceğiz. Gezi olaylarında Bay Kemal orada. Şimdi yine bunların hazırlığı içerisindeler. Boşuna bekliyorsunuz. Bu yollara tevessül ettiğiniz zaman bedelini çok ağır ödetiriz. Çıkmışlar sokağa davet ediyorlar. Bu ne terbiyesizliktir. Ahlaksıza bak. Zaten bunlara yargı gereken cevabı verecektir'' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Delikliçınar Meydanı'ndaki toplu açılış töreninde Denizlililere hitap etti.
Konuşmasına, "6 aylık aranın ardından yeniden sizlerle bir aradayım. Bu kadar kısa bir sürenin içinde hasret gidermenin memnuniyeti içindeyim. Böylece bu yıl içinde 3'üncü defa Denizli'li kardeşlerimle buluşmuş oluyorum" sözleriyle başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar Türkiye'de gelmiş geçmiş tüm cumhurbaşkanları ve başbakanlar arasında ülkenin şehirlerini kendisi kadar çok ziyaret eden, vatandaşlarla çok sık iç içe olan bir başka kişinin bulunmayacağını söyledi.
Erdoğan, milletin iradesinin üzerinde irade tanımadıklarını belirterek, "Çünkü biz, içinizden çıktık ve sizinle beraberiz. Bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bunu da bir şeref payesi olarak görüyoruz. Milletimizden, sizden aldığımız enerjiyle güçle çalıştığımız için bu kadar zamanda bunca büyük hizmetlere, yatırımlara, gelişmelere imza attık. Kendi sırça köşklerinde siyaset yaptığını sananlar, milletin ne istediğini, ne düşündüğünü, ne yaşadığını bilemezler" ifadesini kullandı.
40 yıldır siyaset yolunda milletle yürüdüklerini dile getiren Erdoğan, Allah nefes verdiği sürece aynı şekilde bu yolda yürüyeceklerini, bundan taviz vermeyeceklerini bildirdi.
Erdoğan, Denizli'ye elleri boş gelmediklerini, çeşitli bakanlıkların, büyükşehir belediyesinin, ilçe belediyelerinin tamamladığı yatırımların resmi açılışını yapacaklarını söyledi.
Bugün, toplam yatırım bedeli yaklaşık 1 milyar 349 milyon lira olan 275 kalem eseri hizmete açacaklarını belirten Erdoğan, "Milli Eğitim Bakanlığımız 7 okulu, TOKİ 126 konutu ve bir ticaret merkezini, Orman Bölge Müdürlüğü 13 ayrı yatırımı tamamladı. Büyükşehir Belediyemiz 135 eseri hizmete sundu" dedi.
Erdoğan, 13 ilçe belediyesi tarafından yapılan yatırımları hizmete açacaklarını ifade ederek, ilgili kurumları ve belediyeleri Denizli'ye kazandırdıkları bu hizmetler için kutladı.
"İNŞALLAH İZMİR'İ DE ALACAĞIZ, ONA HAZIRLANIYORUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin alameti farikasının "hizmet" olduğuna dikkati çekerek şöyle devam etti:
"Belediyecilik AK Parti'nin işidir, CHP filan bu işten anlamaz. Ben İstanbul'u kimden aldım? CHP'den aldım. İstanbul'da CHP'den belediyeyi aldığımız zaman İstanbul susuzdu, çöp dağları vardı, hava kirliliği maalesef tavan yapmıştı. O susuzluğun olduğu İstanbul'a 180 kilometreden dağları delerek su getirdik. 2040'a kadar İstanbul'un su sorununu çözdük. Bitti mi? Hayır. Bundan sonra da oldukça yine çözmeye devam."
İstanbul'a su getirdiklerini yineleyen Erdoğan, "Anadolu bir taraf, Avrupa bir taraf. Çift yönlü çalıştık. İşi sağlama alalım dedik. Boğazın altından da karşılıklı deplase ettik. Olur ya bir tarafta sıkıntı olursa, öbür tarafa oradan bu suyu verebilelim. İstanbul'da artık su sorunu yok, biz buyuz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İzmir'de bile susuzluk vardı, İzmir'in su sorununu da biz Devlet Su İşleri olarak çözdük. Baraj yapmak büyükşehir belediyelerinin görevidir ama yapamadılar, biz yaptık ve şimdi inşallah İzmir'i de alacağız, ona hazırlanıyoruz, inşallah bir Denizli'li ile de İzmir'i alacağız. Onun için hep birlikte gayret göstereceğiz" diye konuştu.
"BAY KEMAL, HABERİN VAR MI SENİN BUNDAN? SEN ÖNCE BUNUN HESABINI VER"
İstanbul'da çöp dağlarının yükseldiğini, Ümraniye Belediyesinde çöp depolama alanında patlama yaşandığını ve 39 vatandaşın öldüğünü hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"CHP'li belediyeydi ama hafıza-i beşer nisyan ile maluldür. Herkes bunu unuttu. Kimse bunun hesabını sormuyor. Bay Kemal, haberin var mı senin bundan? Sen önce bunun hesabını ver. Hava kirliliği almış başını gidiyor, gazeteler maske dağıtıyordu. 50 bin haneye doğal gaz gelmişti. Orada belediye başkanlığım sürecinde 1 milyon 250 bin eve doğal gaz bağlattım. Bir anda İstanbul'un hava kirliliği temize dönüştü.
CHP demek çöp demektir, CHP demek susuzluk demektir, CHP demek hava kirliliği demektir, CHP demek yolsuzluk demektir, CHP demek yasaklar demektir. İşte biz bunları kaldırdık, daha iyi olacak şimdi inşallah. Önümüzde iyi günler var. Kurulduğumuz günden beri hem merkezi yönetimde hem mahalli idarelerde Cumhuriyet tarihimizin tamamında yapılanların 3 katı, 5 katı, 10 katı hizmetler kazandırdık."
Erdoğan, göreve geldiklerinde ancak kendisinin başbakan olmadığı dönemde Aydın ve Denizli arasındaki yolun kötü olduğunun söylendiğini belirterek, "Yol yok, sıkıntı büyük ve ben Aydın'da, Denizli'de bir söz verdim. Sadece Genel Başkanım. Başbakan değilim... 'Süratle, yanılmıyorsam 105 kilometre bir yol, bölünmüş yol, bunu yapalım' dedim. Söz verdik. Bir yıl içerisinde Aydın-Denizli bölünmüş yolunu yaptık. İşte biz buyuz. Söz veririz, yaparız" diye konuştu.
Erdoğan, şehirleri merkezlerinden en ücra köşelerine kadar baştan sona alt yapı ve üst yapı yatırımlarıyla donattıklarını ifade etti. Eski Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekci'yi işaret eden Erdoğan, "Şu Denizli'nin ne kadar alt geçidi, köprülü kavşağı varsa hepsi onun döneminde, yapılmış parklar, bahçeler varsa onun döneminde yapılmış eserlerdir" dedi.
31 Mart 2019'da yapılacak yerel seçime değinen Erdoğan, alandakilere, "Şimdi önümüzde ne var? 3,5 ay var. Şimdi 3,5 ay sonra gençler evelallah sandıkları patlatıyor muyuz? Sandıklardan inşallah AK Parti'yi en güçlü şekilde çıkartıyor muyuz? Kapı kapı dolaşıyor muyuz? Bu işi gençler bitirir. Zaten 'AK Parti' demek, 'gençlik' demektir" diye seslendi.
"BUNLARIN İŞİ GÜCÜ OKEY ISTAKASINI KOYACAK, TUĞLALARI DİZECEK"
"Dev proje" olarak nitelendirdiği millet bahçeleri ve millet kıraathanelerini anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Unutmayın, 'iki dev proje' dedim. Bunlardan birisi neydi? Millet bahçeleri. Başlattık mı millet bahçelerini? Başlattık. İşte şurada daha bir ay olmadı. İstanbul'da 5 önemli millet bahçesinin açılışını yaptık. Toplam alan 1,5 milyon metrekare. Açılışını yaptık ve oralar muhteşem oldu. Bir de ne demiştim? Yine bir söz, 'millet kıraathaneleri' dedim. Şu anda muhteşem millet kıraathaneleri açıyoruz. İçinde kek, simit, çay, kahve hepsi ücretsiz olarak gençlere ikram ediliyor. Fakat bu CHP ne dedi? 'Bu AK Parti kumarhane açıyor.' Yakışmıyor ama 'dervişin zikri neyse, fikri de odur' derler ama o derviş değil bunlar. Bunlar farklı. Ne dedik? Kumarhane. Çünkü bunların işi gücü okey ıstakasını koyacak, tuğlaları dizecek. Yaptıkları iş bu. Peki kıraathane ne? Kıraathane okuma evi, okuma yeri. Manasını bilmiyor. Şimdi bu kıraathanelerde gençlerimiz gelecek, derslerini çalışacak ve oralardaki binlerce kitabın içerisinden alıp, kitabını okuyacak. Belki evine götürecek, evinde okuyacak. Ondan sonra teslim edecek. Ama çayını da kahvesini de simidini de kekini de orada bulacaktır. Bu nedir biliyor musunuz? Bu bir lütuf değil, devletin milletiyle kaynaşması demektir."
"BİZ MİLLETİMİZLE BERABER BU YOLA DEVAM EDİYORUZ"
Eğitimden sağlığa, spordan sosyal güvenliğe kadar her alanda hayatına dokunmadık hiçbir vatandaş bırakmadıklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye büyüdükçe insanların hayallerinin de büyüdüğünü, daha düne kadar sadece hayatını idame ettirme mücadelesi veren insanların, bugün işinde kariyer, evinde konfor, aldığı hizmetlerde kalite hedefiyle yarıştığını söyledi.
"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" dediklerini hatırlatan Erdoğan, bu ilkelerine uygun şekilde ülkenin tüm kaynaklarını milletin emrine verdiklerini kaydetti.
Geçmişte bir avuç mutlu azınlığın sahip olduğu imkanlara bugün her vatandaşın ulaşabildiğine dikkati çeken Erdoğan, "Sorunlar, sıkıntılar, eksikler yok mu? Elbette var. Ama sahip olduklarımıza baktığımızda gerçekten hep birlikte Rabb'imize her gün binlerce defa hamdetmemiz gereken bir seviyede bulunuyoruz" dedi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"İnşallah her geçen yıl ülkemizi daha ileriye götürecek, milletimizin hayat şartlarını daha da yükselteceğiz. Türkiye'nin yükselişi herkes tarafından görülüyor ve kabul ediliyor. Sadece ana muhalefet partisi bu gerçeklere kör, sağır ve laldir. Geçmişteki 14 seçimde olduğu gibi 31 Mart için de tek bir projeleri var. O da AK Parti'ye ve Tayyip Erdoğan'a saldırmak, iftira atmak, çamur atmaktır. Bunun için terör örgütleriyle iş birliği yapmaktan darbe çığırtkanlığına, ülkede kaos çıkartma çağrısından Türkiye'yi dünyaya şikayet etmeye kadar her türlü rezilliği sergilemekten geri durmuyorlar. Bay Kemal, bak terörle mücadelede neler yapıyoruz? Gördün mü? Duydun mu? Bak Sincar'a girdik mi? Girdik, Karaçok'a girdik mi? Girdik. Uçaklarımız o PKK teröristlerine oraları mezar yaptı mı? İftihar etmen lazım, iftihar etmen lazım. Unutma Bay Kemal, o kol kola gezdiğin terör örgütlerinin mensupları var ya onların açtıkları çukurları kendilerine mezar edeceğiz, mezar. Sen kimlerin yanında yer alacağını hala öğrenemedin. Sen onlarla beraber yola devam et, biz milletimizle beraber bu yola devam ediyoruz."
"ADALETİN GEREĞİ NE İSE ONUN BEDELİNİ ÖDEYECEK"
"Bir gece ansızın gelebiliriz" dediklerini anımsatan Erdoğan, "Geldik mi? Geldik. Zeytin Dalı operasyonunu yaptık mı? Yaptık. Afrin'i yaptık mı? Yaptık. Sincar'ı yaptık mı? Onu da yaptık. Nerede bir sıkıntı varsa, orada biz olacağız" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
Çıkmışlar, parlamentoda bize akıl veriyorlar. Diyorlar ki, 'işte böyle böyle arkadaşlarımızı vurdular.' Ya sizin arkadaşlarınız değil mi vatandaşımızı birbirine kırdıran. Benim Kürt kardeşlerimi sokağa dökenler bunlar değil miydi? Şimdi bir tanesi içeride yatıyor. Diyorlar ki, 'böyle böyle bu kadar zamandır içeride, çıkması lazım.' Adaletin gereği ne ise onun bedelini ödeyecek. Bölücü terör örgütünün başıyla ilgili yaptıkları ortada, hale bak. Hala durdukları yok. PKK'sı, PYD'si, YPG'si, FETÖ'sü bunların hepsi aynı. Bütün bunlarla beraber bunlar halkımızı böldüler, parçaladılar. Milletimize göğüslerini gererek ifade edebilecekleri hiçbir planları, projeleri, hayalleri, hedefleri olmadığı için işi yüzsüzlüğe vurdular."
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirdi. "CHP'nin başındaki zat, bütçe görüşmeleri için çıktığı kürsüde, hepsi de yalan, yanlış, uydurma olan bir sürü zırvayı peş peşe zırvaladı, yalancı" diyen Erdoğan, "Ben bu zatı muhatap almayacağım ama halkım bazı gerçekleri bilsin istiyorum" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun, "Hastanelerde tedavi yapılmıyor, muayene yok" dediğini aktaran Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürlüğü dönemindeki hastanelerin mazi olduğunu belirtti.
Halkın gerçekleri bildiğini, vatandaşların rahatlıkla hastaneye gittiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öyle senin dönemindeki gibi kuyruklarda ölenler yok. Hastanenin morguna rehine olarak alınanlar yok. Onlar senin genel müdürlüğündeydi. İlacını alamıyordu benim vatandaşım ama şimdi ilacını hastanenin eczanesinden almasına gerek yok, istediği eczaneden gidip ilacını alabiliyor" diye konuştu.
Şehir hastanelerinin hizmete sunulduğunu anımsatan Erdoğan, böylece sağlıkta modern bir yapılanmanın getirildiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun yargıya olan güvenin düştüğünü söylediğini, bunu neye göre, hangi araştırmaya dayanarak söylediğinin de meçhul olduğunu belirtti.
Avrupa Komisyonu başta olmak üzere, uluslararası kuruluşların araştırmalarında Türkiye'de yargıya olanın güvenin diğerlerine göre oldukça yüksek seviyede seyrettiğinin görüldüğünü vurgulayan Erdoğan, ihtiyari arabuluculuk, ihtiyari tahkim sistemlerinin hayata geçirilmiş olunmasına rağmen, milletin büyük bölümünün hala anlaşmalarını yargı kanalıyla çözmeyi tercih ettiğine değindi.
"ADALET SİSTEMİ MİLLETİN GÖNLÜNDEKİ YERİNİ KORUMAYA DEVAM EDİYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şayet yargıya güven düşmüş olsaydı, bu tür yöntemler çok daha revaçta olurdu. Geçmişte, önce vesayet güçleri ardından FETÖ tarafından yıpratılan adalet sistemimiz, her şeye rağmen milletimizin gönlündeki müstesna yerini korumaya devam ediyor. Vesayetten ve FETÖ'den arındırdığımız yargı teşkilatımızın itibarının her geçen gün daha da yükseldiğini görüyoruz, müşahede ediyoruz. Ülkemiz ve yargımız böylesine bir ölümcül virüsten temizlenmişken çıkıp yargının güvenilirliğini sorgulamak terör örgütlerinin değirmenine su taşımaktır. Bunların o gönlündeki yargı, 12 Eylül'ün 'bir sağdan bir soldan' diyerek, gençleri dar ağacına gönderen, 28 Şubat'ın cuntacılarından brifing alan hakim ve savcıların yargısıdır. Hiç kusura bakmasınlar, Bay Kemal o dönem kapandı. Ülkemizde artık adalet sistemi, sadece ve sadece Türk milleti adına görev yapacaktır. Bu zat Meclis kürsüsüne çıkıyor, 'Türkiye'de bir darbe varsa o da 20 Temmuz darbesidir' şeklinde sözler edebiliyor. Bu ne büyük bir gaflet" değerlendirmesinde bulundu.
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Kılıçdaroğlu'nun Atatürk Havalimanı'nda tanklara sığındığını, yaklaşık 2 saat sonra Atatürk Havalimanı'na kendisinin geldiğini ve "Bana haber verselerdi ben de beklerdim" dediğini aktaran Erdoğan, kendisinin çağrısının ardından vatandaşların meydanlara döküldüğünü vurguladı.
"SEN KORKAKSIN"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun yaşananları, kahvesini yudumlayarak televizyonlardan izlediğini belirterek, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
"Sen korkaksın, korkak. Sen vatansever değilsin, sende milliyetperverlik yok. 20 Temmuz'da ne olmuş, onu da söyleyeyim. FETÖ ihanet çetesinin, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından TBMM 20 Temmuz'da toplanıp hükümetin ülkede olağanüstü hal ilanı kararını onaylamıştır. Bay Kemal, egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil mi? Bu kararı kim aldı? Millet Meclisi aldı, ne oldu, işine mi gelmedi? Sana mı soracaktık, sana da sorduk, sen de oradaydın veya değildin ama kararı alan, kararı veren neresi, TBMM, iş bitmiştir."
Kılıçdaroğlu'nun, kendisinin içinde yer aldığı TBMM'nin iradesini "darbe" olarak nitelediğine değinen Erdoğan, "Bu ne anlayıştır? Bunların demokrasiye, milli iradeye, milletin ve onun temsilcilerinin tercihlerine saygısı işte bu kadar" dedi.
Tek parti döneminin faşist uygulamalarını, askeri darbeleri her fırsatta özlemle yad edenlerin Meclis kararına darbe demesi kadar tabii bir şey olamayacağını anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Çünkü demokrasi ve milli iradenin üstünlüğü bunların fıtratına terstir. CHP'de böyle bir şey yok. Onlar bu işten anlamaz. Onlar darbecilerle beraber. FETÖ'ye terör örgütü diyemeyenler, bölücü örgütün güdümündeki partiyle koyun koyuna seçime gidenler elbette Meclis kararına 'darbe' diyecek. Şimdi bak 31 Mart'a da terör örgütüyle koyun koyuna gidiyorlar. Şimdi bunların koalisyonunda ne var, aynı zamanda bir de malum terör örgütünün beslemesi olan parti var. Biz MHP ile bir Cumhur İttifakı oluşturduk ve seçime gidiyoruz. Bizim MHP ile azami müştereklerimiz var, onun için de Cumhur İttifakı'nı oluşturduk. İnşallah 31 Mart'ta Cumhur İttifakı'nın zaferini hep birlikte yaşayacağız."
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'nin ilkeli ve ahlaki duruşuyla tüm dünyada takdir topladığı Cemal Kaşıkçı cinayeti konusunda akla ziyan iftiralarda bulunduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu'nun, Türkiye'nin cinayeti işleyenlerin ellerini kollarını sallaya sallaya kaçmasına göz yumduğunu söylediğine dikkati çeken Erdoğan, "Azıcık, aklı, mantığı, izanı, vicdanı olan bir insan bu sözleri etmeye utanır ama maalesef bunlarda hiçbiri yok. Olayın en başından en sonuna kadar nasıl gerçekleştiğini defalarca anlattık. Parlamentoda grup toplantısında tüm dünyaya seslendim. Türkçe, İngilizce, Arapça yayın, 3 dilde yayın yaptık ki dünya bunu duysun, bunu yaptık" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun kalbinin mühürlendiğini, bunları duymadığını ve görmediğini vurgulayan Erdoğan, yargı, emniyet ve istihbarat birimlerinin cinayetle ilgili bilgi ve belgeleri adeta iğneyle kuyu kazar gibi günlerce, haftalarca uğraşarak büyük emeklerle ortaya çıkardığına işaret etti. Erdoğan, "Amerika'dan geldiler, dinlettik. Suudi Arabistan'dan geldiler, dinlettik. Fransa'dan, İngiltere'den geldiler, dinlettik. İstedikleri bilgiyi isteyenlere verdik. Kanada'dan, verdik. Niye? Hakikat ortaya çıksın. Adalet yerini bulsun" ifadelerini kullandı.
İstanbul'da İslam İşbirliği Teşkilatı Anayasa Mahkemesi Başkanları Zirvesi'nde ve Kudüs Zirvesi'nde de konuyu anlattığını anımsatan Erdoğan, dünyanın bunu iyice dinlemesi gerektiğini söyledi.
Sonunda ABD Senatosunun kararını verdiğine ve bunun arkasında kimin olduğunu söylediğine dikkati çeken Erdoğan'ın sözleri, alandakileri gençlerin, "Bir şarkısın sen, ömür boyu sürecek" dizelerinin yer aldığı "Samanyolu" şarkısını söylemesiyle kesildi.
Erdoğan, "Maşallah, gençler iyi hazırlanmış. Benim gençliğim olarak, milletim olarak sizler de biz de bir şarkısınız." diyerek konuşmasına devam etti.
"HALA TAKİP EDİYORUZ, KOVALIYORUZ, KOVALAYACAĞIZ"
Cemal Kaşıkçı cinayetinde katillerin Türkiye'yi terk ettiği saatlerde daha olayın tam olarak ne olduğunun bilinmediğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Eğer bu konunun peşini sıkı bir şekilde takip etmemiş olsaydık, cinayetin ortaya çıkması da neredeyse tamamen aydınlatılması da mümkün olmayacaktı. Ne oldu, şimdi 22 kişiyi gözaltına aldılar. Ama hala takip ediyoruz, kovalıyoruz, kovalayacağız. Dünyanın tamamının gördüğü ve takdir ettiği bir hususu, Bay Kemal görmüyorsa bu da kendi meselesidir. Ülkemizi karalamaya yargı, emniyet ve istihbarat birimlerimize çamur atmaya kalkan bu zata milletimiz hak ettiği cevabı sandıkta 31 Mart'ta bir kez daha verecektir."
CHP'nin başındaki kişinin terör örgütleriyle birlikte olduğunu ve onlara sıcak mesajlar gönderdiğini ifade eden Erdoğan, "Bütün bunlar karşısında biz, terör örgütleriyle mücadelemizi Gabar'da, Cudi'de hiç aralık vermeksizin devam ettiriyoruz ve devam ettireceğiz" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun, gazetecilerin hapiste olduğuna ilişkin söylemlerini anımsatan Erdoğan, bu kişilerin adlarının gazeteci olduğunu ancak gazetecilik faaliyeti sebebiyle cezaevinde bulunmadıklarını bildirdi.
Türkiye'deki savcılık ve mahkemelerde takibi yapılan milyonlarca dosyayı mesleklerine göre ayırt etmenin akıllarına gelmediğini belirten Erdoğan, "Buna rağmen iddianın gerisindeki gerçeklere baktığımızda, mesleğini gazeteci olarak belirtenlerin bir kısmının terör örgütleriyle ilişkileri, bir kısmının da adi suçlar sebebiyle cezaevinde bulunduğunu görüyoruz. Cezaevinde olma sebepleri teker teker ortada olan bu kişileri, 'Türkiye'de gazeteciler cezaevine atılıyor' yalanına malzeme yapmak, ancak ülkemize ve milletimize husumet meselesi olabilir." vurgusu yaptı.
"İSTİHDAMI 20 MİLYONDAN 29 MİLYONUN ÜZERİNE ÇIKARMAYI BAŞARDIK"
Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun "işsizlik" konusunu diline doladığını belirterek, "Türkiye'de iş gücü arzının sadece son 10 yılına baktığımızda 23 milyondan 33 milyona çıktığını görürüz. 23 milyonken biz bunları daha da artırdık, onlara iş verdik. İş gücü arzındaki bu büyük yükselişe karşılık, istihdamı 20 milyondan 29 milyonun üzerine çıkarmayı başardık. Bir başka ifadeyle 10 yılda 9 milyon vatandaşımıza çalışabileceği bir iş sahası temin ettik" dedi.
Bu başarının 2008 küresel finans krizi, son 5 yıldır yaşanan badireler ve özellikle geçen aylarda maruz kalınan ekonomik saldırıya rağmen ortaya konduğunu aktaran Erdoğan, "İşsizlik yok mu, elbette var. Bunlar, mevsimliktir, zaman zaman azalır zaman zaman tırmanır. Bunun için ne yapmak lazım, yatırım" diye konuştu.
Yatırım yaptıklarını ve yurt dışı küresel sermayeyi de Türkiye'ye çekmeye devam ettiklerini anlatan Erdoğan, gerekli olan istikrar, güven ve teşvik uygulamalarını da yaptıklarının altını çizdi.
"SEN NE YAPIYORSUN, BURASI PARİS Mİ?"
CHP'nin muhalefet tarzında, milli ve yerli olmanın yer almadığını dile getiren Erdoğan, nerede Türkiye aleyhine bir iş, özelikle bir girişim, bir saldırı, milli çıkarlara yönelik bir sabotaj ve Türkiye'yi karalamaya yönelik bir kampanya varsa CHP'nin orada olduğunu söyledi.
Erdoğan, Fransa'da ''Sarı Yelekliler''in olduğu yerde de CHP'nin bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"PKK orada. Ne diyorlar? Gezi olayları. Gezi olaylarında Bay Kemal nerede? O da orada. Şimdi yine bunların hazırlığı içerisindeler. Boşuna bekliyorsunuz. Bu yollara tevessül ettiğiniz zaman bu ülkede bunun bedelini sizlere çok ağır ödetiriz. Çıkmışlar sokağa davet ediyorlar. Bu ne terbiyesizliktir. Bir tanesi televizyon ekranından, kendini bilmez, haddini bilmez, edep yoksunu, fukarası bir tanesi, çıkmış sokağa davet ediyor. Ahlaksıza bak. Zaten bunlara yargı gereken cevabı verecektir, ben buna inanıyorum. Sen ne yapıyorsun, burası Paris mi? Gezi olaylarında zaten herkes dersini aldı ve 15 Temmuz'da herkes dersini aldı. Evelallah, bu ülkede bundan sonra bu tür olaylara girişenler, bunun bedelini ağır öderler. Biz Türkiye'yi bugünlere terör örgütlerine, CHP'ye rağmen getirdik. 2023 hedeflerimize de bunlara rağmen ulaşacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun tahrik etmeye çalıştığı bir başka kesimin de "emekliler" olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'de emeklilere AK Parti kadar değer veren ve onların hayat seviyelerini AK Parti kadar yükselten bir başka partinin olmadığını kaydetti.
Emeklilere seslenen Erdoğan, iktidara geldiklerinde ülkede emekli maaşının 66 lira olduğunu, son düzenleme ile bin liranın altında emekli maaşı bırakmalarını anlattı.
"66 lira nire, bin lira nire" diyen Erdoğan, bu yıl başlattıkları bir uygulamayla Ramazan ve Kurban Bayramlarında emeklilere biner lira ikramiye verdiklerini de anımsattı.
Temmuz ayı itibarıyla en düşük emekli maaşının Emekli Sandığı'nda 2 bin 300 lira, SSK'de bin 840 ila bin 880 lira arası, Bağ-Kur'da bin 400 ila bin 700 lira arası olduğunu belirten Erdoğan, "Bay Kemal, senin bu rakamlardan haberin var mı? Ama bay Kemal'in kılavuzu karga, ben ne yapayım? Üstelik bu rakamlara banka promosyonları dahil değildir. Onlar ilave edilince bu tabii daha da yükseliyor" diye konuştu.
Emekliler dışındaki kesimlerin gelirlerinde de büyük artışlar yaptıklarını anımsatan Erdoğan, "Mesela engellilerimize ve yaşlılarımıza verilen maaş neydi biliyor musunuz biz geldiğimizde, 24 liracık" dedi. Erdoğan, bu maaşları 20-25 kat artırdıklarını ifade etti.
İktidara geldiklerinde üniversite öğrencilerine 45 lira kredi veya burs verildiğini hatırlatan Erdoğan, yıl başı itibarıyla bunu 500 liraya yükselttiklerini, master öğrencilerine bin lira, doktora öğrencilerine bin 500 lira burs verildiğini söyledi.
Erdoğan, "Çıkmış, şu yalana bakın ya 'öğrencilerin kalacağı yurt yok' diyor. Ne vicdansızsın, bu kadar vicdansızlık olmaz. Türkiye'de 2002 yılında 182 bin yatak kapasitesi vardı, şimdi 689 bin oldu. Bunun yanında 214 bin yatak kapasitesi artışını sağlayacak çalışmalarla ilgili ihale süreçleri de devam ediyor. Kaldı ki bay Kemal, 75 üniversite ile başladık şu anda 206 üniversite var. Bir taraftan üniversiteler çoğalıyor, bir diğer taraftan da yurtları çoğaltıyoruz" vurgusu yaptı.
"BU SİSTEMİ BİR TEK BAY KEMAL'E BEĞENDİREMEDİK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Sağlık Sigortası kapsamının, vatandaşların yüzde 99'unu kapsadığını belirterek, şöyle konuştu:
"Türkiye'de tek bir vatandaşımızın dahi mağdur olmasına izin vermeyecek bir Sosyal Güvenlik Sistemi kurduk. Sen SSK'nin başındayken var mıydı böyle bir şey? Böyle bir şey yapabildiniz mi? Dünyanın dört bir yanından uzmanlar gelip bu sistemi inceliyor. Bu sistemi herkese beğendirdik ama bir tek bay Kemal'e beğendiremedik. Tabii bu milletimiz görüyor, bu zatın genel müdürlüğü dönemindeki SSK günlerini çok iyi biliyor, hastanelerin hallerini çok iyi biliyor. Herhalde Savaş Ay'ın o görüntülerini biliyorsunuz değil mi? Bununla yaptığı söyleşiyi falan hatırlıyorsunuz değil mi? O çekilen çileler, aman Yarabbi hepimizin hafızasında acı bir hatıra olarak duruyor. Bu zatın bir başka kötü çabası da sürekli şehit yakınlarımızı ve gazilerimizi istismar etmeye çalışmasıdır. Gerçi şehit yakınlarımız ve gazilerimiz her fırsatta kendisine gereken dersi veriyor. Ama bu provokasyonlardan vazgeçmiyor."
Şehit yakınları ve gazilere selamlarını gönderen Erdoğan, Rize'de şehit edilen Emniyet Müdürü Altuğ Verdi ile Ankara'daki tren kazasında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifalar diledi.
"RAKAMLAR VERİYOR AMA ORANLARA HİÇ GİRMİYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bütçeyle, borçlarla ilgili verdiği rakamların kendisinin hala 1990 Türkiyesinde takılıp kaldığını gösterdiğini belirterek, "Rakamlar veriyor ama oranlara hiç girmiyor. Niye? Çünkü foyası ortaya çıkacak" dedi.
Ekonomideki gelişmelere dikkati çeken Erdoğan, hane halkı borçluluk düzeyinin milli gelire oranının diğer gelişmekte olan ülkelerde yüzde 36 iken Türkiye'de yüzde 16 olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu'nun, borç faizleri konusunda da aynı rakam oyunlarını yaptığına işaret eden Erdoğan, "Bu zat, elmayla armudu karşılaştırarak kendince kurnazlık yapıyor. Bizim milletimiz karşısında harbi ve hasbi siyasetçi görmek istediğini bilmiyor. Hayatını yalan üzerine kuran, yalanları yüzüne vurulduğunda da pişkince hemen bir başka yalana sarılan siyasetçinin sonu işte bu zatta olduğu gibi ömür boyu aynı yerde debelenip durmaktır. Kılıçdaroğlu'nun yalanlarını deşifre etmeye şimdilik ara veriyorum. Eğer çıkıp milletimizden özür dilemezse, ki hiç zannetmiyorum, daha sonra yine bu yalanları ifşa etmeyi sürdüreceğiz. Biz kimin ne söylediğine değil kendimizin ne yaptığına bakıyoruz. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde. Denizli'ye ne yaptık? Bizim için önemli olan budur" ifadesini kullandı.
Geçen 16 yılda Denizli'ye 22,5 katrilyon liralık yatırım yaptıklarını dile getiren Erdoğan, artık bu yatırımları saymaya gerek kalmadığını, vatandaşların zaten bu yatırımları bildiğini belirtti. Erdoğan, eğitimden sağlığa, ulaşımdan tarıma, tüm hizmetlerin günlük hayatın her anında bizzat yaşanıp görüldüğünü söyledi.
"31 Mart 2019 günü bir kez daha hizmet siyasetiyle istismar ve yalan siyaseti arasında tercihinizi yapacaksınız. Hazır mıyız buna? Kapı kapı dolaşmaya hazır mıyız? 31 Mart akşamı Cumhur İttifakı olarak inşallah sandıklardan çıkacağız." diyen Erdoğan, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet vurgusu yaptı.
Erdoğan, hitabını, alandakilerle "Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısının sözlerini söyleyerek tamamladı.
- Etiketler :
- Haberler -
- son dakika
- Türkiye
- Recep Tayyip Erdoğan
- Denizli