Afetlerde kadınlar ne yapsın?

Kadın hakları savunucularına göre, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında alınan kararlar ve yapılan düzenlemeler kadınları göz önünde bulundurmuyor.

Afetlerde kadınlar ne yapsın?

2007 yılında Bangladeş'i vuran Sidr kasırgası sonucu çoğu kadın 3 bin kişi yaşamını yitirmişti. Ülkesinde iklim değişikliğinin sonuçları ve etkileri üzerine araştırma yapan Sharmind Neelormi, bunun tesadüf olmadığını dile getiriyor.

Geleneklerin toplum yaşamını şekillendirdiği ülkede, merkezden uzak yaşayan ve kamu yaşamından dışlanmış kadınlar kasırga uyarısını en son duyanlar oldu. Uzman Neelormi, örneğin kasırga tehlikesine karşı yapılan sığınaklarda tuvaletlerin sadece erkekler düşünülerek inşa edilmiş olduğunu, bu nedenle pek çok kadının bu sığınakları kullanmadığını belirtiyor. Neelormi, sığınakların kadınlar da düşünülerek inşa edilmesi durumunda, yüzlerce kadının ölümünün engellenmiş olacağını anlatıyor.

Asya Kalkınma Bankasi’nin uyarilarina göre iklim değişikliği, 2010-2011 yillarinda doğal afetlerden dolayi 42 milyon insanin evlerini terkettiği Asya’da, toplu göçe neden olacak.

41 yaşındaki Neelormi, kasırga sığınaklarının kadınlara uygun koşullarda inşa edilmesi için yıllardır hükümet kurumları ile görüşmeler yapıyor. Ona göre bu durum, iklim değişikliği tartışmasında “kadın faktörünün” göz ardı edilmesinin en açık örneklerinden. İklim değişikliği müzakereleri ve değişikliğe adaptasyon sürecinde en çok risk altında bulunan grup olmalarına rağmen kadınların ihtiyaçlarına çok az cevap verildiği dile getiriliyor.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) 2009’da yaptığı araştırmaya göre gelişmekte olan ülkelerde iklim değişikliğinin etkilerinden en fazla kadınlar etkileniyor. BM raporunda yoksulluk döngüsü tanımlanırken kadınların hayatlarını sürdürebilecek geliri elde etmede de daha az fırsata sahip oldukları ortaya konuyor. Rapora göre, ev işlerinin idaresi ve ailelerine ayırdıkları zaman kadınların iş hayatı için gerekli hareketliliğini kısıtlarken ani doğal afetlerdeki savunmasızlıklarını artırıyor.

Toplumsal cinsiyet uzmanı Samantha Hung’a göre, yoksulluk ve iklim değişikliği arasındaki bağlantı kadınları erkeklere oranla daha fazla risk altına sokuyor. Hung’a göre kadınlar erkeklere göre daha yoksul. Asya Pasifik Bölgesi’nde, çoğunluğu kadınlardan oluşan 600 milyon yoksul, günde 1 dolar 25 centten az gelirle yaşıyor. Kadınlar geçimlerini sağlamak için doğal kaynaklara daha fazla bağımlı.

Uluslararası yardım kuruluşu CARE’den Angie Daze’a göre kadınlar, iklim değişikliğine adaptasyon sürecinin önemli aktörleri. Kadınların ev içerisinde ve doğal kaynakların kullanılmasında yaratıcı olduklarını vurgulayan Daze, “Kadınların bilgi ve yeteneklerinden daha fazla faydalanmak için onları güçlendirmeliyiz” diyor. Daze’in Gana’da üzerinde çalıştığı proje, yerel planlama sürecinde kadınların sesini daha fazla duyurabilmeyi amaçlıyor.

Hindistan’da da benzer bir girişim görülüyor. Barefoot Koleji kırsal kesimde tarımla uğraşan kadınları, güneş enerjisi alanında kendi gelirlerini elde edebilecekleri teknisyenler olarak eğitiyor. Malavi'de ise bir İrlanda şirketi, kırsal bölgede yaşayan kadınların enerji tasarrufu sağlayan ocaklar yapıp satmalarına destek oluyor. Bu sayede kadınlar maruz kaldıkları zararlı dumandan korunuyor, yakacak odun tüketimi azaltılarak da ağaçlık alanların hızla yok olması engelleniyor.

Son yıllarda küresel düzeyde devam eden iklim görüşmelerinde kadınların taleplerinin daha fazla dikkate alınması, bu alanda faaliyet gösteren kadın kuruluşlarının başarısı olarak görülüyor. Ancak kadınlar hâlâ iklim değişikliği politikalarında “merkezi bir rol” oynamıyor. Kadınlar İçin İklim Adaleti (Gender CC) üyesi Gotelind Alber'e göre bunun nedeni devam eden yapısal eşitsizlikler ve bilinçsizlik. Alber, iklim konusunda karar süreçlerinde, her düzeyde kadınların temsilinin güçlendirilmesini talep ediyor.

Sayfa Yükleniyor...