Ahmet Türk: Kontrolleri çok zor, korkuyorum

Henri J. Barkey, BDP'nin İstanbul varoşlarında yaşayan Kürt gençlerini kontrol edemediğini söylemişti. Ahmet Türk, Barkey'nin analizlerini destekledi: Açıkçası ürküyorum, korkuyorum.

Ahmet Türk: Kontrolleri çok zor, korkuyorum

Akşam gazetesinin haberine göre, Kürt sorunun çözümü tartışılırken 90'lı yılların başında boşaltılan köylerden metropollere göç etmek zorunda kalan ailelerin varoşlarda büyüyen çocukları göz ardı edildi. O çocuklar bugün 20'li yaşlarda ve çok öfkeliler. 'Kürt gençlerini BDP de kontrol edemiyor' diyen Henri J. Barkey, 'de bir intifada tehlikesine dikkat çekmişti.

Barkey'in bu sözlerini Ahmet Türk yorumladı. Ahmet Türk, analizleri destekleyerek 'Bu gençleri kontrol etmek çok zor korkuyorum' dedi.

- Son 20-30 yılda köylerini terk etmek zorunda kalan ailelerin çocukları bugün metropollerde nasıl bir ruh hali içindeler?
Toplumsal bir çalkantının yaşandığı bir süreçten geçtik. Bu gençler bizim yaşadığımız darbe dönemlerini yaşamamış olmalarına rağmen ailelerinden duydukları birkaç olay bile içlerindeki kinin, nefretin, öfkenin büyümesine neden oluyor. Yaşananların muhasebesi yapılmazsa toplumsal değişim kontrol edilemez noktaya gelir.

- Henri Barkey 'BDP bu gençleri kontrol edemiyor' diyor. Öyle mi?
Bu gençlerin kontrolü zordur. Bizzat yaşıyoruz. Bir gün Diyarbakır'da karakola bağıran gruba 'Lütfen yapmayın!' diye seslendim. Konuşmam boyunca bana sırtlarını döndüler.

- Yani anne-babalarının aksine bu gençler politik değil...
Siyasetin önü kapanınca yaşanan acılar beraberinde çürümeyi getiriyor, demokrasi kültürünü ortadan kaldırıyor. İstanbul'a gidiyoruz, tanıyorlar ama yüzümüze bakmıyorlar. Gözlerinden bazı alışkanlıklar edindiklerini anlıyoruz. Hepsi için değil ama böyle bir grup var. Bu gençlerin anne-babaları politik geçmişleri sebebiyle kontrollü olabiliyor ama bunlar öyle değil. Tam tersi bir uca da sürüklenebilirler çok radikal işler de yapabilirler. Serseri kurşuna dönüştüler. Yer değişikliği, toplumsal baskı, mahalle baskısı hepsi etkendir. Bakıyorlar çevrelerine, kendileri o imkanlara sahip değiller.

- Sizin kuşağınızla bu gençler arasındaki fark ne?
Benim kafamda bu sürecin barışa nasıl evrilebileceğine dair çözüm önerilerim, bir çabam var. O gencin kafasında ise bambaşka bir gerçeklik var. Diyor ki, 'Bana zulüm edilmiş!'

-  Sizin döneminzde parti onlar için ne yaptı, şimdi BDP neler yapıyor?
Diyarbakır Belediyesi bu gençleri aldı, öğretmenler eşliğinde kamplara götürdü. Ancak öyle bir noktadayız ki, bu gençlere ulaşmak da, onları kontrol etmek de çok zor.

-   Yani 'Biz müzakere yapılacak son kuşağız' uyarısını tekrarlıyorsunuz? Bu gençlerle anlaşmak mümkün değil mi?
Açıkçası ürküyorum, korkuyorum. Bu gençlerle böyle bir müzakerenin zor olduğunu düşünüyorum. Demokratik siyasette insanlar öğreniyor, olgunlaşıyor, olaylara bakışı değişiyor. Gençken daha radikal çözümler talep edebilir ama siyaset yaptıkça olgunlaşıyor. Şimdi o olgunluğa sahip insanlar cezaevine atılıyor.

Pozitif ayrımcılık yapılmalı
-  Yapılan tespitler çok önemli. Biz bu konuda acil önlem alınmasını defalarca gündeme getirdik. Varoşlarda yaşayan gençler akranlarıyla aynı koşullara sahip değiller. Onlar için hayatın her alanında eşit koşulların yaratılması gerekiyor.

- Devlet onlara pozitif ayrımcılık yapmalı. Hepsi acı  içinde büyümüş gençlerin durumu tahlil edilmeli.

GENÇLER NE DİYOR?
İstanbul'un varoşlarına gittik, Kürt gençleriyle konuştuk. Küçükçekmece'de, İkitelli'de çoğunu kahvelerde bulduğumuz gençlerin ilk söylediği 'yasadan daha önemlisi kafaların değişmesi' oldu.

'NERELİSİN?' DİYE SORULMASIN!
Fotoğraf çektirmeyen A.Ç ile Z.B, 'Bir gazeteye bile konuşmaya korkuyoruz. Bizim halimizi düşünün!' dediler.

A.Ç (Fotoğrafçı -Yaş: 29): Mardinliyim, ailem 19 yıldır İstanbul'da. 16 yaşındaki kardeşimin kötü işler yapmasından korkuyorum. Dizginlemeye çalışıyorum. Devlet diyor ki, 'Bana karşı gelmeyin de ne pislik yaparsanız yapın!' Kanarya'da polisin giremediği sokaklar var. Oralara neden müdahale edilmiyor?

Z. B.(İşsiz- Yaş: 28): Eline iki kuruş geçsin diye her suçu işleyecek o kadar çok genç var ki! İş başvurusuna gittim sanayiye, 'Nerelisin?' diye sordu. Muşluyum deyince teşekkür edip gönderdi. 7-8 aydır işsizim. 'Nerelisin?' sorusundan nefret ediyorum. Önce bunu yasaklasınlar.

İrfan Kanat (İşsiz-Yaş: 29): Erzurumluyum, 5 yıldır buradayım. Kürt sorununun çözüleceğine dair çok umutlu değilim ama ABD devrede olduğu için çözülebilir. Bizim en büyük sorunumuz işsizlik değil. Bizim sorunumuz daha çok kültürel haklar.

Cem Kanca (Serbest meslek-Yaş: 30): Kürt gençliği hiçbir zaman apolitik olamaz. İnsanlar gün geçtikçe hırçınlaşıyor. Kürt genci varoşlarda rahattır, şehir merkezinde kendini kötü hisseder. Yasaların değişmesi önemli değil, kafaların değişmesi lazım.

Fahrettin Kanat (Serbest meslek-Yaş: 25): Çözüm için adım atılmazsa gençler daha radikalleşir. Dedem PKK deyince 'terörist' derdi. Torunlarıysa farklı düşünüyor.

Ferhat Genç (Lokal işletmecisi-Yaş: 30): Erzurum'dan geldiğimde bebektim. Hükümetin attığı adımları yetersiz buluyorum. Kafanızı çevirdiğiniz yerde bir Kürt gencini uyuşturucu satarken görebilirsiniz. Bunun da bir devlet politikası olduğunu düşünüyorum.

Sefa İpek (Tekstil çalışanı - Yaş: 25): Ailem Diyarbakır'da, ben ağabeyimin yanındayım. Sorunun çözülebileceğine inanmıyorum. Konuşuluyor olması bir teselli sadece. Artık Kürt gençler bu soruna eskisi gibi bakmıyor.

Kemal Genç (İkitelli Sosyal- Kültür-Dayanışma Derneği Başkanı): Öfkeli olduklarını görmemek için kör olmak lazım. 30 yıllık savaşın izleri bunlar. İstanbul'daki 3 milyon Kürt nüfustan söz ediyoruz. Örgüt çok güçlü olsa da bu kadar nüfusu ve genci kontrol etmek çok ama çok zor...

Komşu evimizin yanına Berlin Duvarı inşa etti
BEN ve birçok arkadaşım KCK operasyonu kapsamında gözaltına alınmıştık. O sırada Halkalı'da askeri aracı hedef alan saldırı oldu. KCK diye alındık bomba nedeniyle de soruşturulduk. 20 yıldır yaşadığım bölgede herkesin 'Bak katil bu!' dediği bir adam haline geldim, hedef gösterildim. Polisin servis ettiği bilgiyi hiç araştırmadan canlı yayın yapan basın, bizim hedef gösterilmemizin baş sorumlusudur. 22, 18 ve 13 yaşlarında 3 çocuğum var. Türk arkadaşları çocuklarımla ilişkiyi kesti. İşlerim de kötüye gitti. Komşumuz evimizin yanına Berlin Duvarı gibi bir duvar inşa etti.

Köylerinden atılıp çöplüğe sürüldüler
KÜRT sorununun çözümünde başka bir dili konuşan ve seslerini duyurmaya çalışan entelektüel Kürt gençleri, düşüncelerini anlattı.

İRFAN AKTAN (Gazeteci): Hınç sorunun yeni versiyonu
VAROŞLARA sürülmüş, elinden geleceği alınmış, babasının annesinin şiddete uğradığını, öldürüldüğünü gözleriyle görmüş olan çocukların hıncı aslında Kürt sorununun önümüzdeki versiyonu olacak. Örgüt silahlı mücadeleyi bırakıp evine dönse bile, devlet ciddi demokratik adımlar atsa bile varoşlardaki Kürt göçmenler ile ilgili çok ciddi bir çalışma yürütmek gerekiyor. Kandil'deki sorunu çözmek İstanbul'daki sorunu çözmekle aynı anlama gelmiyor. Bu insanlar zorla köyü yakılarak, tedhiş ve şiddetle köyünden atılıp şehrin çöplüklerine sürüldü.

AYDIN ORAK (Tiyatrocu): Tek yol, savaşma konuş
PKK'NIN yöneticileri dahi günümüzde şiddetin, silahın çözüm olamayacağını söylüyor. Kürtçe sanat, tiyatro yapan bizler de halklar arasındaki iletişimin, köprünün sanat üzerinden kurulabileceğini söylüyoruz. Toplumsal barışın hayata geçeceği tek unsur sanattır diye düşünüyoruz. Sanat şiddete karşı bir şeydir. Bu sanatı biz operasyonların yapıldığı Cizre, Hakkari, Yüksekova'da icra ediyoruz.

EROL BERHUDAN (Şarkıcı): Kasetleri tezekte saklardık
DEVLETİN ve birtakım güçlerin işine geldiği için şiddete başvuruluyor. Halk, sanatçılar, aydınlar, Kürt halkı şiddetten yana değil. Yaptığım müziğin sözlerini Türkçeye çevirmiş olsam, barıştan, sevgiden, aşktan yana olduğunu göreceksiniz. Şiddetten yana tek kelime yok. 27 yaşındayım. Çocukluğumda Kürtçe kasetler tezeklerin içinde saklanıyordu.

Sayfa Yükleniyor...