Akdoğan: Ses çıkarmayıp susalım mı?

Suriye politikası konusunda Türkiye’ye yapılan eleştirilere tepki gösteren Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, “200 bin insanı öldüren bir rejime ses çıkarmayalım, susalım mı? Doğru olan neyse onu yapmak zorundayız” dedi.

Akdoğan: Ses çıkarmayıp susalım mı?

ANKARA- Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, TRT'nin Antalya'nın Kemer ilçesinde düzenlediği "2014 Uluslararası Medya Eğitim Programı"nda konuşma yaptı.

TRT’nin önemine vurgu yapan Akdoğan, “TRT çok önemli, tecrübeli kadroların yetişmesine vesile oldu. Bu kişiler, bugün onlarca özel radyo televizyon kanalının kurulmasına öncülük etti” dedi.

Akdoğan, bazı yayın organlarının zaman zaman toplumsal sorumluluğu arka plana ittiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kamusal duyarlılık arka plana düşebiliyor. Reyting kaygısı ön plana çıkabiliyor. Burada toplumsal değerler, gençlerin, çocukların kişisel, ruhsal gelişimi, milli manevi değerlerin dikkate alınması...

Bazen bunlarda bir özensizlik yaşanabiliyor ama TRT bütün bunlarda da daha sorumlu bir anlayışla yayıncılık yapmak durumunda."

'de dijital yayıncılıkla ilgili çalışmaların devam ettiğini bildiren Akdoğan, şöyle konuştu: "Analog yayıncılığı tamamen sona erdireceğiz ve dijital yayıncılık sayesinde hem kanal sayıları artacak hem yüksek çözünürlüklü yayınlar olacak hem tablet ve dizüstü bilgisayarlarla televizyon yayınları izlenebilecek. Aynı zamanda bazı bantların ayrılmasıyla 4. nesil GSM servislerine tahsis yapılacak. Daha kaliteli GSM hizmetleri yürütülebilecek, böylece AB standartlarına uyum konusunda da önemli mesafe kat etmiş olacak."

Türk dizi filmlerinin Ortadoğu'da, Balkanlar'da tercih edildiğini, yayıldığını ve izlendiğini anlatan Akdoğan, "Artık Türkiye'nin bölgesel bir aktör olmaya başladığını görüyoruz. Bunlar memnuniyet verici şeyler" dedi.

Türkiye’nin 1.5 milyon kişiye kapılarını açtığını hatırlatan Akdoğan, şöyle konuştu:

“Şimdi birileri konuşup duruyor. 10 mülteciyi kabul etmek için günlerce hesap yapan ülkeler Türkiye'ye akıl veriyor. Türkiye, 1,5 milyon insana kucağını açtı, 5 milyar dolara yakın kaynak harcadı. Birileri bunu da eleştiriyor Türkiye içinden. (Siz kendi ülkenizin imkanlarını niye başka ülkelerin vatandaşlarına harcıyorsunuz ) diye. İşte onlar da bunu anlayamıyorlar. Ahlaki duruş, vicdani duruş, insan olmanın gerekliği nedir bunu anlayamadıkları için Türkiye'de bunu eleştirenler de zaman zaman oluyor. Biz bunu yapmazsak, o utançla yaşayamayız. Mazlumun, mağdurun kimliğini sorgulayamayız. Hangi etkin kökenden, mezhepten, bunu sorgulayarak hareket edemeyiz."

Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmeyi hedeflediğini vurgulayan Akdoğan, "Ama bizim şu anda ilk 3'e girdiğimiz bir konu var; o da insanı yardım. O kadar zengin bir ülke değiliz, petrol kuyularımız yok ama yüreği geniş, kalbi zengin, güçlü bir ülkeyiz" diye konuştu.

Hükümeti devirmek için her yolun denendiğini ancak başarılı olunamadığını kaydeden Akdoğan, "Halk sizin yanınızdaysa hiçbir dış güç, küresel güç, hangi aracı kullanırsa kullansın size en ufak bir zarar veremez. Milletimiz emanetine sahip çıktı, demokrasiyi korudu. Türkiye gerçekten 2023 hedeflerine doğru kararlı ve emin adımlarla yürüyor" ifadesini kullandı.

Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecine de değinen Akdoğan, "Biz girmek için ne yapmak gerekiyorsa onu yapalım arkadaş. Ondan sonraki onların kararıdır. İster alırlar, ister almazlar. (Önemli olan bu dönüşümü gerçekleştirmektir) dedik. Bu konuda Türkiye gerçekten çok önemli performans ortaya koydu. Katılım müzakereleri başladı, ondan sonra bir su kaynatma durumu olduğunu gördük. Bu sefer ayak diremeye başladılar" dedi.

Sınır sorunu olan, ikiye bölünmüş Kıbrıs'ın AB'ye kabul edilmesinin kabul edilebilir bir tarafının bulunmadığını kaydeden Akdoğan, Güney Kıbrıs'ın AB'yi "parmağında oynattığını", Türkiye'nin AB'ye girmesine engel olmaya çalıştığını savundu.

Türkiye'nin tam üye olmasıyla AB'de dengelerin değişeceği yönünde bazı ülkelerin kaygıları bulunduğunu ifade eden Akdoğan, bu nedenle bazı siyasi zorluklar çıkarılmaya başlandığını dile getirdi.

Akdoğan, "Buna rağmen biz bu ilişkiyi aynı kararlılıkla devam ettiriyoruz ama haksızlıklara eyvallah ederek değil" dedi.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın kendi halkına zulüm etmeye başlamasıyla birlikte Türkiye’nin buna tavır aldığını dile getiren Başbakan Yardımcısı Akdoğan, "Bazıları diyor ki (niye Türkiye yüksek ses çıkartıyor). Yani çıkarmayalım mı? 200 bin insanı öldüren bir rejime ses çıkarmayalım, susalım mı? Biz bunu yapamıyoruz, bunun siyasi sıkıntıları olabilir ama doğru olan neyse onu yapmak zorundayız" diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...