AKP ve CHP 'darbede' uzlaştı

27 Mayıs'ın 50. yıldönümünde hükümet ve muhalefet kanadından darbeye tepkiler yükseldi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç 27 Mayıs'ı karanlık gün olarak nitelerken, Kemal Kılıçdaroğlu 27 Mayıs'ı yapanların bugün utandığını söyledi.

27 Mayıs 1960'ta gerçekleşen askeri darbenin üzerinden tam 50 yıl geçti ve bugün hükümet ve muhalefetten değerlendirmeler geldi.


Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Arınç, şu açıklamayı yaptı:

''Ben o tarihte, orta okul son sınıftaydım, 12 yaşındaydım ama bu darbenin ne olduğunu, ne amaçla yapıldığını, ne getirip ne götürdüğünü yıllar sonra fark ettim. Bu çok acı bir olaydı. Milletin seçtiği meşru bir hükümet bir darbeyle alaşağı edilmişti. Bu çok büyük bir suç ve ayıptı. İkincisi bu hükümet çok ağır suçlarla suçlandı, çok özel suçlarla, çok ciddi iddialarla suçlandı, başta cumhurbaşkanı ve başbakan olmak üzere. Hatta insanın yüzünü kızartacak çok gayri ciddi şeylerle suçlandılar ama adil bir yargılanma yapılmadı.

Yüksek yargıçlar denilen kişiler Salim Başoğlu'ndan Ömer Altay ve Egesel'e ve arkadaşlarına kadar karar ve yaptıkları yargılamanın tek bir özeti vardı. 'Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor' diyorlardı. Verdikleri karar, yüz kızartıcı bir karardır, hukuk adına bir cinayettir. Üçüncüsü, bu kadar yargılanan insanlardan sadece üçü idam edildi, Menderes, Polatkan ve Zorlu. Diğerleri bir şekilde ya yaştan ya da başka sebeple kurtuldu. Keşke idam olmasaydı, çünkü siyasi bir suçun karşılığı hiçbir zaman idam olmamalıdır.

Hala 'de çok az sayıda da olsa, mesela Tansel Çölaşan gibi, 27 Mayıs'ı bir bayram günü kabul eden ve bundan büyük bir sevinç duyan çok az sayıda insan da var.

Milyonlarca kişi, 27 Mayıs'ı kara bir gün, kara bir dönem olarak hatırlıyor. O günlerden bu günlere çok az sayıda insan kaldı ama darbeyi yapanlar ve darbenin etkisinde kalarak meşru hükümetin başında olanları idam edenler, Türk milleti tarafından hiçbir zaman saygıyla anılmadı. Onlar hep kötülendi ve lanetlendi.

Hatta o kararı verenler sokağa çıktığı zaman kimseden selam bile alamadı ve hatta bir bakkal dükkanına girdikleri zaman istedikleri bile karşılanmadı. 'Ben bir katile ekmek veremem' diyen bakkalları hatırlıyorum. Menderes ve Demokratik Parti'nin devamı olduğunu iddia eden, samimi olmasa bile bunu ifade eden pek çok siyasetçi işbaşına geldi, partileri iktidar oldu. Menderes ve dönemini kötüleyen siyasetçiler ise 60 seneden beri iktidar yüzü göremiyor. Menderes sevgisi ve Menderes'e duyulan hayranlık, Demokrat Parti'nin özgürlük, milli irade anlayışı bugün bile Türkiye'de canlılığını, heyecanını devam ettiriyor. Menderes, Özal ve Erdoğan çizgisinin Türkiye'de önemli bir çizgi olduğunu da herkes söylüyor ve buna inanıyor.

Geçmişteki o karanlık günü minnetle, şükranla anmak mümkün değildir. Öyle günleri, anları hiçbir zaman Türkiye artık hatırlamayacak. Türkiye demokratikleşti, özgürleşti, artık darbeler, muhtıralar gece vakti, gündüz vakti yapılanlar ancak milletten nefret alıyor.''

KILIÇDAROĞLU: ASKERİ DARBELER SAVUNULAMAZ
27 Mayıs'da dönemin Başbakan'ı Adnan Menderes ve iki bakanın idam edilmesiyle son bulan darbeye karşı bir çıkış da CHP'nin yeni lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan geldi.

Radikal gazetesi Ankara Temsilcisi  Murat Yetkin'e röportaj veren Kılıçdaroğlu, darbeyi yapanların bugün utandığını belirterek "Askeri darbeler kesinlikle savunulamaz" dedi.

Kılıçdaroğlu, "Size kurultay konuşmasında, askerlerin siyasete müdahalesine karşı bir tutum sergilemedi eleştirisi yapıldı. Darbelere, darbe girişimlerine karşı bir şey söylemediğinize vurgu yapılıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Darbeler hep CHP iktidara yakın olduğu dönemlerde yapılmıştır ama fatura CHP’ye çıkarılmıştır. 27 Mayıs’ı yapanlar bugün utanıyorlar. Askeri darbelere karşıyız. Askeri darbe kesinlikle savunulamaz. Ortak paydada uzlaşmamız lazım. Belli doğrular ortak payda olmalı. Örneğin demokrasi, hukukun üstünlüğü, güçler ayrılığı, insan hakları, medya özgürlüğü gibi. Artık bunu sağlamalıyız. "

Sayfa Yükleniyor...