‘AKP’ye karşı en güçlü adayda birleşin’

DSP’li Recai Birgün, tüm partilere ‘AKP’ye karşı güçlü adayda’ birleşme çağrısı yaparak, “Bu formülle yerel yönetimleri iktidarın elinden alır, tabiri caizse iktidarın kolunu, bacağını budayıp güçsüz bırakırız” dedi.

‘AKP’ye karşı en güçlü adayda birleşin’

Yerel seçimler için aday gösterme süresi sona ererken DSP İzmir Milletvekili Recai Birgün’den yalnızca CHP’ye değil tüm siyasi partilere yönelik bir çağrı geldi. CHP ile DSP’nin ortak aday belirleme çabalarının sonuçsuz kalmasının ardından DSP bugün İzmir adayını da açıkladı. DSP Milletvekili Birgün ise, AKP iktidarının iktidardan demokratik yollardan uzaklaştırılması için ilk adım olarak belediye seçimlerinde ittifak önerdi. DTP dışında tüm siyasi partilere AKP adaylarına karşı en güçlü aday etrafında birleşme çağrısı yapan Birgün, Saadet Partisi’nin de ittifakta yer almasını istedi.

DSP İzmir Milletvekili Birgün, NTVMSNBC’ye yerel seçimler öncesi başlattıkları girişimi anlattı.

AKP’NİN KOLUNU BACAĞINI BUDAYIP GÜÇSÜZ BIRAKABİLİRİZ
“Biz aslında 2002 yılından beri AKP iktidarının zihniyetinden bahsediyoruz. AKP iktidarının zihniyeti derken de yerel yönetimleri rant edinme yeri, iktidarı da rant elde etme yönetimi haline getiren zihniyeti kastediyoruz. ’deki mevcut siyasi partiler maalesef 2002 yılından beri tek başlarına bir alternatif oluşturamadılar. Her seçimde halkı seçeneksiz bıraktılar, halk da mecburen tek parti, güçlü parti, iktidar partisi olarak AKP’ye yöneldi. Biz 2007 genel seçimlerinde de böyle bir işbirliğinin olması gerektiğini söyledik. Çünkü AKP’nin Türkiye’yi götürdüğü noktadan rahatsızız. Siyasi partilerin mevcut durumuyla mücadele etmesinin zorluğu ortada. Ama partiler, parti ve siyasi görüş ayrımı gözetmeksizin AKP iktidarına karşı eğer illerde, ilçelerde, beldelerde en güçlü aday etrafında birleşirlerse ilk önce yerel yönetimleri iktidarın ellerinden alır. Tabiri caizse, iktidarın kolunu, bacağını budayıp güçsüz bırakır.

YEREL SEÇİMLERDE İŞBİRLİĞİ DAHA KOLAY
AKP’nin iktidardan demokratik yollardan uzaklaştırılmasının birinci adımı yerel yönetimlerde AKP’nin sahip olduğu belediyelerin el değiştirmesinde görüyoruz. Türkiye’de artık 2002’den sonra sağ-sol ayrımı yapmanın mümkün olmadığını biliyoruz. Bu nedenle siyasi partilerin güçlü aday etrafında birleşmesi durumunda AKP’nin elindeki yerel yönetimlerin çoğunun alınacağına inanıyoruz. Böylece AKP’yi biraz daha zayıflatmak, önümüzdeki genel seçimlerde bu yenilgiyle yıpratmak istiyoruz. Yerel seçimlerde bu işbirliğinin çok daha rahat yapılabilir. Genel seçimlerde zor olsa da yerel seçimlerde adayların kimlikleri, dürüstlükleri, ahlaki yapıları göz önüne alınarak parti gözetmeksizin onun desteklenmesi uğraşını veriyoruz. Umarız bunda da başarılı oluruz.

DTP’Yİ DEVRE DIŞI TUTUYORUZ
Girişimimiz MHP, Anavatan, Demokrat Parti’yi bütün partileri kapsayan bir girişim. DSP olarak biz bu açılımı Ecevitlerin tavsiyesi ve yol göstermesiyle hep savunduk. Ama sadece solda bir işbirliği gibi algılanmaya çalışıldı. Kesinlikle sağlı sollu bütün siyasi partilerin güçlü aday etrafında birleşmesi gerekir. AKP ile ancak bu şekilde mücadele etmek mümkün. Tabii Saadet Partisi’ni de buna katmak mümkün. DTP’nin kendi kimliğinden kaynaklanan bir sıkıntı var. DTP halkın partisinden çok etnik bir parti kimliğinde olduğu için onu devre dışı tutuyoruz. Ama Saadet Partisi’nin de bu süreçte bu yapının içinde olabileceğini düşünüyorum.

HİÇBİR ŞEY İÇİN GEÇ KALINMIŞ DEĞİL
Biz mevcut partilerin işbirliği gerçeğini gördüğünü ve bir adım atacağını bekliyorduk ve son ana kadar bu tavrımızı da koruduk. Gördük ki partilerin başında bulunan genel başkanlar bu gerçeği görmelerine rağmen bu adımları kendi siyasi partilerinin çıkarı adına görmezden geldiler. Gerekli adımları ısrarla atmadılar. Ama hiçbir şey için geç kalınmış değildir. Başlattığımız harekette eğer lider vasfı kazanmamış genel başkanlar buna direnirlerse milletvekillerinin bunu baskı altına almasını, o da olmazsa yerel yöneticilerin, oda olmazsa adayların bizatihi kendilerinin bu özveride bulunmaları gerektiğini, oraya kadar bu işin gidebileceğini söyledik. Bu sadece partilerin alacağı kararlarla alakalı bir şey değildir. Adayın kendisi güçlü aday lehine çekilebilir. Çünkü yerelde hangi adayın kazanacağını aslında o ilde, ilçede, beldede adaylar bilirler. Böyle bir hareket yoğunlaşırsa buna direnen partilerin adayları kaybedecekler çünkü toplum ve kamuoyu baskısıyla güçlü aday sandıkta desteklenecektir. Doğrusu girişimimize olumlu tepkiler fazlasıyla var. Umutlu musunuz? derseniz ben umudumu hiçbir zaman kaybetmedim. Her zaman bir çıkış yolu olduğuna inanan birisiyim. Biraz kafalarda soru işareti uyandıracaksa bu hareket onun bile yeterli olduğunu düşünüyorum. AKP zihniyetinden bu ülkeyi kurtarana kadar bu hareket devam etmeli.

DESTEKLEMEZLERSE DE FİKRİMİZDEN VAZGEÇMEYİZ
İstanbul’la ilgili olarak girişimimiz Ahmet Vefik Alp’in şahsiyetine, kimliğine karşı bir tepki değildi. Biz işbirliği ikazını önce kendi partimizde yapmak istedik. “Gelin güçlü aday CHP’nin adayıdır. Biz de onu destekleyelim.” dedik. Bu açıklamadan sonra bizim bu çıkışımızı destekleyen partilerin milletvekillerinin de bu ikazı kendi partilerine yapmalarını bekledik. Örnek vermek gerekirse Eskişehir’de sayın Büyükerşen’e, Ordu’da Seyit Torun’a, Ankara’da Karayalçın’a karşı aday çıkarılmaması gibi diğer partilerden bu desteği görmedik. Sonuçta bizim bu girişimimizden en çok da CHP’liler memnun kaldılar. Ama onlar desteklemiyor diye bu fikrimizden vazgeçmeyeceğiz. Doğrular her zaman doğrudur. Karşı tarafın tavrı bizim doğru bildiğimiz tavrı etkilememeli diye düşünüyoruz. Partilerin üst yönetimleri bir kaç puan oylarını artırmak uğruna Türkiye’nin geleceğini riske atıyorlar. Buna dikkat etmek gerekiyor.”

Sayfa Yükleniyor...