'Ankara'dakiler kaza değil cinayet'

Ankara’da dün iki patlama dehşeti yaşandı. İki patlamada toplam 17 kişi yaşamını yitirdi. 'Kaza' nitelemesine ciddi itiraz var; yetkilierden gelen açıklamalar ve ortaya atılan iddialar da bu itirazı haklı çıkarır nitelikte.

'Ankara'dakiler kaza değil cinayet'

Ankara sanayi bölgesinde dün meydana gelen iki patlama 'işçi sağlığı ve iş güvenliği' tartışmalarını bir kez daha gündeme getirdi. DİSK’ten, 'torba yasa' protestosunun haklılığının patlamalarla ortaya çıktığı açıklaması geldi.


7 kişinin öldüğü ilk patlamanın olduğu iş yerinin işletme belgesinin olmadığı Bakan Dinçer tarafından açıklanırken, daha büyük yıkıma neden olan ikinci patlamayla ilgili iddialar da dikkat çekici.

10 kişinin öldüğü ikinci patlamanın olduğu iş yerinin, tiner ve boya imalatı yaptığını ancak torna ruhsatına sahip olduğu açıklandı. Vatandaşlardan da, iş yerinde kaçak mazot üretildiği iddiası geldi.

, dün, bilançosu gece geç saatlere kadar netleşmeyen kabus dolu bir gün yaşadı.

'İŞ KAZASI DEĞİL İŞ CİNAYETLERİ'
DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, ‘torba yasa’ protestosunda yaşananları konuşmak için geldiği NTV Ana Haber’de, iki patlamanın, dünkü eylemlerinde ne kadar haklı olduklarını ortaya koyduğunu söyledi.

"'Torba yasa’ ve bu yaşananlar aynı noktaya çıkıyor. Birebir ilişkili. Türkiye’de iş kazalarında Avrupa’nın birinci, dünyanın ikinci ülkesiyiz. Günde ortalama 3 kişi ölüyor. Başbakan 3 çocuk istiyor ya, yedekleri hazırlıyor galiba...

'Torba yasa'da ne var: İş müfettişleriyle ilgili daha önce genelge yayınlandı. Denetim yetkisi müfettişlerden alınarak, uzman olmayan memurlara bırakıldı. Bu genelge iptal edildi ama şimdi ‘torba yasa’nın içinde. Yaşanan iş kazalarının bütününde, işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin denetimlerin yapılmaması, yönetmeliklerin uygulanmaması, esas uzman olan müfettişlerin devre dışı bırakması gerçeklikleri var.

Bu, ‘torba yasa’ya neden karşı çıktığımız noktasında bir örnek. Bir örnek daha; yeni çıraklık yasası ve stajer işçi uygulaması. Daha önce 20 işçi çalıştıran yerlerde stajer işçi uygulaması vardı bu şimdi bu 5 işçiye düşürülüyor.

'Vakit erken ve bunlardan dönmek gerekiyor dedik' ve üzülürek söylüyorum ki patlamalar denk düştü; bir uyarı oldu. Bunlar artık iş kazasından çıktı, iş cinayetlerine dönüştü."

"KABUL EDİYORUM, YAPMAMIZ GEREKENLER VAR"
Ankara’daki iki patlamaya ev sahipliği yapan OSTİM’in Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın’ın NTV’ye yaptığı açıklama da, Süleyman Çelebi’yi haklı çıkarır nitelikteydi:

"OSTİM’de firmalar kendi denetimlerini yapıyorlar. Ama alınan tedbirlere rağmen bu tip sanayi bölgelerinde ön görülemeyen olaylar gerçekleşebiliyor. İş güvenliği konusunda yapmamız gereken şeyler olduğunu kabul ediyoruz."

Orhan, ikinci patlamayla ilgili  yaptığı açıklamada, "Kaçak atölyeler değil ve öyle bir ihtimal yok. Çok nitelikli, tüm dünyaya mal satan firmalar bunlar. Her şeyi tam olan firmalar ama böyle bir olaya yaşandı" ifadelerini kullandı.

DİNÇER: İŞLETME BELGESİ YOK
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçerden de, OSTİM'de Mega Center adlı bir iş yerinde meydana gelen patlamaya ilişkin (ilk patlama), ''İşletmenin işletme belgesinin olmadığını öğrendim'' açıklaması geldi.

Bakan Dinçer, ilk tespitlerine göre iş yerinin birkaç yıl önce taşındığını bildirerek, ''Biz 2007 yılında denetim yapmışız. Bazı tespitler görmüşüz, ama onlar insan hayatını tehlikeye atacak tespitler değil.

Nedenine ilişkin bir tespitte bulunmadık. İncelemelerimiz devam ediyor. Yine işletmede bir eksiklik olarak, işletmenin işletme belgesinin olmadığını öğrendim. Gerekçelerini, sebeplerini inceliyoruz.

İnsanlarımızın hayatını kaybetmiş olması büyük üzüntü kaynağı. Çok sayıda yaralılarımız var. İş sağlığı ve güvenliği, önce insanın kendi sağlığını ciddiye almasıyla olabilir. Biz yapısal ve teknolojik tedbirleri alsak bile, eğer insanlar kendi hayatlarını önemsemiyorlarsa bu çok büyük bir zafiyettir'' diye konuştu.

Sayfa Yükleniyor...