Erdoğan: Arena isimlerini stadyumlardan kaldıracağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Arena isimlerini stadyumlardan kaldıracağız. Bizim dilimizde böyle bir şey yok'' dedi.

Erdoğan: Arena isimlerini stadyumlardan kaldıracağız

Cumhurbaşkanı , 'da Kasımpaşa Stadyumu'nda ÖNDER İmam Hatipliler Derneği'nce düzenlenen "İmam Hatip Gençlik Buluşması"nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, bu yıl ikincisi düzenlenen etkinlik vesileyle gençlerle beraber olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği'nin yöneticilerine, mensuplarına, katkı veren kurum ve kuruluşlarına şükranlarını sunan Erdoğan, "Her şey çok net, sen de gel durma" sloganıyla "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" anlayışıyla geleceğe yönelik aidiyet duygularını paylaşmayı hedefleyen bir Cumhurbaşkanı olarak geleceğin ve programın hayırlı olması temennisinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu coşkulu atmosfer, gençlerin heyecanının programın hedefine ulaşacağını gösterdiğini ifade ederek, "Siz gençlerimizin gözlerindeki şu muazzam parıltıyı görüp de duygulanmamak mümkün mü? Şu gençlikle bir araya gelip de gurur duymamak mümkün mü?" diyerek dua etti.

Allah'tan, bu geceden itibaren kalkılacak sahurların, yarından itibaren tutulacak oruçların, eda edilecek namazların ve okunacak Kur'an-ı Kerimlerin hürmetine, ülkeyi, milleti, tüm Müslümanları ve insanlığı her türlü zulümden, zilletten muhafaza etmesi temennisinde bulunan Erdoğan'a katılımcılar da "Amin" diye karşılık verdi.

Erdoğan, imam hatip okullarının temelini atanlar başta olmak üzere on yıllardır bu okulların kuruluşunda, gelişmesinde, sayılarının artmasında emeği olanlara teşekkür ederek, yaşamı yitiren öğretmeleri, yöneticileri ve destekleriyle bu müesseseleri yaşatan hayırseverlere rahmet diledi.

Tek parti döneminde kapatılan bu okulları tekrar açan merhum Başbakan Adnan Menderes'e ve dönemin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri'ye Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, son nefesine kadar imam hatip okullarının kök salması için mücadele eden büyük dava, ilim ve gönül insanı Mahmut Celaleddin Ökten'i de yad etti.

"HİÇBİR KAZANIMIMIZ BİZE ALTIN TEPSİDE SUNULMADI"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu büyük davaya gönül veren, katkı sunanlara şükranlarını sunarak, gençlere şöyle seslendi:

"Bugünlere kolay gelmedik. Sizleri üniversitelerin kapılarından çevirdiler. Fakat sabrettik, sabrettiniz. Unutmayın, sabreden kimse zafere ulaşır. Bu sabrın sonunda hamdolsun, bütün okullar kapatılmıştı, 600 binden 60 bine indirilmişti. Fakat şimdi devran değişti. Artık isteyen istediği okula, istediği gibi katsayılar kalktı gidebiliyor mu Sizden bundan sonra başarı bekliyorum. Rekabetçi olacaksınız. İlimde, irfanda rekabet istiyorum. Onun için de gayretlerinizi çok önemsiyorum. Unutmayın, başarılarınız bizim iftihar vesilemiz olacaktır. Omuzlarında Fatih'in emanetini taşıyan şu gençliğin Asım'ın neslinin yetişmesi için gerçekten çok emek verildi. Uzun yıllara sarih çileler, baskılar ve mücadeleler sonunda bugünlere geldik. 4 çocuğu imam hatipten mezun olmuş bir baba olarak okulların kapısında anne baba olarak bizler de çok çile çektik. Ama hamdolsun bunlar aşıldı. Emin olunuz hiçbir kazanımımız bize altın tepside sunulmadı. Başardığımız her şey önce Allah'ın yardımına, sonra davamıza olan bağlılığımıza, verdiğimiz samimi mücadeleye ve bu yolda yaptığımız fedakarlıklara borçluyuz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünlere adeta tırnakla kazınarak gelindiğini belirterek, imam hatiplerin samimiyetle ve sabırla yürütülen kutlu mücadelenin en güzel meyvesi olduğunu, bu okulların tarihinin milletin son bir asırda yaşadıklarının bir özü ve özeti gibi olduğunu söyledi.

Milletin hangi badireleri aşarak bugünlere geldiğini öğrenmek isteyenlerin ilk bakacakları yerlerden birinin de imam hatip okulları olması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, bu okulların harcının çimentoyla, kumla değil asıl çekilen çileyle, özveriyle, yapılan fedakarlıkla yoğrulduğunu kaydetti.

Erdoğan, bu okulların duvarlarının her bir tuğlasında alın teri, samimiyet, halis niyet ve inanç olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İşte bunun için imam hatipler bu milletin gerçekten halis niyetiyle oluşturduğu kurumlardır. Bu okulların sahibi 7'den 70'e milletimizin ta kendisidir. Hal böyleyken dün olduğu gibi bugün de kimi çevreler ısrarla bu okulları karalamaya çalışıyor. Her eğitim öğretim döneminin başında birileri hala ısrarla, yalan yanlış haberlerle, olmadık iftiralarla imam hatiplere olan ilgiyi gölgelemeye çalışıyor. Neden, niçin Bırakın rekabetse rekabet olsun. Başı açık kızım da başı örtülü kızım da hepsi üniversite yolunda rekabet etsinler, yarışsınlar. Önlerini tıkamayın. Eğitim öğretimde özgürlüğün önüne kimse geçemez. Biz var oldukça ülkemizde bunun önünü kimse tıkayamayacaktır. Onun için de sizlerden gayret istiyorum. Sizler gayrette bulunacaksınız."

Erdoğan, geçmişte bu tür yollara başvuranların tersine hiçbir zaman başkalarına dayatma içinde olmadıklarını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Milletimizin kılığına, kıyafetine, ibadetine, meşrebine olduğu gibi evlatlarının hangi okula gideceklerine de asla karışmadık. Mesleki eğitim sistemimizin tamamını felç etme pahasına imam hatiplere uygulanan ayrımcılık ayıbını unutmadık, unutmayacağız. 28 Şubat döneminin ürünü olan bu ayıbı, biz ortadan kaldırdık. Böylece öğrenci sayıları 600 binden 60 bine kadar düşürülmüş okullarımızın kapılarına vurulan zincirleri, millet olarak hep birlikte parçaladık. Bir asırdır yeşeren umutları yeniden canlandırdık. Milletimizin evlatlarını, değerleriyle, tarihiyle, kültürüyle yeniden buluşturduk. İmam hatiplerde yetişen nesil, ülkesi ve milleti için her türlü fedakarlığı göze alan, 15 Temmuz ruhunun ta kendisidir."

İmam hatipli demenin, "dinini, diyanetini, değerlerini en iyi şekilde öğrenen ve yaşayan", "ecdadını bilen, tarihine vakıf, mensubu olduğu milletin en ideal temsilcisi olmaya namzet" kişi demek olduğunu anlatan Erdoğan, "İmam hatipli demek, üstadın veciz ifadesiyle 'Zaman bendedir ve mekan bana emanettir şuurunda bir gençliktir.' İmam hatipli demek, 'Kim var diye seslenince sağına ve soluna bakmadan 'Ben varım' cevabını veren bir gençliktir" dedi.

Erdoğan, gençlere "Öyleyiz değil mi Bu şuurdayız değil mi?" diye sordu ve salondan "Evet" cevabını aldı.

İmam hatipli demenin, "ülkesine, vatanına, bayrağına, ezanına ve bunları temsil eden istiklal ve istikbal davasına öncülük eden, ona talip olan genç" demek olduğunu dile getiren Erdoğan, "Terör örgütleriyle, haksızlıkla, hukuksuzlukla, adaletsizlikle, şiddetle, meşru olmayan hiçbir işle imam hatipli asla yan yana gelmez, gelemez. İşte bunun için FETÖ gibi ihanet çeteleri, günümüzün haşhaşileri, bu kutlu çatı altında kendilerine istismar zemini bulamamışlardır" dedi.

"ŞİMDİ ARTIK BU ENGELLER YOK ÖNÜMÜZDE"

İmam hatip okullarının kurucusu Celalettin Ökten'in hatırasını aktaran Erdoğan, şunları anlattı:

"Celalettin Hocamız, kurucu müdür olarak görev yapacağı okula atanmasının ardından, kimi zaman elinde süpürgeyle temizlik, kimi zaman tamirat yapar, ardından da sınıfına geçip öğrencilerine ders verirdi. Kendisi Arapça, Farsça ve Fransızca'yı iyi derecede bilen, İslami ilimlerle beraber Batı bilim ve düşüncesine hakim bir hocamızdı. Bunun için hocamız, imam hatip okullarının müfredatına, dini ilimlerle birlikte fen derslerinin de konulması için büyük çaba harcamıştır. Fakat bu ülkeyi yönetenler, zannediyorlardı ki biz sadece Kur'an-ı Kerim, Arapça, Farsça, din dersi, fıkıh, hadis bunları okuyoruz. Yani bizim fizik, kimya, matematik, tarih, bunları okuduğumuzu filan bunlar bilmiyordu. Felsefe okuduğumuzu bunlar bilmiyordu. Onun için bize yasak getirdiler. Dediler ki 'Buradan aldığın diplomayla üniversiteye giremezsin.' Ne olacak Dediler ki 'Gideceksin bir de liseden diploma alacaksın.' Örneğin ben imam hatip diplomasıyla üniversiteye girmedim. Eyüp Lisesi'nden gittim bir de fark ders imtihanları verdim, halbuki o dersleri ben imam hatipte zaten okumuştum. Oradan da mezun oldum ve üniversiteye öyle girdim. Bu imam hatipliler ne çileler çektiler be. Bunu kimseye yaptılar mı Yapmadılar. Ama şimdi artık bu engeller yok önümüzde. Benim kendi evlatlarım... Boğaziçi Üniversitesine girecek puanı aldığı halde katsayı engeline takıldı, giremedi. Mecburen ben de çocuklarımı yurt dışına göndermek durumunda kaldım ve oradan mezun oldu. Bir tanesi evlatlarımın gitti, Harvard'ta masterını yaptı, öbür tarafta Johns Hopkins'te doktora. Büyük kızım aynı şekilde gitti, çok önemli üniversitelerden biri olan Berkeley'de master ve doktorasını yaptı. İşte bunlar imam hatipli."

Erdoğan, salondaki gençlerin de aynı şansa sahip olduğunu ifade ederek, "Evelallah bunları yapacak kabiliyette olduğunuza da inanıyorum. Bunu yapmalısınız. Hele hele şimdi proje okullarıyla beraber bu yarışın içinde olacaksınız, buna inanıyorum" diye konuştu.

"Bu yarışa var mıyız Varız" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türlü zorluklardan sonra açılan bu okulların yetim ve öksüz kalması için tek parti döneminin artığı bürokratlar, çok ciddi zorluklar çıkarıyordu. Nitekim Celalettin Hocamız kendi ifadesiyle 'Cehenneme seccade sermeyi reddettiği' için bir müddet sonra müdürlük vazifesinden alınmıştır. Bu süreçte birçok sıkıntıya göğüs geren hocamız, Allah ve ahlak demenin yasak olduğu o kara günlerde mücadelesine ısrarla devam etmiştir. İşte böyle bir birikime sahip Celalettin Hocamız, yaşadıklarını, 'Bu okulların açılması için çok mücadeleler verdik. Kimi zaman okul müfredatına yabancı dil, sosyoloji, felsefe, fizik, kimya gibi derslerin konulmasına karşı çıkan hocalarla uğraştık. Kimi zaman Arapça'nın ders olarak yer almasına karşı çıkanlarla, Kur'an-ı Kerim'in Türkçe tercümesinden ve Latin harfleriyle yazılan kitaplardan okutulmasını isteyenlerle mücadele ettik.' şeklinde anlatıyor. İmam hatiplerin, eğitim sistemimizin seçkin okulları haline dönüşmesinde işte bu vizyonun, bu mücadelenin çok büyük katkısı olmuştur. Merhum Bekir Topaloğlu Hocamızın, dönemin şartlarını anlatan bir hatırasını da hafızalara nakşedilmesi için tekrarlamak istiyorum. 1955'te İstanbul İmam Hatip Okulu -mezun olduğum okuldur- Vefa'da ahşap bir binada hizmet veriyordu. Orada da imam hatibe hazırlık kursuna gittim. Bir gün matematik öğretmeni Rasim Hoca, öğrencileri toplar ve onlara şunları söyler, 'Çocuklar, öğretmenler kurulu olarak toplandık ve sizleri tebrik etmeye karar verdik. Neden Şu okul bahçesinin dışından bahçemize sarkan meyve ağaçlarına günlerdir el sürmediniz. Yaklaşık 400 öğrenciden biriniz bile her gün altında oynadığınız halde o ağaçtaki elmalara dokunmadınız. Sizi bunun için tebrik ediyoruz.' Hamdolsun, helal, haram çok önemli. İşte bu gençlik Asım'ın nesli, inşallah midesine haram lokmayı koymayacak. İmam hatip öğrencisi, imam hatip nesli budur. İmam hatipli işte böyle kutlu, böyle temiz bir mirasın taşıyıcısıdır."

Erdoğan, imam hatiplerin 1 milyon 300 bin öğrencinin eğitim-öğretim aldığı, yurt içinde ve yurt dışında başarılara imza atan kurumlara dönüşmesinin, kendilerinden önceki dava adamlarının gayreti, azmi ve fedakarlığı sayesinde olduğunu belirterek, gençlere, şöyle seslendi:

"Sevgili gençler; işte biz böyle bir mücadelenin, böyle bir direniş geleneğinin içinden geliyoruz. Hak mücadelesini, millet mücadelesini yeni mücadelesini, imam hatip okulları mücadelesini, işte böyle meşru, böyle kutlu bir zeminde verdik, veriyoruz. Tabii bunu söylerken burada bir şeyi ifade etmeden geçemeyeceğim: Asla imam hatip nesli derken diğer fen, Anadolu, düz lise bunlardan imam hatipleri ayırt etmek gibi bir şey söz konusu değil. Bu hitabım aynı zamanda onlaradır. Çünkü onlarla da birçok platformlarda bir araya geliyoruz, bu hitabımızı orada da tekrarlıyoruz."

"ARENALARA KARŞIYIM"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, arena ifadesine karşı olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"Arena değil, burası stadyum. Arenalara karşıyım. Arenalarda neler yaptıklarını geçmişte biliyorsunuz değil mi? İnsanları kimlere parçalatırlardı, malum. Biz arenalara karşıyız ve bakana da talimatı verdim, arena isimlerini stadyumlardan kaldıracağız. Ne demek arena? Bizim dilimizde böyle bir şey yok. Açın arena kavramına, manası, anlamı nedir ona bakın. Öyleyse böyle bir şey olamaz."

Karşısındaki gençliği "Asım'ın nesli" olarak gördüğünü dile getiren Erdoğan, "Karşımda özellikle geleceğin annelerini görüyorum. O ulvi makamın temsilcilerini görüyorum. Cennetin ayakları altına serildiği anneler. Sizin makamınız çok yüksek" dedi.

Sözlerine "Az önce Sayın Başkana da söyledim, 'Bugün erkekten çok kızlarımız var' dedim. Onu da anlayamadım tabii. İnşallah bir dahakinde bu açığı kapatırız" şeklinde espri yaparak devam eden Erdoğan, İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;/Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem./Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım!/Boğamazsam da hiç olmazsa yanımdan kovarım./Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;/Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam./Doğduğumdan beridir, aşıkım istiklale;/Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!/Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum /Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!/Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,/Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!/'Adam aldırmada geç git', diyemem aldırırım./Çiğnerim, çiğnenirim, Hakk'ı tutar kaldırırım!/Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu" mısralarını okudu.

Erdoğan, konuşmasını, "Asım bu. Sizler de inanıyorum ki bu olacaksınız ve bu güzel günde inşallah sizleri en kalbi duygularla kutluyorum. Rabbim yolunuzu bahtınızı açık eylesin. Rabbim sizleri muhafaza buyursun. Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun. Kalın sağlıcakla diyor, hepinizi Allah'a emanet ediyorum" sözleriyle tamamladı.

Sayfa Yükleniyor...