Arınç: Ergenekon’u aklamaya çalışıyor

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Ergenekon’a üye olacağım” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’na tepki gösterdi. Bir siyasetçinin böyle konuşmaması gerektiğini belirten Arınç, “Örgütü aklamaya yönelik sözler” dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ''Ergenekon'' örgütüyle ilgili açıklamalarını değerlendirdi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kılıçdaroğlu’nun sözlerini ''çok talihsiz'' olarak nitelendirdi.

Arınç, Deniz Baykal'ın Silivri'deki davanın avukatı olduğunu söylediğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Sayın Kılıçdaroğlu da şimdi o örgüte üye olmaktan bahsediyor. Bir siyasetçi bunları söylememeli. Davası devam eden, hatta bazıları soruşturma evresinde olan bir konu hakkında, öyle bir örgüt varsa onu aklamaya yönelik beyanlardır. Yargıya müdahaledir ve adli görevlerini yapanları etkilemeye teşebbüstür. CHP liderleri bu konuyu geçmişten bu yana devam ettiriyorlar. Sadece örgütün avukatlığını yapmak veya üye olmayı istemek bir yana, CHP milletvekilleri Erzincan'dan Silivri'ye bu davaları bizzat takip etmek suretiyle kamuoyuna bir mesaj vermeye çalışıyorlar. Eğer hukuk varsa ve yargı bağımsız olarak görevini sürdürecekse soruşturma ve kovuşturma safhasında olan bir konuda siyasetçilerin hiçbir şekilde müdahil olmaması gerekir. Bu çok yanlış ve talihsiz bir beyandır. Şüphesiz bunu söyleyen Kılıçdaroğlu, bir hafta öncesinde halkı direnmeye çağıran, sokak sokak, mahalle mahalle direniş yapmayı öğütleyen bir konumdaydı. Demek ki hız kesmeden devam ediyorlar. Sonuçta geldikleri nokta, Ergenekon'u bir isim olarak kullanmıyorum ama Ergenekon ismiyle anılan bir örgütün varlığından bir iddianamede bahsediliyorsa böyle bir örgütün avukatlığını yapmak veya üye olmayı istemek bir siyasetçinin kendi kendini inkarından başka bir şey değildir. Siyaset sivil zeminlerde yapılır. Cumhuriyeti devletinin, hem laik, sosyal hukuk devleti olduğunu bilen kimseler tarafından da daha özenli konuşulması gerekir.''

Muhalefet partilerinin, ''Balyoz planı davasıyla ordudan intikam mı alınıyor'' ve ''Seçim öncesinde darbeden bahsedip mağduriyet yaratmaya çalışıyorlar'' şeklinde eleştirileri olduğunun anımsatılması üzerine Arınç, ''Bu sözlerin neresini düzeltebileceğimi doğrusu bilmiyorum. Ne bu davanın oluşumunda ne bugün devam ettiği noktada ne de bundan sonrasında hükümet ve yürütme kesinlikle olmamıştır'' dedi.

Yargıya intikal eden bir konuda ve şüphe üzerine başlatılan soruşturmada savcılar ile hakimlerin birlikte karar verdiğine işaret eden Arınç, şunları söyledi:

''Tahliyelerde veya tutuklamalarda, aramalarda veya gözaltılarda tek bir yer var, orası da yargıdır. Yargı bugüne kadar yetkilerini yasamadan ve yürütmeden almamış, kendi imkanlarını kullanmışlardır. Dolayısıyla darbe tehdidi varsa, bununla ilgili planlar yapılmış, üzerinde çalışılmışsa bu iddiaların süratle yargıda ele alınıp üzerine gidilmesi gerekir. Türkiye'de böyle bir şey yoktur demek ile böyle bir şey vardır demek arasındayız biz. Mevcut delillerle hangi karara varılacaksa bunu hepimiz göreceğiz. Niçin bu konuda sadece hükümeti suçluyorlar da yargının yürüttüğü bir soruşturma ve kovuşturmada yargının yetkisinden bahsetmiyorlar? Bunlar basit suçlamalardır.

'AK Parti bu darbe sözcüğünden ve bu yargılamalardan bir mağduriyet oluşturup, seçimlerde avantaj sağlamak istiyor' iddiası, bizim için söz konusu olamaz. Mağduriyetler meydana getirmek veya halkın psikolojisini bu yönde etkilemek, olsa olsa küçük partilerin, kısır siyasetçilerin, çekişmeci, çatışmacı siyasetçilerin işidir. AK Parti'nin buna kesinlikle ihtiyacı yoktur. 8 seneden beri halkın desteğiyle genel, yerel seçimlerden, referandumlardan başarıyla çıkmış bir partinin böylesi kısır sözlerle bir mağduriyet edebiyatı yaratmaya, bunun sonucunda oy toplamaya ihtiyacı yoktur. Haziran seçimlerinde Türkiye'de, başta CHP olmak üzere bütün siyasetçilerin, AK Parti dışında, vardıkları bir sonuç var; 'anladık bu parti yeniden iktidara gelecek. 367'nin altında mı, yoksa doğrudan anayasayı değiştirecek güce mi ulaşacaklar?' Aralarında bunu tartışıyorlar. İki halde, AK Parti'nin halkımızın desteğiyle yeniden 3. dönem iktidarını yaşayacağını gösteriyor. Böylesine gözyaşlarıyla, mağduriyet edebiyatıyla, şu veya bu örgüt üzerinden mesaj vermekle AK Parti'nin temin edeceği hiçbir şey olamaz. Bu olsa olsa belli örgütlerin avukatlığını yapmak veya onların lehine çalışıp, onlardan oy toplamaya gayret edenlerin işidir.''

Sayfa Yükleniyor...