Arınç: Ergenekon'un hedefi AKP'yi devirmek

Başbakan Yardımcısı, "İddianamesindeki bir takım konuşmalar ve bir takım planların tek bir hedefi var: Çeteler, AKP iktidarını devirmeye çalışıyor" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Sakarya Akyazı'da 7 Haziran'da yenilenecek belediye başkanlığı seçimleri öncesi partililere hitap etti.

Arınç, şunları söyledi:

"Her oyun bizim üzerimize oynanıyor. 'Nasıl olur da AK Parti iktidardan gitmeli. Bu geldi düzenimiz bozuldu. Bu geldi tezgahımız bozuldu.' Akyazılılar siz televizyon izliyorsunuz değil mi? Gazeteleri her gün okuyorsunuz değil mi? Silivri'de bir yargılama var, adına 'Ergenekon' mu ne diyorlar, biliyorsunuz değil mi? Bunun iddianamesinde gazetelerde boy boy sayfalar halinde çıkan bir takım konuşmalar, bir takım planlar ve bir takım organizasyonların tek bir hedefi var.

Çeteler, 'de AK Parti iktidarını devirmeye çalışıyor. Biz de devrilmiyoruz, hamd olsun. Ayakta duruyoruz. AK Parti'den başka bir parti iktidarda olsaydı ve bu tezgahlar böylesine planlanmış olsaydı, ayakta kalmamız mümkün değildi. Rüzgarından bile giderdik. Ama AK Parti var. Yerinde sabit, dimdik duruyor. Tek gücünü Rab'bimin lütufundan, milletin takdirinden alıyor. Bu yüzden 6,5 yıldır iktidardayız, 7 yıla yaklaştı.

Saunasından, neşterine kadar ne kadar sülük varsa milletin kanını emen, milletin zenginliğini perişan eden, hepsinin hakkından geldik. Şimdi de artık büyüklerle uğraşıyoruz. AK Parti'yi yıkacaklarmış. Halkın seçtiği iktidarı devireceklermiş. Neredeymiş o eski darbe günleri, neredeymiş eski kazançlı günleri. Küçüğü de, büyüğü de şimdi bir yerlerde. Türkiye'de AK Parti iktidarı var. Meydan okuyoruz. Ateşi Nemrut'tan korkar mı İbrahim olan, hodri meydan, hodri meydan, hodri meydan. Bir zamanlar iştahı doymak bilmeyen bozguncular tekrar Türkiye'de iktidar sahibi mi olsunlar, onların dedikleri mi olsun, Türkiye eski karanlık günlerine mi gitsin, yoksa o karanlıkların üzerine çok şükür bir ışık gibi doğan AK Parti iktidarı gücünü eskitmeden yoluna mı devam etsin?"

27 NİSAN BİLDİRİSİ TEHDİT ETTİ
Başbakan Yardımcısı, 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de değindi:

"Önümüze engel üzerine engel çıkardılar. Siyasi engellerin hepsini aştık, ama hiç aklımıza gelmeyen bir hokkabazlıkla karşı karşıya geldik. 367 diye birisi bir şey uydurdu. Anayasa Mahkemesi de bunu kabul etti ve biz seçimi yapamaz hale geldik. Bir de ne görelim, 27 Nisan akşamı internet sitesine bir şey konulmuş. Adeta tehdit ediyor. 'Bu adamı Cumhurbaşkanı seçmeyin, bir de izin vermeyin' diyor.

Tam bir imtihan ve kırılma noktası. Geçmişte siyasetçilerin böyle muhtıralar ve bildiriler karşısında elleri titreyerek, okumaya çalıştıkları özür ve af dileyen konuşmalardan birisini mi yapacaktık, yoksa millete sahip mi çıkacaktık? Hamd olsun, milletin hukukuna sahip çıktık. 27 Nisan'da bunu söyleyenlere, 28 Nisanda 'Oturun oturduğunuz yerde, bu milleti bu devleti hükümet
yönetiyor, hükümet de halkın seçtiklerinden oluşuyor, biz hükümetiz' dedik.

Halen gözlerini hırs bürümüş, ihtirastan başka bir şey görmeyen zavallı bazıları var ki, 'Türkiye bizden sorulur' diyorlar. Artık milletin onlara bakacak hali yok."

2 YILDA BİR İMTİHAN EDİLİYORUZ
Arınç, şöyle devam etti:

"1950 ve 1954'te Demokrat Parti gibi, biz de 2002'de tek başımıza iktidara geldik. 2004 yılında 2 bine yakın belediye kazandık. Daha sonra genel seçimlere gelindi. 2007 seçimlerinde millet AK Parti'ye bir yüklendi ki birilerinin dudağı uçukladı ve hayretten gözleri fırladı. Yüzde 47 ile 341 milletvekili çıkardık ve tek başımıza iktidarız. Kurulduğumuzdan bu yana 2 yılda bir imtihan ediliyoruz. Her imtihanı şükürler olsun, başarıyla verdik. 2007'den, 2009'a geldik. Mahalli seçimlere gittik. Bunların hepsi başarıdır. Allah bizi şımartmasın. Biz de şımarmayacağız. Veren haktır, takdir eden halktır. Millet takdir ettikçe, hizmetlerimiz artacak."

ERDOĞAN'LA KIRILDIĞIMIZ ZAMANLAR OLDU
Başbakan Erdoğan'la birbirlerine kırıldıkları zamanlar da olduğunu ifade eden Arınç, şöyle konuştu:

"Benim de onun hakkında 'Böyle yapmasaydı, böyle söylemeseydi' veya Başbakanımızın benim hakkımda 'Şunu yapmasaydı, bunu söylemeseydi' dediği zamanlar olmuştur. Ama bir olay oldu. O olay bana hayatımın gayesini verdi. Bu olay bana 40 yıla yaklaşan siyasi hayatımın en güzel meyvesini verdi. Ben ondan sonra 'Ey Tayyip Bey, ben sana bundan önce ve bundan sonraki bütün haklarımı helal ediyorum' dedim. Bu olay Davos'ta gösterilen yiğitlikti, asaletti, büyüklüktü. Siyasetin bir gayesi olmalı. Yatarak ve yuvarlanarak siyaset olmaz. Zamanı gelir, sizin bir asalet göstermeniz gerekir. Sırf yerimde kalayım diye, sırf beni görmesinler diye, sırf bana bir şey yapmasınlar diye, sırf benden nefret etmesinler diye başını ve gözünü saklayan siyasetçileri çok gördük. Ama yiğitlik odur ki, yanında masum ve mazlum insanlara en büyük zulmü yapmış, bir devletin Cumhurbaşkanı otururken bile zalime karşı hakikati söyleyebilmektir. Bunu Türkiye'nin Başbakanı yaptı. Çok şükür hayatta bunu gördünüz ya ölsek bile gam yemeyiz."

Sayfa Yükleniyor...