Arınç: Haklı talebe 2002 gibi ‘evet’ deriz

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle için yasal düzenleme sinyali verdi. Arınç, “Haklı taleplere 2002’de nasıl ‘evet’ dediysek, yine ‘evet’ deriz” dedi.

Arınç: Haklı talebe 2002 gibi ‘evet’ deriz

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TBMM'de kaydını yaptırdıktan sonra gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bakan Arınç, ''Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından bağımsız milletvekillerinin Meclisi boykot etmesi konuşuluyor. Ortam geriliyor, ne diyorsunuz'' sorusuna, ''Beğensek de beğenmesek de, değiştirilmesini veya yenilenmesini istesek de bir Anayasa var, yürürlükte seçim mevzuatı var, TCK var. Bir hukuk devletinde olması gereken yasal düzenlemeler mevcut ve yürürlükte. Dolayasıyla 76. madde, milletvekili seçilebilme şartlarını öngörüyorsa bu değişmediği müddetçe bunun uygulanması gerekir. 'Ben beğenmiyorum, o halde uymayacağım' diyemezsiniz'' karşılığını verdi.

Parlamentonun yasamanın yapıldığı yer, demokrasinin kalbi olduğunu, yüzde 90'lara yaklaşan temsil gücünün bulunduğunu belirten Arınç, şöyle konuştu:

''Beğenmediğimiz, yanlış bulduğumuz, demode olduğuna inandığımız bütün düzenlemeleri parlamentomuzda değiştirme imkanımız var. Anayasa değişiklikleri de buna dahil ama yürürlükte bulunduğunda yazılı hukuku, işleyen mekanizmaya karşı 'seni tanımıyorum, seninle mücadele edeceğim, sokaklar savaş alanına dönecek, dağa çıkacağız, vuracağız, kıracağız' söylemleri, hiçbir siyasetçinin ağzına yakışmayan söylemlerdir. Bir insan şuna karar vermeli; 'ya siyaseti ya şiddeti tercih edeceğim.' Siyaseti tercih etmişseniz şiddetten uzak kalacaksınız. Dünyanın hiçbir yerinde siyaset şiddet yoluyla yapılmıyor. Dolayısıyla arkadaşlarımız; milletimizin değerli oylarıyla seçilip bağımsız olarak buraya geliyorlarsa, sonunda bir grup kurarak parlamentodaki yasama çalışmalarına katılacaklarsa şiddet dilinden uzak durmalılar, şiddeti tercih etmemeliler, kullanmamalılar. Tahrik, teşvik, bazılarının yaptığı gibi tehditler... Bütün bunlar bir siyasetçi ağzına yakışan, bir partinin mensubuna yakışan eylem ve davranışlar değildir. Hem BDP'ye parti olarak hem de bu partinin bağımsız gösterdiği adaylardan seçilen arkadaşlarımıza tavsiyemiz; hukuk içinde mücadele edelim, parlamentoda yasama çalışmalarına birlikte katılalım, için artık demode olduğuna inandığımız veya millet vicdanına ters olduğunu düşündüğümüz uygulamaların değiştirilmesi için yasalar içerisinde faaliyet gösterelim.''

'HALK BUNA TEPKİ GÖSTERİR'
Arınç, Hatip Dicle hakkında verilen kararın, Mart ayında verilen ceza hükmüne dayanıyorsa bunun emsallerinin geçmişte de olduğunu, bunların da milletvekilliklerinin mutlaka iptal edildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''İsteyen hem karara hem de geçmişteki uygulamalara baksın. Bundan memnun olmamak doğaldır ama bu memnuniyetsizliği şiddete, insanları meşgul edebilecek, üzüntüye sevk edebilecek davranışlara sürüklemek, bence çok yanlıştır. Halk buna tepki gösterir. Bir siyasetçi olarak bu söylemi kullananlara halkımız mutlaka tepki verecektir. Gelsinler, parlamento çalışmalarına katkıda bulunsunlar, milletin kürsüsünü kullansınlar, denetleme görevi yapsınlar, yasama faaliyetlerinde bulunsunlar, emin olun, haklı ve doğru taleplerde biz de kendileriyle birlikte olacağız ve katkı sağlayacağız ama bu olayı bahane ederek Türkiye'yi gerginliklere sürüklemenin, insan hayatına mal olacak, cana, mala zarar verebilecek eylemleri tahrik etmenin herkes tarafından elbette şiddetle ve nefretle kınanacağına inanıyorum, arkadaşlarımızı sağduyuya davet ediyorum.''

‘2002’DEKİ GİBİ ‘EVET’ DEMEYE HAZIRIZ’
Hakkari Bağımsız Milletvekili Selahattin Demirtaş'ın ''geçmişte Başbakan Erdoğan için yapılan yasal düzenleme gibi bir düzenlemenin yapılması gerektiği'' görüşüne dair soru üzerine Arınç, şunları söyledi:

''Elbette bu talepler mutlaka doğru da olabilir, haklı da olabilir, makul de olabilir. Bunlar sokakta konuşulmaz. Parlamentoya gelinir, '76. maddenin değiştirilmesi gerekir, çünkü...' diye bir gerekçe hazırlanır. O zaman Meclis bunu görür ve mutlaka yerine getirir. Yerine getirir derken, mutlaka bunu onların istediği gibi yapar anlamında da söylemiyorum ama bir yasa değişecekse, yeni bir yasa yapılacaksa, Anayasa'nın maddelerinde değişikliğe gidilecekse bunun şiddetle veya insanları sokağa teşvik etmekle hiçbir alakası yok. Bunu yapacak olan demokrasinin kalbi, millet iradesinin tecelli ettiği yer, parlamentodur. Doğru, haklı taleplere nasıl 2002'de 'evet' demişsek bugün de 'evet' demeye hazırız ama bunun müzakeresini sokakta yapmayacağız, parlamentoda yapacağız.''

‘BOŞ TARTIŞMALAR’
Bülent Arınç, ''Ara seçim tartışmaları gündeme gelmeye başladı'' denilmesi üzerine de ''Bunlar boş tartışmalardır'' diye konuştu.

'KENDİLERİ BİLİR, PARLAMENTO BURADA'
Bir gazetecinin ''Adaylığın kabul edilip, daha sonra vekililiğin kabul edilmemesinde bir kasıt görüyor musunuz'' sorusuna karşılık Arınç, ''YSK böyle çalışıyor. Unutmayın ki Merve Kavakçı'nın milletvekilliği de parlamentoya girdikten sonra ama yemin yapamamıştı, daha sonra gerçekleşti. Yani engel bir sebebin daha sonra ortaya çıkmış olması hali de 76. maddenin uygulanmasını gerektirebilir. Keşke bütün bunlar daha aday olmadan ortaya konulabilse, o zaman kişilere 'siz şu sebeple aday olamazsınız, seçilemezsiniz' denilebilse... YSK'nın maalesef bu dönemde o kadar yanlış, o kadar özensiz kararları var ki, hangi birini eleştireceğimizi doğrusu bilemiyoruz ama seçildikten, mazbatasını aldıktan sonra bu işlemin yapılmış olması, yazılı hukuka uygundur'' dedi.

Arınç, ''Parlamentoya gelmezlerse ne olur'' sorusuna, ''Kendileri bilir, parlamento burada. Parlamento çalışır, görevini yapar ama isteriz ve umarız ki, bu arkadaşlarımız da parlamento çalışmalarına katkıda bulunsunlar. Çünkü kendilerine oy veren milletimiz, onları parlamentoya milletvekili olarak seçti. Milletvekili sokakta durmaz, parlamentoda çalışmasını yapar. Sokakta siyasetini yapar, parlamentoda yasama çalışmalarına katkıda bulunur. Onlar orada kalacak, buraya gelmeyeceklerse o zaman kendilerini seçenle aralarında bir sorun oluşacaktır demektir. İçlerinde çok tecrübeli insanlar var. Bu farkı mutlaka gözeteceklerdir'' karşılığını verdi.

Sayfa Yükleniyor...