Arınç: Ruhban okulu tekrar eğitime başlamalı

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Heybeliada Ruhban Okulu’nun tekrar eğitime başlam isteğini haklı bulduklarını ama mevzuatların buna engel olduğunu söyledi.

'deki azınlıkların ruhani liderleri ve cemaat vakıflarının başkanları ile Başbakanlığın Dolmabahçe Ofisi'nde kahvaltılı toplantıda bir araya gelen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ocak 2003 tarihinde kanunlaşan 4. Uyum Paketi'nde cemaat vakıflarının taşınmaz mal edinmelerini kolaylaştırmak amacıyla Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden izin almaları esasını getirdiklerini dile getirdi.

Arınç Temmuz 2003'te kabul edilen 6. Uyum Paketi ile cemaat vakıflarının tasarrufu altında bulunduğu belirlenen taşınmaz malların vakıf adına tescili için yapılacak başvurular bakımından öngörülen süreyi uzattıklarını anımsattı.

Eylül 2004'te yayımlanan bir yönetmelikle cemaat vakıflarının seçim çevrelerinin genişletildiğini, Ocak 2005'te kabul edilen bir yönetmelikle gayrimüslimlere ait dini, hayri, sıhhi, sosyal, eğitsel ve kültürel müesseseler ile bunların kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgili işlemlerinin yürütülmesi görevinin Emniyet Genel Müdürlüğü’nden alınarak İller İdaresi Genel Müdürlüğü ile valilik ve kaymakamlıklara verildiğini anlatan Arınç, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Türkiye genelinde kilise, havra, manastır ve sinagog gibi eserlerini restore etme çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.

Bir gazetecinin, bugünkü görüşmede Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasının gündeme gelip gelmediğini sorduğu Arınç, Heybeliada Ruhban Okulu'nun konuşmalar içinde geçtiğini ve Patrik Bartholomeos'un bu konuda düşüncelerini dile getirdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

''Bu düşünceleri hepimiz de esasen biliyoruz. Bu konuda bir çalışma yapıldığını zaman zaman sayın Başbakanımız da sayın Milli Eğitim Bakanımız da sayın Devlet Bakanımız da ifade ediyor. Biz iyi niyetle olaya yaklaşıyoruz ama geçmişten bu yana Anayasa Mahkemesinin ve diğer mevzuat hükümlerinin bu konuda bir kısıtlama getirdiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Hükümetimizin bu konudaki düşüncesini tekrar ifade etmek isterim.

Dini inançlara sahip ülkemizde yaşayan insanların, azınlık statüsü içerisinde değerlendirilirse değerlendirilsin, Lozan'dan kaynaklanan hakları söz konusu edilirse edilsin, kaldı ki biz onlara bu ülkemizin birer vatandaşı yurttaşı olarak bakıyoruz, başkalarından farklı olarak bakmıyoruz. Onların dini adam veya din görevlisi yetiştirmek ihtiyaçlarını, dini inançlarının bir gereği olarak haklı ve makul buluyoruz.

Dolayısıyla Heybeliada Ruhban Okulu'nun hukuki mevzuatımız içerisinde tekrar eğitime başlaması konusunda hükümetimizin, şahsımın bir kararı olduğunu söylemeliyim. Ancak önümüzdeki engelleri yine bir hukuk devleti olan Türkiye'nin kendi mevzuatı içerisinde umarım çok fazla geçmeden gerçekleştireceğiz. Bu konuda sayın patrikle de ilgililerle de görüşmelerimiz devam ediyor.''

Sayfa Yükleniyor...