Arslan'ı gören kameranın pikseli yetmedi

Danıştay baskınında Alparslan Arslan'ı binaya gelirken gösteren Sıhhıye Orduevi'ne ait kamera görüntülerini inceleyen TÜBİTAK, çözünürlük düşük olduğu için kimlik tespiti yapamadı.

Birinci Ergenekon davasında mahkeme heyetinin olay sonrası Alparslan Arslan'ın yakalanarak araca bindirildiğini gördüğü görüntüyü TÜBİTAK göremedi.

TÜBİTAK, raporunda Sıhhıye Orduevi'ne ait kameraların çözünülürlüğünün iyi olmadığı için kimlik tesbiti yapılamadığını bildirdi.

Danıştay baskını öncesi ve sırasında Sıhhiye Orduevi’ne ait görüntülerle ilgili TÜBİTAK'ın hazırladığı rapor mahkemeye ulaştı.

Raporda piksel çözünürlüğü iyi olmayan kameradan kimlik tespitinin zor olduğu belirtilerek, "Görüntü kalitesi arttırılamadı” denildi.

Bu TÜBİTAK'ın Alparslan Arslan'ın görüntüsünü tespit etmediği anlamına geliyor.

Oysa mahkeme heyeti, Alparslan Arslan'ın yakalanarak araca bindirildiği anın görüntülerde olduğunu ancak  diğer sanıkların olay yerine gelişlerinin görülmediğini duruşmada açıklamıştı.

Heyet, Arslan ve diğer sanıkların Danıştay binasına gelişlerine ilişkin görüntü bulunup bulunmadığının incelenmesi için görüntüleri TÜBİTAK'a göndermişti.

OSMAN YILDIRIM'DAN YENİ ŞEMA
Birinci Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında ise tutuklu sanık Osman Yıldırım mahkemeye yeni bir Ergenekon şeması sundu.

Osman Yıldırım, Danıştay davasına bakan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin, ''Üç Aliler Divanı''na benzediğini, bunların önce idam edip sonra yargılama yaptığını ileri sürdü.

Yıldırım, yine Yunan mitolojisinde şüphelilerin elleri bağlanarak nehre atıldığını, kurtulanların suçsuz olarak kabul edildiğini ifade ederek, ''Ankara'daki hukuk ve adalet anlayışı Yunan mitolojisindeki nehir tanrısından daha da geridir'' dedi.

Ardından Başkan Şengün, Yıldırım'ın dün bir dilekçe verdiğini belirtti. Şengün, Yıldırım'ın bu dilekçenin okunmasını istemediğini söylemesi üzerine ise ''Muhatapları var. Burada okumak durumundayım'' dedi.

Dilekçenin okunmaması konusunda ısrar eden Yıldırım, Başkan Şengün'ün dilekçeyi okumaya başlaması üzerine, ''Söylemlerimden vazgeçiyorum. Feragat ediyorum'' dedi.

''Dinlemek istemiyorum'' diyerek dışarı çıkmak isteyen Osman Yıldırım'a izin vermeyen Başkan Şengün'ün okuduğu dilekçede, Osman Yıldırım'ın yeni iddiaları yer aldı.

Şengün, dilekçede, Yıldırım'ın Türk İntikam Tugayının (TİT) müstakil bir örgüt olmayıp, iddia edilen ''Ergenekon Terör Örgütü''nün alt yapılanması olduğunu belirttiğini, TİT'in başında 156 Semih koduyla Semih Tufan Gülaltay'ın bulunduğunu, yine TİT içerisindeki her hücrenin de tetikçilerinin olduğunu söylediğini vurguladı.

Gülaltay'ın da Akın Birdal suikastının azmettiricisi olduğununu ifade eden Yıldırım'ın, Akın Birdal suikast girişimi dosyasının kapatıldığını, ''Ergenekon Terör Örgütüne'' ise dokunulmadığı iddiasında bulunduğunu belirten Şengün, Oral Çelik ve Alaattin Çakıcı'nın da ''Ergenekon'' örgütünün tetikçisi, ikinci davanın tutuklu sanıklarından Osman Gürbüz'ün ise örgütte hücre başkanı olduğunu ileri sürdüğünü dile getirdi.

Bugünkü duruşmaya katılan başka suçtan hükümlü tutuksuz sanık Sedat Peker'in de sahte kabadayı olduğunu savunan Yıldırım'ın, dilekçesinde Alparslan Arslan'ın babası İdris Arslan hakkında da ''Ergenekon ile İslamcılar arasında denge kurmaya çalıştığını'' yazdığını belirten Başkan Şengün, Yıldırım'ın dilekçesine ek olarak bir de Ergenekon şeması çizdiğini aktardı.

Şengün, Yıldırım'ın şemada, Hasan Hasanoğlu, Semih Tufan Gülaltay'ın aralarında bulunduğu bazı isimlere yer verdiğini söyledi. Dilekçenin kendisine ait olduğunu ifade eden Yıldırım, Şengün'ün, ''İçeriği doğru mu?'' sorusuna da ''Bilmiyorum. Cevap vermiyorum.  Artık bu saatten sonra söyleyecek hiçbir şey de yok'' dedi.

Ardından Yıldırım, salondan ayrıldı.

Sayfa Yükleniyor...