"Ateş düştüğü yeri yakar"

Ege Bölgesi çevre sorunlarından en fazla pay alan bölgelerin başında geliyor.. Madenler, kirlenen nehirler, orman yangınları, Ege Bölgesi'nin yaşam damarlarını bir bir kesiyor... Çevreciler tahribata karşı tepkilerini eylemlerle sürdürüyorlar.

Bazen taş ocağına karşı, bazen de maden ocağına karşı eylem yapmak için yola düştü Egeli çevreciler.. Altın, nikel, magnezyum madenlerinin yanı sıra,, çimento fabrikaları da çevrecilerin hedefindeydi..

Baca gazı filtresi takılsa da yatağan termik santrali ve ege'ye yaşam veren 4 nehirde yaşanan kirlilik de çoğu zaman tartışmaların odağında yer aldı...

Prof. Dr. Ümit Erdem şunları söylüyor:"Ege bölgemizde biz çevreyi doğru yönetemedik. Örneğin su döngüsünü yitirdik. Sularımız kirli akmaya başladı. Gediz bunun çok önemli bir örneği. Turgutlu Çaldağı dediğimiz zaman 10 binlerce ağacın yokolacak... Hemen yanında bulunan Gediz nehri en önemli toprakların erozyona uğrayacak... Ayrıca yine söylüyorum halkın da tarımsal birikiminin yokedileceği bir durum sözkonusu."

Ege'de çevrecilerin bir sitemi de Egelilere.. Egeçep dönem sözcüsü Berrin Esin Kaya anlatıyor:"Ateş düştüğü yeri yakıyor. Ege'de de ateş heryere düşüyor aslında. Turgutlu'dan tutun Efemçukuru, Bergama, Uşak bir sürü yerde bir sürü sorun yaşıyoruz. Taş ocakları, altın madenleri, suların kirlenmesi... Ateş düştüğü yei yakıyor ve insanlar biraraya geliyorlar. ama daha fazla duyarlılık gerekiyor."

Sayfa Yükleniyor...