Bahçeli: PKK’nın yapamadığını başardılar

MHP lideri Devlet Bahçeli, "Demokratik Açılım"a olan tepkisini Meclis’teki görüşmede de dile getirdi. Açılımın demokrasi ambalajına saklandığını savunan Bahçeli “PKK’nın 25 yılda yapamadığını hükümet başardı” dedi.

Bahçeli: PKK’nın yapamadığını başardılar

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis Genel Kurulu'nda ''Demokratik Açılım'' için yapılan genel görüşmede partisinin görüşlerini açıkladı.


Sözlerinin başında, terörle mücadelede vatan ve bayrak uğruna toprağa düşen şehitleri rahmet, minnet ve şükranla andığını ifade eden Devlet Bahçeli, gazilere de şükranlarını sundu.

''Bugün, Büyük Millet Meclisi, 89 yıllık kutlu tarihinin en talihsiz günlerinden birisini yaşamaktadır'' diyen Bahçeli, Türk milletinin kurtuluşu, bağımsızlığı, hürriyeti ve birliğinin en büyük temsilcisi olan, en muhteşem mekanı olan bu çatı altında konuşulan konulardan üzüntü duymamanın mümkün olmadığını söyledi.

''Bugün burada neyi tartışacağız?'' diyen Bahçeli, şu soruları yönetti: ''Nasıl bölüneceğimizi mi? Nasıl ayrılacağımızı mı? Kardeşlerimizi nasıl terk edeceğimizi mi? Bugün burada hangi konuda uzlaşacağız? Devletimizi nasıl parçalayacağımızı mı? Topraklarımızı nasıl taksim edeceğimizi mi? İllerimizi kimlere vereceğimizi mi? Bugün burada hangi karara varacağız? Şehitlerimize nasıl ihanet edeceğimizi mi? Gazilerimizi bir kez daha nasıl yaralayacağımızı mı? Asker, polis ve korucularımızın hatıralarını nasıl ayaklar altına alacağımızı mı? Aylardan beri görüşmek, buluşmak, konuşmak, temas kurmak istiyordunuz. İşte buradayız. Milletimizin gözü önünde ve onun şahitliğinde bilmek ve duymak istiyoruz:

Maksadınız bunlardan hangisidir? Bize ne anlatmak istiyorsunuz? Bizden istediğiniz nedir? Bunların hangisini tartışıp, hangisinde uzlaşacağız? Bunların hangisini kabul edip, hangisine destek vereceğiz? Bunların hangisine onay verip, hangisini savunacağız? Ve Allah esirgesin, bunlara izin verirsek, göz yumarsak, görmezden gelirsek, Muhterem ecdadımıza, ne diyeceğiz? Ne anlatacağız? Ne söyleyeceğiz? Şayet varsa, bir yolunuz ve bahaneniz siz söyleyiniz. Gafletteydik, uyuyorduk, güçsüzdük mü diyeceksiniz? Görmedik, bilmedik, düşünmedik mi diyeceksiniz? Oy peşindeydik, günü kurtarmaya çalışıyorduk mu diyeceksiniz?

Bu mekanda ayakta alkışladığınız küresel güçler, öyle istiyordu, pazarlıklar böyleydi, arkamızdan itiyorlardı mı diyeceksiniz? Ne yapalım, strateji kuruluşları böyle tavsiye ettiler. Birbirinden değerli zevat da böyle buyurdular. Çaresiz kaldık, boynumuzu eğdik mi diyeceksiniz? Devlet kurumları görülmemiş uyum içindeydi, Birileri de önümüzde fırsat var, kaçırmayalım demişti, Biz de razı olduk mu diyeceksiniz? Bunun hesabını iki cihanda nasıl vereceksiniz?''

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türk milletinin bunu asla kabul etmeyeceğini ifade ederek, mezhebi, kökeni, yöresi ne olursa olsun, hiçbir kardeşinin buna razı olmayacağını bildirdi.

''Türkiye bir ve bütün olur, bu oyuna gelmez. Kardeşliğine, birliğine ve varlığına musallat olan bu tehlikeyi elinin tersiyle iter'' ifadelerini kullanan Bahçeli, sonsuza kadar var olmanın inancıyla, yıkımın muhataplarına da hak ettiği dersi vereceğini söyledi.

‘BAYRAĞA YAN GÖZLE BAKTIRMAYIZ'
Bahçeli, ''Yaşattığı buhranın, sarstığı kardeşliğin, tehlikeye düşürdüğü birliğin hesabını da mutlaka sorar. Ve niyet sahiplerini uyarıyorum, MHP'nin Mecliste bulunan 69 kişilik birbirinden değerli arkadaşlarım ve milyonlarca Türkiye sevdalısı, al bayrağımıza kem gözle bakanların hakkından gelir. Bugün aldığınız oya bakıp, 'Türkiye'nin tamamıyız' deyip duruyorsunuz, dikkat edin; Hakkari'den, Edirne'ye, Artvin'den, Muğla'ya, Van'dan İzmir'e, Trabzon'dan Mersin'e kadar bu kutlu vatanda yaşayan bütün kardeşlerim hesaplarınızı boşa çıkartır ve gerçeklerle yüzleştirir'' diye konuştu.

''PKK açılımının bu temel ilkeler ışığında anlaşılması ve değerlendirilmesi kaçınılmazdır'' diyen Bahçeli, Türkiye'nin son 25 yıldır milli varlığını hedef alan silahlı terör ve bölücülük sorunuyla karşı karşıya olduğuna anlattı.

Bu süreçte, terörle mücadelede çok ağır bedeller ödendiğini vurgulayan Bahçeli, bu şerefli mücadelede 2002 yılına gelindiğinde terörün belinin kırıldığını, bitme noktasına getirildiğini söyledi.

AK Parti hükümetinin, terörün sıfır noktasına geldiği bir Türkiye devraldığını öne süren Bahçeli, ancak, aradan geçen 7 yılda terörün yeniden tırmandığını, etnik bölücülük hiçbir dönemde görülmemiş bir şekilde cüret ve mevzi kazandığını öne sürdü.



Bahçeli, AKP'nin açılım sürecinin hareket noktası ve temelinin, bu nedenlerden dolayı yanlış ve sakat olduğunu belirtti. Terörün baskı altına aldığı vatandaşların yegane siyasi temsilcilerinin, eli kanlı veya silahı bırakmış teröristler değil, yalnızca bu çatı altında bulunanlar olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:

''Bu vatan, bundan bin yıl önce gerçek sahibini bulmuştur. Aradan geçen on asır, bu coğrafyadan tarihe damgasını vurmuş bir büyük milleti ortaya çıkarmıştır. Bunun adı Türk milletidir. Bu iftihar ettiğimiz beşeri varlık, köklerin, kökenlerin, dillerin, mezheplerin üstünde bir maddi ve manevi bağ ile birleşmiştir. Bizleri bir araya getiren, acılarımız, anılarımız, zaferlerimiz, hüzünlerimiz ve coşkularımız olmuştur.

Tekraren ilan ediyorum: Bizi bugüne getiren kökenimiz, doğduğumuz yer, muhterem anamızın dili, ruhumuzu teslim ettiğimiz inancımız ve mezhebimiz ne olursa olsun, bizim adımız Türk milletidir.''

'BURASININ ADI TÜRKİYE’
Bahçeli, ya bu topraklar ve üzerinde yaşayan milletin bir ve bütün tutulacağını, ya da Türk milletinin Anadolu'dan atılacağını ve tarihten silineceğini ifade ederek, şu görüşleri dile getirdi:

''Bilmeyenleriniz varsa, ben buradan tekraren söyleyeyim; bunun adı tarihi Şark meselesidir ve tarafları bellidir. Bir yanda Türk milleti, diğer yanda yedi düvel. Bir yanda milletimiz, inançlarımız, değerlerimiz ve bayrağımız; diğer yanda haçlı zihniyeti. Bugün adının değişmiş olması, maskelerin değişmiş olması, bu tarihi emelleri değiştirmemiştir. Bunu görmek lazımdır. Bunu bilmek lazımdır. Adına ne denirse denilsin, ister fırsat, ister çare, ister yol haritası, ister açılım, dayatılmak istenenler Şark Mesele'sinin bugünkü uzantısıdır.''

Bahçeli, Hükümetin çeşitli isim zinciri arasından en sonunda karar kıldığı kavramın, ''Milli Birlik Projesi'', bunun formülü olarak da sunduğu reçetenin ''Demokrasi'' olduğunu söyledi.

Her ikisinin de çağdaş bir toplum arayan herkes için cazip, sıcak gelen, hoşa gidecek davetkar kavramlar olduğunu kaydeden Bahçeli, ''Burada bu kavramların nasıl bir makyaj içerdiğini, bunların hangi niyetleri maskelediğini açıklayacak değilim. Zaten buna da zaman yoktur'' dedi.

Demokrasinin, kendileri için de vazgeçilmez temel siyasi zemin olduğunu kaydeden Bahçeli, ancak demokrasinin aynı zamanda, içi boş bir demokrasi arayışında ülkelerini maceralara atan yöneticiler için, ustaca hazırlanmış bir tuzak anlamı da taşıdığını ifade etti.

Özellikle emperyal fikirlerin ve emellerin çağımızda en iyi saklandığı sığınağın demokrasi iddiası olduğuna işaret eden Bahçeli, şunları söyledi:

''En güçlü bahane ise mazlum milletlere demokrasi götürme olmuştur. Terörist başı bile ayrı bir devlet kurma fikrini 'demokratik Cumhuriyet' denilen bir istismarın içine sıkıştırmak durumunda kalmıştır. Hükümetin, Kürt sorunu diyerek başlattığı sözde açılım süreci de kısa zamanda demokrasi ambalajının arkasına saklanmıştır.

ANAYASA’YA GÖRE HERKES EŞİT
Anayasa'nın hükümlerince, Türkiye'de fertler arasında hiçbir sebeple ayırım olmadığını dile getiren Bahçeli, her ferdin, Anayasa'da da gösterilen bütün insan hak ve özgürlüklerine sahip olduğunu kaydetti.

Bahçeli, hiçbir vatandaşın, yasalar karşısında eşit vatandaşlık haklarını fiilen ve hukuken kullanamadığını iddia edemeyeceğini veya bu haklardan mahrum olduğunu söyleyemeyeceğini ifade etti.

Devlet Bahçeli, ''Bugün gerçekten de iddia edildiği gibi ülkemizin bir bölümünde bir eşitsizlik var ise bu, yılların ihmaliyle oluşmuş yokluk ve yoksulluğun neden olduğu mahrumiyettir. Bir demokrasi sorunu ve özgürlük eksikliği varsa bunun önündeki engeller de devlet yapımızda ve yasalarımızda değildir'' diye konuştu.

Yöredeki vatandaşların tam bir mahkumiyet içinde bulundukları katı feodal yapının ve terörün neden olduğu ferdi özgürleşme sorunu bulunduğunu belirten Bahçeli, bu özgürlüğün, kimliklerin kaşınmasıyla değil, feodal baskı ortamının ve terör baskısının ortadan kaldırılması için sosyal ve ekonomik süreci hızlandıracak tedbirlerin alınmasıyla mümkün olabileceğini vurguladı.



MHP’NİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Kendilerinden çözüm önerileri istendiğini belirten Bahçeli, bu önerileri şu şekilde sıraladı:

''Yurt içinde ve yurtdışındaki bütün teröristler silahlarıyla birlikte teslim olmalıdır. Tamamı Türk adaletine hesap vermeli ve verilecek hükme rıza göstermelidir. Yokluk, işsizlik, yoksulluk çemberini kırarak bu mevkilere kadar ulaşmak için yola çıkmış diğer evlatlarımızın önünü açacak tedbirleri geliştirmektir. Anayasa, ülkemin herhangi bir yerinde doğmuş vatandaşıma ülkemdeki her mevki ve makama yükselme hak ve imkanlarını sonuna kadar vermektedir. Anayasayı kurcalayarak, kolektif kimlik ve hakların oluşmasına cevaz vererek ulaşacağımız sonuç, bilmelisiniz ki kutuplaşma, bölünme, çatışma ve ayrılıştır.''

Mustafa Reşit Paşa'nın, Mehmet Ali Paşa'nın, Fuat Paşa'nın ve Mithat Paşa'nın siyasal hayata katkılarının olduğunu inkar edemeyeceklerini kaydeden Bahçeli, ancak aynı şahısların, Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkıma kadar götüren sürecin mimarları arasında olduklarının da gözden kaçırılmaması gerektiğini vurguladı.

KAYGI YENİ KİMLİKLER OLUŞMASI
Temel kaygılarının, sürecin, millet bütünlüğünü parçalayarak, yeni kimlikler oluşturması olduğunu belirten Bahçeli, ortaya çıkan bu kimliklerin, kendilerine yeni idari çekim merkezleri bulacağını ve millet yapısının parçalanarak, milli ve üniter devletin çökme noktasına geleceğini ifade etti.

Bahçeli, kendilerinin siyaseti birleştirme ve uzlaştırma üzerine inşa ederken, Hükümetin tercihinin ayrıştırma ve farklılaştırma üzerine olduğunu öne sürdü.

''Herkes anasının dilini konuşup konuşmamak hususunda serbesttir'' diyen Bahçeli, bunun gündelik hayattaki özel münasebetlerin kurulmasında bir engel oluşturmadığını, buna mani olacak kimsenin de olmadığını söyledi.

Ancak resmi dilin dışındaki ikinci bir dilin kamusal alanda resmiyet kazanmasının milletin birlik ve devamlılığını durduracağını kaydeden Bahçeli, ''Eğer Türkçemiz, hepimizin günlük iletişim dili olmaktan çıkarsa bilimin, sanatın, yargının, eğitimin, idarenin dili olmaktan da adım adım çekilir ve sonunda yönetim gücü ortadan kalkar.

‘PKK’NIN 25 YILDA YAPAMADIĞINI HÜKÜMET YAPTI’
Devlet Bahçeli, ''Sözde açılım projesinin'', bölgede su ve enerjiyi ele geçirmek, kontrol altında tutmak ve stratejik olarak rezerve etmek isteyen küresel gücün yazdığı Büyük Ortadoğu Projesi'nin dayatması olduğunu iddia etti.

Devlet Bahçeli, şöyle devam etti: “İmralı, PKK, AKP, Peşmerge ve ABD'nin birlikte oynadığı bu oyunun sonunda milletimizin birliğinin, devletimizin tekliğinin, bin yıllık kardeşliğimizin devamı asla mümkün değildir.

Bu aşamaya kadar bile, PKK terör örgütünün 25 yılda yapamadığı ayrışma ve husumeti Hükümet kısa sürede başarmış ve terör örgütü ile kahraman, fedakar şehitlerimizi, gazilerimizi ve aziz yöre halkını aynı kefeye oturtmuştur.”

Devlet Bahçeli, Hükümet'e yönelik, ''Girdiğiniz yoldan dönmemekte ısrarlı iseniz, açılım ortağınızla birlikte elele veriniz ve hodri meydan, bölünme yasalarını çıkartabiliyorsanız çıkartınız'' dedi.

Bahçeli, tarihin, ihanetleri de kahramanları da geçmişte kaydettiğini şimdi de kaydedeceğini sözlerine ekledi.

Sayfa Yükleniyor...